İşte Övür'ün yazısından ilgili bölüm:
Önceki gün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "Kozmik Büro" ile ilgili operasyona ilişkin sırrını tam da bu nedenle gündeme taşıdım. FETÖ'nün o operasyonuyla ilgili kafalarda oluşan çok soru var. Devletin en mahrem kurumuna yönelen bir operasyondan söz ediyoruz. Bu yüzden önemli bir kırılma noktası.
Başbuğ, bu konuda dönemin devlet yetkilileriyle ilgili yakın çevresine önemli şeyler anlatıyor ve bunları yazacağını söylüyor. Bu çok önemli ve bir ilk sanıyorum. Önceki gün ilk ipuçlarını yazdım. Şu tespitlerinin de önemli olduğunu düşünüyorum.
Başbuğ, çevresine o operasyon sırasında operasyonu durdurmak için hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hem de Başbakan Erdoğan'a gittiğini söylüyor. Cumhurbaşkanı Gül'den aldığı; "Paşam devletin savcılarına güvenmiyor musun?" cevabının yarattığı hayal kırıklığıyla Başbakan Erdoğan'a gider ve kendisini şaşırtan şu cevabı alır: "Keşke daha önce bana gelseydiniz. En güvendiğiniz asker arkadaşlarınızı fotokopinin başına koyun ve asla belgelerin asıllarını vermeyin."
Başbuğ, çevresine, gece sabahlara kadar 21 fotokopi makinesiyle çalıştıklarını, 8.5 milyonbelgenin 25 gün boyunca kamyonlarla taşındığını anlatıyor ve asıl içini acıtanın ise devlet adına yasadışı örgütlerde çalışan 813 elemanın o bilgiler alındıktan sonra tasfiyeedilmesi olduğunu söylüyor.
Bunlar, siyaset kulislerinde konuşulan şeyler. Artık toplumun da bunları bilmesinde yarar var. Kimin nerede durduğu bilinmeli. Kulislerde terfiler konusunda da Başbuğ'un kendi çevresini şaşırtan şeyler söylediği biliniyor. Hele 15 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda şehit edilen Ömer Halisdemir'in gözünü kırpmadan alnından vurduğu FETÖ'cü Tuğgeneral Semih Terzi'nin terfisiyle ilgili söyledikleri.
Başbuğ'un bu konuda bildiklerini açıkça anlatmasında yarar var. Bekliyoruz.