Dünya ekonomilerini kilitleyen COVİD-19 pandemisinin ilk dönemlerinde tüm sektörler kapanmak zorunda kaldı. Havayolu, turizm ve fabrikalar tamamen kapandı. Bu ortamda üretim yapanlar gıda ve ilaç sektörleri oldu. Hastalıkla mücadele yöntemleri geliştikçe üretim yeniden başladı ama bu kez evden çalışma, mekandan bağımsız üretim gibi kavramlar yeni dönemde ekonominin gündemine çıkmayacak şekilde yerleşti. Bu dönemde dijitalleşen KOBİ'ler de rakiplerine fark attı. Bu gelişmeleri aPara'dan Hande Özdemir, Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu'ya sordu. Her sektörün dijitalleşme konusunda önemli adımlar attığını söyleyen Prof. Dr. Melih Bulu, yeni dönemin kilit kelimesinin dijitalleşme olduğunu söyledi.
Bu tür kriz dönemlerinin aynı zamanda fırsatları da barındırdığını söyleyen Prof. Dr. Melih Bulu, "Bu dönemlerde sıkıntılar artınca bunların çözüm yöntemleri de yeni girişimleri ortaya çıkarıyor. Girişimciler için krizler büyük fırsatlar da getiriyor. Burada da girişim sermayesi şirketleri devreye giriyor. Pandemide günlerce evlerimizde kaldık. Bu durum da ciddi dönüşümler gerektirdi. Biz bile üniversitemizde bin 300 dersi 10 bin öğrencimiz için bir hafta içinde online'a çevirdik. Bu da dijitalleşmenin önemini gösteriyor" diye konuştu.
'Dijitalleşmeyen KOBİ ayakta kalamayacak'
YATIRIM İŞTAHI VAR
Bu ihtiyaçların çıkması nedeniyle özellikle melek yatırımcıların dijital eğitimle ilgili projelere ciddi ilgi göstermeye başladıklarını vurgulayan Prof. Dr. Bulu, şöyle devam etti: "KOBİ'lerin şöyle bir avantajı var. KOBİ'ler hızlı tepki verebiliyor. KOBİ'ler kriz döneminde evden çalışma, siparişleri yetiştirmek için farklı alanlarda üretim yapma çözümleri geliştirdiler. İhracatımız da her ay artıyor. Bu da üretimin sürdürülebilir bir hale geldiğini gösterir. Burada dijitalleşme çok önemli. Biz evden işe gitmeli miyiz soruları sorulmaya başlandı. Dünyada birçok ülke kontağı kapattı. Pandemi bitse de eski günlerimize dönsek diye düşünüyorlar. Ama artık eski üretim anlayışı bitti. Yeni dönemde yeni üretim modelleri gelişiyor. Bu noktada bizim KOBİ'lerimiz sanal ortamın avantajını gördüler.
Eskiden fiziki mekanlara büyük yatırım yapıyorlardı. Şimdi bu olmadan da üretimin olabileceğini anlaşıldı. Dijitalleşmeyle beraber mekanları birleştirerek üretim yapılabildiğini gördüler. Üretim yapmak için mekandan daha önemli unsurların ortaya çıkması da mekana harcanan paranın kaliteli elemana ayrılmasına neden oldu. Böylece kaliteye daha çok yatırım yapılabilir hale geldi. Yani şunu söyleyebiliriz, dijital dönüşüme ayak uyduramayan KOBİ geride kalacak. Eskiden bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz şeyleri bugün gerçek hayatta görmeye başlayacağız. Buna kendimizi hazırlamamız gerekir."
TÜRKİYE ALTYAPIDA ÇOK İLERİDE
PROF. Dr. Bulu, dijitalleşme haricinde sürdürülebilirlik konusunun da ön plana çıktığını vurgulayarak, "Pandemide bir-iki ay her şeyi kapattık. Ekonomi durma noktasına geldi. Ama salgının yönetilebilir olduğunu görünce yavaş yavaş açtık. Sağlık sisteminin kilitlenmediğini gördük. Bu alana yapılan yatırımların ne kadar faydalı olduğunu gördük. Çünkü Avrupa yeniden sokağa çıkma yasağını konuşmaya başladı. Biz ama yapılan yatırımlarla artan hasta sayısını yönetmeye başladık. Bu bizim sağlık sistemimizin ne kadar iyi seviyede olduğunu gördük. Önemli olanın sürdürülebilir üretim ve hizmet altyapısını kurulması olduğunu anladık. Türkiye bu alanda yaptığı yatırımlarla Batılı ülkelerden önde olduğunu gösterdi. Şu anda Avrupa'da artan hastalık nedeniyle yeniden kısıtlamalar uygulanmaya başladı. Türkiye'de de hastalık artmasına rağmen şu anda sürdürülebilir seviyede olduğu için kısıtlamalar gündeme gelmiyor" dedi.
DİJİTALLEŞMEDE GELİŞİMİN SINIRI YOK
DIJITAL teknolojinin sürekli kendini yenilediğini bunun da verimliliği artırdığını söyleyen Prof. Dr. Bulu, pandemi sonrası insanların toplantılarını, okulların derslerini online yapmaya başladığını, bu programların da geliştirilerek, toplantı ya da dersleri izleyenlerin konuyla ne kadar ilgilendiğine dair raporlar verecek şekilde geliştirildiğini söyledi. Prof. Dr. Bulu, "Evden çalışma konusunda toplantıların yapılması için bazı programlar oluşturuldu. Böylece toplantı sorunu çözüldü. Ayrıca bazı yazılımlar toplantıya katılanların konuya ilgisini de ölçmeye başladı. Yani katılımcı konuya ilgisiz kalıyor gibi notlar çıkarıyor. Böylece toplantının moderatörüne ilginin düşmemesi için uyarılar yapılıyor. Aynı yazılımlar öğrencilerin ne kadar dersin içinde olduklarını ölçmeye başladılar. Bu da ilgiyi artırmak için uyarılar gönderiyor. Bu da daha verimli olmayı getiriyor" şeklinde konuştu.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan SABAH veya sabah.com.tr hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
