Zarif ve estetik bir hayvan olarak tanımladığı atlara karşı ayrı bir ilgisi olduğunu belirten Şahbudak, atların kendisi için ayrı bir yeri bulunduğunu söyledi. Resmi renk, kurgu ve armoni olarak değerlendiren Şahbudak, "Resim bir dengedir. Atmosferdir. Boş ile dolunun ilişkisidir. Bir felsefedir" dedi.
Eserlerindeki atların kimi yerde başını yem torbasına soktuğunu, sırtında yerel motiflerle süslü heybe taşıdığını ve çoğu zaman bir göz yanılmasını da beraberinde getirdiğini kaydeden Şahbudak, "Resim sanatında konu seçenekleri, genellikle sanatçının kişisel tercihleri doğrultusunda biçimlenir. Yunan mitolojisinde Zeus'un bir kuğu kılığına girmesi gibi, benim resimlerimde de at, kendi içinde gizlediği bir insan suretine gönderme yapar. İzleyiciye atın temsil ettiği sevecenliğe ek olarak, bu temsilin de ötesinde 'sıcak' görünmesinin nedeni budur. Buradaki at bir figürdür" diye konuştu.
'Az da olsa soğuk renklerle sıcak renkleri birleştiriyorum. Tuval üzerine akrilik ve yağlı boya tekniği kullanıyorum' diyen Şahbudak, şöyle devam etti:
"Somut veriler içinde soyutlamaları gizliyorum. Hayvanların duruş biçimlerine, görüş ve düşüncelerimi katarak yeni duruşlar oluşturarak resmediyorum. Onları kendi algı dünyamda yorumluyorum. Koşar gibi yahut durur gibi ya da düşünür gibi. Resimlerimi çocuk resimlerine yakın çiziyorum. Bu uğraşta çokça yol kat ettim. Resimlerimi kimi zaman dingin, kimi zaman başkaldırı, kimi zaman durgunluk, kimi zaman da öfke içinde verdim. İnsanların, insanlaşamadığını yansıttım. Her zaman aydınlığı, sevgiyi, güzelliği, insanlığı öne çıkarmaya çalıştım. Varlıkları bir bütün olarak ele aldım ve işledim. İçsel, dışsal, akılsal ve beyinsel düşünüleri anlatmaya uğraştım."
Her varlığın, her yaratığın dünyaya bir hizmet için geldiğini anlatmak istediğini vurgulayan Şahbudak'ın 20 eserinin yer aldığı sergisi Sanko Sanat Galerisi'nde, 1 Aralık'a kadar gezilebilecek.
