3'LÜ ZİRVEDE HANGİ KAZANIMLAR ELDE EDİLDİ
Suriye'de 2011'den bu yana devam eden bir iç savaş süreci var. Türkiye bu sürece 2016'nın sonlarından itibaren farklı bir yaklaşım sergiledi. Rusya ve İran'la birlikte Suriye'de krizin çözümü adına ortak adımlar atıldı. Peki Türkiye, Rusya ve İran arasındaki üçlü Suriye görüşmeleri Türkiye için ne anlama geliyor? Taha Dağlı bu sorunun cevabını sabah.com.tr için yanıtladı.
TÜRKİYE SURİYE POLİTİKASINI MI DEĞİŞTİRDİ?
Türkiye 2011'den bu yana, Suriye'deki katliam süreci karşısında durduğu yerde durmaya devam ediyorr. Ama bakış açısını değiştirdi. 2016'ya kadar devam eden bir perspektif vardı, 2016 sonrası bunu değiştirdi. Durduğu yer hala aynı: Suriye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği, terör örgütleriyle mücadele ve sivillerin korunması. Türkiye en başından bu yana bu ilkelerden hiçbir şekilde ödün vermedi.
TÜRKİYE 2016'DAN İTİBAREN SURİYE'DE NELER YAPTI?
Türkiye 2016 yılının 24 Ağustos'unda Suriye'de terör örgütlerine yönelik Fırat Kalkanı harekatını başlattı. O süreçte uçak krizi sonrası ve 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında Türkiye-Rusya yakınlaşması henüz yeni başlamıştı. Ve o harekat başarıya ulaştı, Türkiye Azez-Cerablus hattını DEAŞ teröründen temizledi, PKK-PYD teröristlerinin o koridora girmesini de engelledi.
TÜRKİYE-RUSYA-İRAN GÖRÜŞMELERİ VE ASTANA SÜRECİ NASIL BAŞLADI?
2016'nın sonlarındaki Halep ateşkesi ile başlayan bir süreç vardı. Türkiye-Rusya ve İran Suriye konusunda çözüm odaklı ilk adımı o dönem attılar. Halep ateşkesi sonrası Ocak 2017'de Astana süreçleri başlatıldı.
Türkiye-Rusya ve İran'ın buradaki amacı Suriye krizine çözüm bulmaktı. Astana'nın ayrıca BM tarafından yıllardır yürütülen ve hiçbir sonuç alınamayan Cenevre süreçlerinin de tamamlayıcısı olması hedeflendi.
TÜRKİYE SURİYE POLİTİKASINDAN ABD'Yİ NEDEN ÇIKARDI?
Türkiye, Suriye'de Rusya ve İran'la ortak hareket ederken, ABD bu sürecin dışında tutuldu. İlk Astana görüşmeleri yapıldığında Obama'nın başkanlıktaki son günleriydi. ABD sürece dahil edilmedi.
Çünkü ABD'nin Suriye politikası PKK üzerine kurulu. Türkiye bu süreçte ABD'yi defalarca uyardı. Ama ABD PKK politikasından vaz geçmedi. Türkiye, Rusya ile Suriye konusunda daha fazla ortak paydada buluştu.
ABD'SİZ SURİYE POLİTİKASININ KAZANIMLARI
Türkiye Suriye politikasını bağımsız bir konuma oturttu. ABD'den tamamen bağımsız, Rusya ve İran'ın çıkarları kendilerine, Türkiye'nin menfaatleri ise kendisine oldu. Türkiye, kendi önceliklerini bu denklemde sahaya yansıttı. PKK terör örgütüyle de DAEŞ terör örgütüyle de mücadele etti.
TÜRKİYE, ÜÇLÜ GÖRÜŞMELERDEN BU YANA SURİYE'DE NELER YAPTI?
Türkiye ABD'yi işin içine karıştırmadan Suriye'de Fırat Kalkanı harekatını gerçekleştirdi. Ekim 2017'de İdlib operasyonunu başlattı ve 20 Ocak 2018'de de Zeytin Dalı harekatının startını verdi. Azez, Cerablus, El Bab gibi bölgelerle Afrin de terörden temizlendi.
TÜRKİYE HEM MASADA, HEM SAHADA GÜÇLÜ
Türkiye masada hangi kararları aldıysa sahaya da bunu yansıttı.
Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı oldu, terör örgütlerini sınırından temizledi, sivillerin korunması için de adımlar attı. Türkiye'nin terörden temizlediği bölgeler güvenli bölge haline geldi ve buralarda on binlerce Suriyeli mülteci kendi topraklarına mülteci sıfatlarını geride bırakarak, yıllar sonra güvenli şekilde yaşam fırsatı buldu.
RUSYA VE İRAN'IN PKK-PYD POLİTİKASI
Bu son toplantıya kadar Rusya ve İran, PKK-PYD terör örgütü konusunda Türkiye'yi karşılarına almadılar ama, terör örgütüne daha ihtiyatlı dil kullanmayı tercih etmişlerdi. Bu son toplantıda ise PKK-PYD'den bahsetmediler. Hatta terör örgütlerinin Suriye toprağını işgal ettiğinden, Suriye petrolünü gasp ettiklerinden şikâyetçi olarak PKK'yı işaret ederek rahatsızlıklarını dile getirmiş oldular.