13 kahramanı şahadet makamına taşıyan o helikopter yere değil, 80 milyon Türkiye halkının yüreğine düştü. Helikopterin düşmesiyle göklere kadar yükselen alev topu; hepimizin yüreğinde yanan ateşin yanında elbette mum ışığı bile olamazdı.
Aydoğan Paşa, Songül Yarbay, Başçavuş Mehmet ve diğer şehitlerimizin adını artık bütün Türkiye biliyor.
Oysa onlar ve diğer şehitlerimiz hep oradaydı.
Kato da ,Tendürek de ve Çukurca da sınır boylarında yani hainlerin yuvalarında, yağmura, çamura, kara, fırtınaya ve çöl sıcağına aldırış etmeden destan yazıyorlardı. Vatan uğruna göğüslerini kurşunlara, bedenlerini mayınlara siper etmişlerdi.
Biz batıdakiler Rus salatası ile neskafeyi yudumlarken, ya da sevgilimiz kolumuzda sahil de aşk şarkıları söylerken, onlar canlarını ortaya koymuş, hain teröristlerle çarpışıyordu.
Hangimizin aklına geldi?
Hangimiz varlıklarından haberdardık?
O kahramanlar, gözleri kapıda, kulakları telefonda bekleyen ailelerin dışında hiç ama hiçbirimizin aklında değildi.
Türk Silahlı Kuvvetlerin içinde bir kunduz gibi, bir kuduz köpek gibi yerleşen FETÖ'nün vatansever Türk subaylarını ısırıp kemirirken de haberimiz yoktu.
Uyuz köpek Fetullah Gülen'in kumpas ve tuzaklarla tek kurşun atmadan arkadan vurduğu onlarca, yüzlerce Türk subaylarından biri olan Songül Yarbay.
Geçtiğimiz hafta sonu annesinin SON Gül'ü Türkiye'nin İLK Gül'ü olan Yarbay Songül Yakut'un mezarı başındayım.
Çam ağaçlarının gölgesindeki mezarının üzerine serilmiş taze kırmızı güller hafif esen rüzgârın etkisiyle Cennet gülleri gibi koku salıyordu.
Türkiye'nin İLK Gül'ü dedim. Songül Yarbay bulunduğu makamlar, yaptığı görevler, başarıyla bitirdiği kurs ve eğitimleriyle sadece jandarma tarihinde ve Türk Silahlı Kuvvetler tarihinde değil, Cumhuriyet tarihinde bir ilkti.
Ramazan Bayramı sonunda İl Jandarma Komutanlığında Asayiş Şube Müdürü olacaktı. Elbet bu da bir ilkti.
Onların arkasından ağlayan bizlere düşen ne biliyor musunuz?
Canlarını çıkar ve menfaat için değil vatan ve ülkesine adayan bu Türkiye sevdalılarını hep hatırlayarak, bizlere bıraktığı hatıralarına saygıyla sahip çıkmaktır.