Bir çocuklarını gölde kaybeden, acı tatlı birçok hatırayı birlikte yaşayan çift, artık balıkların azalmasından yakınıyor.Ayşe Yılmaz:
-"Eskiden ağlardan balıkları toplayacağımız bir eldivenimiz, göl ortasında yağmurdan koruyacak yağmurluğumuz bile yoktu. Şimdi eldiven de var yağmurluk da. Isıtıcı çizmelerimiz bile var"
Beyşehir Gölü'ne kıyısı olan Konya'nın Çiftlik Mahallesi'nde 30 yıldır balıkçılık yapan Ayşe ve Musa Yılmaz çifti, gün doğmadan "Vira bismillah" diyerek açıldıkları gölden ekmeğini çıkarıyor.
Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü Beyşehir Gölü'nde balık nesli günümüzde azalmaya yüz tutsa da göle sahili bulunan mahallelerde birçok balıkçı uzun yıllardır eşleriyle birlikte balıkçılık yapıyor.
Göle kıyısı olan, Konya'nın Beyşehir ilçesine bağlı Çiftlik Mahallesi'nde 30 yıldır birlikte balıkçılık yapan Ayşe ve Musa Yılmaz çifti, gün doğmadan "Vira bismillah" diyerek göle açılıyor.
Çift, göl sularına ağ atıp ekmeğini kazanıyor.
Bölgenin en eski kadın balıkçılarından 57 yaşındaki Ayşe Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşiyle dünyaevine girdikten sonra balıkçılık serüveninin de başladığını söyledi.
- Kızlarını gölde kaybettiler
Eşiyle 30 yıldır balıkçılık mesaisinde acı tatlı birçok hatıraları bulunduğunu belirten Yılmaz, 3'ü erkek 5 çocuğu olduğunu ifade etti.
Yılmaz, bir kızını ise 28 yıl önce henüz 6 yaşındayken avlanırken tekneden düşmesi sonucu kaybettiklerini anlattı.
Kadın balıkçılığın geçmişte zor bir meslek olduğunu, günümüzde imkanlar ve şartlar değiştikçe daha kolay yapılabilir hale geldiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Eskiden ağlardan balıkları toplayacağımız bir eldivenimiz, göl ortasında yağmurdan koruyacak yağmurluğumuz bile yoktu. Şimdi eldiven de var, yağmurluk da. Isıtıcı çizmelerimiz bile var. Şimdi gölde balıkçılık yapmaya ne var? Göl dalgalı, rüzgarlı olduğu zaman zorlanıyoruz. Genellikle soğuk olmayan havalarda ava çıkıyoruz."
- "Gücüm yettiğince sürdürmek istiyorum"
Yılmaz, mahalledeki diğer balıkçı kadınlar arasında en uzun süredir bu işi yapanın kendisi olduğunu aktardı.
Gayreti ile çevresindeki kadınlara örnek olmaya çalıştığını vurgulayan Yılmaz, "Bu mesleği, sağlığım ve ömrüm elverirse, gücüm yettiğince sürdürmek istiyorum. Kadınlara sesleniyorum; eşinizle çalışın, Allah çalışana verir. Balıkçılığın yanında hayvancılıkla da uğraştığımız için göle açılmadan önce ve dönüşte ahırdaki hayvanlarımızla ilgileniyorum. Ev işi derken günün nasıl geçtiğini anlamıyorum." diye konuştu.
Yılmaz, eskiden göle serdikleri ağlara çok balık takıldığını ve kazançlarının daha da iyi olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günümüzde elektroşok ile avlananlar yüzünden sıkıntı yaşıyoruz. Gölden özellikle sazan tutamaz hale geldik. Devletimizden isteğimiz, elektro şok ile avlananların engellenmesi. Çoluğumuzun, çocuğumuzun rızkına bunlar engel oluyor. Onlara hapis cezası verilmesini istiyoruz. Gölde balığımızı bitirdiler. Bir de göle daha sık yavru balık atılmasını istiyoruz."
Musa Yılmaz (59) ise ilkokuldan hemen sonra başladığı balıkçılığı 45 yıldır sürdürdüğünü aktardı.
Evlendikten sonra eşinin en büyük yardımcısı olduğuna işaret eden Yılmaz, eşinin önceden balık tüketmediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sonra bu mesleği öğrettik ve ava beraber çıkıyoruz. Göl üzerinde acı tatlı günlerimiz geçti. Teknede tek kişi avlanmak zor. Eşim bana yardımcı oluyor. Küreği döndürüyor veya çektiğim ağın balığını alıyor. Balıkçılık tabii ki çok zor ama balığa eşimle çıkmasam, başkası ile çıkmak zorunda kalacağım. O da kazancımızı kurtarmaz. Şimdi 10 kilo balık tutsam hepsi aynı bütçeye giriyor."
