Dün zalimin adı rejimdi, DEAŞ'tı, bugün zalimin adı YPGPYD'dir. Biz DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacak ve mutlaka sınırlarımızın ötesini güvenli hale getireceğiz. Yüzümüze başka konuşulmasından gözümüzün önünde başka işler yapılmasından bıktık, usandık. Dürüst olun ya, dürüst.
Bunlar bize çok zaman kaybettirdi. Bizzat şahsıma bölgedeki örgütlere silah verilmeyeceği söylendiği günden beri 4 bini aşkın TIR silah yüklü, zırhlı taşıyıcı yüklü bunlar Suriye'de sınırlarımızın boyu dağıtılmakla kalmadı, bir de önümüzdeki yılın bütçesine bu iş için ödenek konuldu. Aldığı bu destekten dolayı şımaran bölücü terör örgütünün azgınlığı her geçen gün artıyor. Dolayısıyla artık sözün bittiği yerdeyiz. Bundan sonra sadece ve sadece icraata, uygulamaya bakacağız.
Bakın vize krizini kendileri başlattı, ama şimdi de sağ olsunlar kendileri bitirdi. Ne güzel. Biz böyle bir vize krizi istemedik ki.
Bölgede herkes şu gerçeği artık kabullenmeli. Biz bu terör örgütünü çok da uzak olmayan bir tarihte öyle veya böyle tepeleyeceğiz. Talebimiz, bu süreçte kimsenin ayağımıza dolaşmaması. Birileri için Suriye ve Irak'ta yaşananlar taktik bir hamleden ibaret olabilir. Bizim için buralarda atılan her adım bir beka meselesidir.
Suriye ile 911 kilometre sınırımız var, Irak ile 350 kilometre sınırımız var. Biz buralarda kalkıp da buyrun, yol geçen hanı diyebilir miyiz?. Diyemeyiz. Suriye'deki terör örgütlerine hep diyoruz ki bir gece ansızın gelebiliriz. Biz gelmeden, güvendiğiniz dağlara kar yağmadan siz pılınızı pırtınızı bırakıp çekin gidin. Çünkü biz geldiğimizde gidecek bir yeriniz olmayacaktır.