Geriye dönün bakın, Gezi'den 17-25 Aralık darbesine, TIR Operasyonlarından 6-7 Ekim Vandalizm'ine bütün kalkışma ve saldırılarda hep aynı yol izlendi. Hepsinde de kaybettiler. Oysa hepsi de eski sistemi, statükoyu korumayı amaçlıyordu ve daha vahimi Türkiye'yi kuşatan küresel güçlere hizmet ediyordu. Bu gerçeğe ve arkasında FETÖ'nün kirli aklı olmasına rağmen hala Gezi'ye "demokrasi" için mücadele edildi denmesi çok garip değil mi?
(...)
Aslında Gezi tam tersini yaptı, o sosyolojide var olan F-Tipi karşıtlığın ve antiemperyalist duyguların üstünü örttü.
Hatırlayın, Geziciler, Mısır'dan Ukrayna ve Brezilya'ya uzanan ve kitleler harekete geçirilerek darbelere zemin hazırlanan, iktidarlara el değiştirilen küresel oyunları görmedikleri gibi Gezi sırasında ve sonrasında ne F-Tipi suçlamalar ağıza alındı ne de "Kahrolsun ABD emperyalizmi" sloganları atıldı. Hala da aynı çizgi devam ediyor.
17-25 Aralık darbesinden sonra olanlar da farklı değildi. O konuda da öncülüğü CHP kimselere bırakmadı. CHP'yi yönetenler, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davalarını tezgahlayan FETÖ'yü unutmakla kalmadı, kol kola girip hükümeti düşürmek için yalan bilgilerle Meclis kürsüsü dahil her yol kullanıldı.
Peki, sonra ne oldu?
Bu tezgah da tutmadı. Halk onlara inanmadı.
(...)
Şimdi aynı şeyi CHP, "kontrollü darbe" meselesinde yapıyor. Dikkat edin, CHP çevresinde 15 Temmuz'da meydanlara akan milyonların demokrasi tarihimizde ilk kez tanklara, F-16'lara meydan okuyan direnişine değinen hiç kimse yok. Dahası o geceyi anlamak adına CHP'nin ve CHP'ye destek verenlerin bir çabaları olduğunu da sanmıyorum.
Ama tam tersi, "kontrollü darbe" diyerek o gece halkın yazdığı destan, itibarsızlaştırılmak isteniyor. Daha önce de yazdım, hem Meclis'te CHP'lilerin darbeye direndiğini söyleyeceksin hem de kontrollü darbe diyeceksin, bu olmaz.
FETÖ davaları sürerken CHP'nin bu misyonu üstlenmesi hayra alamet değil. Samimi CHP'lilere duyurulur.