Geçen hafta sanayide oyunun kurallarının yeniden yazıldığını, dijital bir dönüşüm yaşandığını ve dönüşüme ayak uydurmazsak kaybedenler kulübünde olacağımızı söylemiştim. Avrupa sanayi devrimini bitirdikten sonra üretim doğuya, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kaydı. Endüstri 4.0 ile birlikte üretimin yeniden batıya kayacağı düşünülüyor. O nedenle Endüstri 4.0 geleceğimiz ve geleceği anlamak için geç kalmamamız lazım diye de eklemiştim.
"Ben bir KOBİ'yim nasıl yapacağım ki bu dönüşümü" diyenler oldu. Hiç zor değil aslında. Sadece biraz bakış açımızı genişletmek lazım.
Hükümetimiz de işletmelerimizi bu dönüşüme uyum sağlayabilmeleri için destekliyor. İki gün önce Sayın Başbakan açıkladı. KOBİ tanımını değiştiriyoruz diye. 40 milyon olan yıllık satış hasılatı üst sınırını 125 milyona çıkaracaklarını söyledi. Yani 75 milyon satış yaptın sen büyüksün kendi başının çaresine bak değil. Madem işletmelerin yüzde 99'u KOBİ, madem bu ekonominin yapı taşları KOBİ'ler onları desteklemeliyiz diyor hükümet.
Bunun için de KOSGEB'i daha aktif bir şekilde KOBİ'lere yoldaş yapacak düzenlemeler getiriliyor. Örneğin il ve ilçelerde öncelikli alanlar tespit edilerek bu alanlara yönelik destekler verilecek.
Öte yandan işletmeler, teknoloji düzeyi yüksek katma değerli ürünler üretir hale gelmesi için desteklenecek. Yenilikçi, teknolojik ve katma değeri yüksek bir ürün üreten, bu ürünü uluslararası pazarlara taşımak isteyen ve ihracat odaklı çalışan KOBİ'ler desteklenecek.
KOSGEB, yurt dışından ithal edilen ürünleri Türkiye'de yerli ve milli imkânlarla üretecek olan KOBİ'lere 5 milyon liraya kadar destek verecek. Programa başvuracak projelere, işletme başına 5 milyon liraya kadar yüzde 70'i geri ödemesiz, yüzde 30'u geri ödemeli olmak üzere yüzde 100 destek sağlanacak.
Özellikle kadın girişimcilerimize ve özel sektörün kadın istihdamına yönelik destekler de mevcut. Bu desteklerden ve de Meclis'e sunulan KDV kanun tasarısı ile ilgili de söyleyeceklerim var ama yerim dar. Bu bilgileri daha detaylı bir şekilde önümüzdeki haftalarda anlatmaya devam edeceğim.
Bu hafta yazımı Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ün "Ey Kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil omuzla üzerinde göklere yükselmeye layıksın" sözleri ile bitirmek istiyorum.
Değerli kadın okuyucularımız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nüz şimdiden kutlu olsun.