Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu, polisi, istihbaratı ve yargısı başta olmak üzere toplumu ve devleti ayakta tutacak kurumların, herkese eşit mesafede duran, adaletle işleyen kurumlar olması gerekirken, kendi iğrenç emelleriyle şekillendirip, devletin adalet terazisini bozup, sonunda 15 Temmuz gecesi kan dökerek gerçek yüzlerini ortaya koyan FETÖ'cüler bir bir hak ettikleri yere konuluyorlar.
Kahraman-maraş'ta 'Söz konusu vatansa gerisi teferruattır' düşüncesinde olan bir avuç savcı ve polisin ellerini değil, canlarını koyarak derdest ettikleri FETÖ mensuplarının ifadeleri ve haklarında hazırlanan iddianameleri okudukça foseptik çukuruna düşmüş gibi tiksiniyorum.
Kimden mi bahsediyorum?
Başındaki takkesi ile yıllardır kurduğu 10 cümlenin 8'inde 'diyalog', 'hoşgörü', 'barış', 'bir arada yaşama' diyen sapkın Fetullah Gülen'in, tanklardan, kan dökmeden, füzelerden, uçaktan, tuzaktan, insanların özel hayatını dinlemekten, telefonları kaydetmekten bahseden Kahramanmaraş'taki yapısından.
FETÖ'cülerin Kahramanmaraş yapılanmasının neler yaptıklarını yazmaya yıllar yetmez. Kılıktan kılığa girerek, şeytan gibi herkesi kendilerine mahkûm eden örgüt mensuplarının yapmadıkları tek şey kalmış; 'Vatan ve bayrak sevgisi'.
Fuhuşu bile ödenen paranın iki katı (himmet) karşılığında mubah saymışlar. İşadamları ve varlıklı esnaflardan Maliye baskısı ile haraç gibi, cahil cüheladan da öküz misali soyarak topladıkları paraların tek kuruşunu hayır ya da din-iman işlerinde kullanmamışlar. Kimi kendi servetlerine servet katmış, kimi adalarda kadınlarla yemiş, kalan kısmını da örgüt liderine göndermiş ülkemizi bölüp parçalama planları yolunda harcasın diye.
Elbette bu hainler şimdi alacakları cezalardan bir gün gelip kurtulacaklar. Ama kendilerinin beklediği gibi Türkiye'yi Suriye gibi, Irak gibi dağıtıp, herkesi birbirine düşürme uğruna 15 Temmuz'da döktükleri kanın, devletin organlarında yedikleri hakların hesabını, tüm adliyelerin üzerinde bir hesabı olan yüce rabbimin huzurunda verecekler.
Aramızda siyasi farklılıklar, inanç, köken farklılığı olabilir ama bu ülkede, bu bayrak altında seve seve onur ve gururla yaşayanlar olarak Kahramanmaraş Adliyesi'nde görev yapan savcı ve hâkimlerden beklentimiz şudur ki, kamuoyunu vicdanını rahatlatacak kararlara imza atsınlar.
Adaletten beklentimiz budur.