AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Zor bir coğrafyadayız, mübarek bir coğrafya olmakla birlikte zor bir coğrafyadayız. Etrafımızda ateş çemberi var. Birliğimizi, beraberliğimizi temin, tesis etmek için her türlü yolu yöntemi deneyip, Türkiye'de 78 milyonu kardeş kılmak için gece gündüz çalışıyoruz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Dedeman Oteli'nde gerçekleştirilen AK Parti İl Teşkilatı'nın akşam yemeği ve bayramlaşma programına katıldı.
Davutoğlu, buradaki konuşmasına, "Hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum ve Haydi Bismillah" diyerek başladı.
Toplantının gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Başbakan Davutoğlu, toplantıda 2001 yılından bu yana AK Parti davasına gönül verenlerin bulunduğunu belirtti.
Toplantının AK Parti ailesini ne kadar farklı bir aile olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Davutoğlu, "Bu tablo Konyamız'ın ne kadar farklı olduğunu, Konya'da dava aşkının ne kadar farklı ve Konya'da böyle bir davayı omuzlama sorumluluğunun ne kadar yüce olduğunu bize gösteriyor" diye konuştu.
"AK Parti'de böyle ulvi bir yolculuğa çıkmak ne güzel" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu ulvi yolculuğu Anadolumuzun ilk başkenti Konya'da, Konyalı hemşehrilerimizle birlikte yürütmek ne güzel. Sizleri tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil etmek onuruna sahip olmak benim için onurların en büyüğü. Konya'ya minnettarız, Konyalı hemşehrilerimin her birine gönülden duygularla bu minnet duygularımı ifade etmek istiyorum."
Bugün Taşkent'e ve Hadimi Hazretlerini ziyaret etmek için Hadim'e gittiğini belirten Davutoğlu, şehitliği de ziyaret ederek şehit aileleriyle bir araya geldiğini anlattı.
Ziyaretleri sırasında gördüğü muhabbetin kendisini derinden etkilediğini vurgulayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Onun için ne zaman yeni bir yolculuğa çıkmak icap etse hep Konya'ya bir kez uğramayı mutlaka bir gelenek haline getirdim. Yeni bir sefere çıkıyorsak, yeni bir menzile doğru hareket ediyorsak, gelip Hazreti Mevlana'dan, Hazreti Hadimi'den ve dahi diğer büyüklerden destur almak, Konya'yı da arkamızda, yanımızda hissetmek bize güç veriyor. Allah hepinizden razı olsun" dedi.
Teşriflerinden dolayı tüm katılımcılara teşekkürlerini ileten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Bu mübarek arefe gününde bir Kurban Bayramı'nın hemen eşiğinde Arafat'tan ayrılmaya başlayan ve orada dualarıyla ülkemize, İslam dünyasına iyi bir gelecek için Rabbimize niyaz eden hacılarımızın haclarının kabulü duasıyla, niyazıyla bunları zikrederken bir kahraman hanımefendiden bahsetmek istiyorum, Sıdıka hanım, bugün burada aramızda. Dağlıca'da 6 Eylül'de haince gerçekleşen bir saldırıda oğlunu, yüreğini, ciğerini, bütün varlığını orada kaybetmiş olan Resul kardeşimizin mübarek annesi ve babası."
Program öncesi şehitliğe gittiğinde şehidin anne ve babasıyla karşılaştığını aktaran Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kahraman şehidimizin, Resul'umuzun ki o bize aynı zamanda bir davanın elçisidir bu anlamda, mezarının başında Kur'an-ı Kerim tilaveti vardı, Sıdıka hanımla orada karşılaştık. Elini öptüğümde, bir şehit annesi olarak, hepimize ilham olacak ve de Türkiye'ye tuzak kurup, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlere bir cevap mahiyetinde şu sözler onun dudaklarından, ağzından bizim kulaklarımıza ama daha önemlisi yüreklerimize işledi. Dedi ki, 'Sayın Başbakanımın yanında daha da güçlü duracağım. İki evladım daha var gerekirse onları da vatan için kurban etmeye hazırım'. Ve onu dinleyen iki evladı da oradaydılar, ikisi de vakur, birisi abi biri kardeş, ikisi de 'hadi yola çıkıyoruz' desek bir an bile tereddüt etmeyecek şekilde hazırdılar."
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nasıl mübarek bir millet, bu nasıl mübarek bir şehit annesi ki arefe günü ilk kez Kurban Bayramı'nı evladı olmadan idrak edecek bu hanımefendi ülkenin bütün evlatlarını kendi evladı gibi görüp, kendi evladını bu ülkenin geleceği için feda etmeye hazır bir Nene Hatun'du, bir Hazreti Hatice'nin fedakarlığını üstlenmiş bir Mümine hanım, Erzurum savunmasındaki Nene Hatun ve bütün bir milletin o derin fedakarlık duygusu tek bir hanımefendide bu şekilde tecelli etmişti. Kendisini bir kez daha burada aramızda saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Vakarı, metaneti dolayısıyla hem bütün vatandaşlarım, bütün hanımlarımız, hem de Konyalılar adına kendilerini gerçekten büyük bir gururla, bir sembol şahsiyet olarak huzurlarınızda bir kez daha ihtiramla anmak istiyorum."
Yüzyıllar önce ekilen düşmanlık tohumlarının yeşertilmeye çalışıldığını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Kurban Bayramı öncesinde belki bunlardan bahsetmemiz bayram sevincine biraz olsun gölge düşürebilir ama biz bayramları da sorumluluk içinde yaşarız. Bayramlarda da kardeşimizi unutmadan bayram yaparız. Şu an da hepimizin gönlünde Kudüs var. Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da yaşananlara karşı sessiz ve kayıtsız kalmak sadece bu ilk kıblenin bilincine sahip olmamak değil, aynı zamanda insanlık bilincine de sahip olmamak demektir. Mescid-i Aksa'da bu olaylar yaşanırken sesini bütün zorluklara rağmen en yüksek gür seda olarak yükselten tek ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu. Bize çelme takmak isteyenler, bizi sıkıntıya sokmak isteyenlerin temel hedefi buydu."
Başbakan Davutoğlu, "İstediler ki 7 Haziran'dan sonra Türkiye kendi içine kapansın, şefkat elini, merhamet elini, Suriye'den, Filistin'den, Somali'den uzak tutsun. Bilmezler ki bizim yüreğimiz kırk paredir, yüreğimizin bir kısmı Türkiye ile uğraşırken diğer kısmı Filistin'de, bir başka kısmı Somali'dedir. Yüreğimiz öyle derindirki her bir köşesine İslam coğrafyasının ve insanlık coğrafyasının bir bölümü sığar ve o bölüm orada yer alır. Unutmayız, durmayız, susmayız" diye konuştu.
-"ANAYASAL ZORUNLULUK HÜKÜMETİNİ DE TERK EDİP, KAÇANLAR OLDU"
Zor siyasi süreçlerden geçerek koalisyon hükümetleri kurma çalışması içinde olduklarını anımsatan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Son olarak dün de gördüğünüz gibi Anayasal zorunluluk hükümetini de terk edip kaçanlar oldu. Bu ağır sorumluluğun altına, taşın altına elini koymayan CHP, MHP oldu ama bizki bu yola bir siyasi makam ve mevki için değil, bir adalet ve huzur, düzen yeni bir adil, adaletli bir yeni dünya düzeni arayışı için çıkmışız kim nereye, ne yapar diye sormaz elimizi değil taşın, kayaların altına tereddüt etmeden koyarız. İşte onun için bugün hepimizin bu kritik süreçte üzerimizde olan sorumluluk duygularını pekiştirmek adına dikkatlerinizi Filistin'e çekmek istiyorum. El Halil şehrinde bugün Hudeyl adında genç bir kızımız, 18 yaşında, hain ve işgalci İsrail askeri karşısında üzerindeki tesettür elbisesini çıkarması istenmesi ve buna karşı direnmesi nedeniyle vurularak, şehit edildi. Tesettürlü herhangi birisi sanki potansiyel bir intihar bombacısı görüldüğü için şehit edilen bu kardeşimizi rahmetle anıyoruz."
Türkiye'nin ve İslam ülkelerinin kritik bir süreçten geçtiğini dile getiren Davutoğlu, "İşte gün bugündür, tekrar ayağa kalkma, tekrar haydi 'bismillah' deme günüdür" dedi.