İstiklal Marşı'nın kabulünün 97. yıldönümü nedeniyle Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde tören düzenlendi. İletişim uzmanı Fatih Akbaba, Mehmet Akif Ersoy'un ülkenin milli marşını yazmasına rağmen hem kendisin hem de çocuklarının yoksulluk içinde yaşadığını belirterek, Akif'in ilk kez 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebiyle ilan edilen Mehmet Akif yılı ile devlet nezdinde itibar görmeye başladığını söyledi.
SEVGİYLE BÜYÜDÜ
HKÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Mütevelli Heyeti Üyesi Songül Kalyoncu, Rektör Prof. Dr. Tamer Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Edibe Sözen, akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla düzenlenen panelde konuşan Fatih Akbaba, "Mehmet Akif anne ve babasının sevgisiyle büyüdü. Akif gibi çocuklarınız olsun istiyorsanız çocuklarınıza sevgi ve merhamet gösterin. Özgecanlar, istismarlar olmasın istiyorsanız çocuklarınıza sevgiyle yaklaşın. Sevgi ve şefkatle büyüyen çocuklar kimseye zarar vermez" dedi. Akif'in hayatı boyunca çektiği sıkıntıların vefatının ardından da devam ettiğini belirten Akbaba, "Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nı yazdığı evi 2000'li yıllara gece kulübü olarak kullandık. Batıyı beğenmeyiz ama onlar şairlerinin bir gün kaldığı evi müzeye dönüştürürken bizde koca milli şaire yapılan ortada. Taa birkaç yıl öncesine kadar. 2011 yılında Cumhurbaşkanımızın isteğiyle Mehmet Akif yılı ilan edilerek hakkı teslim edildi" diye konuştu.
CENAZESİNİ GENÇLER KALDIRDI
Vefat ettiğinde tabutuna Türk bayrağının bile çok görüldüğünü anlayan Akbaba, "Ankara'dan talimat geldi. Cenazeye kimsenin katılmaması için. Beyazıt'a getirilen cenazeyi duyan binler cenazeyi kaldırdı. Gençler kıraathaneden bayrak getirdiler. Bir Allah dostu evinden Kabe örtüsü getirdi. O gençler cenazeyi Beyazıt'tan Edirnekapı'ya kadar 8 kilometre omuzlarında götürdü. Polis tarafından mezarlığa sadece 11 kişinin girişine izin verildi. Daha sonra bu 11 genç gözaltına alınıp İstiklal Marşı okudular diye sorgulandı" dedi.