Töre cinayetine verdiğimiz sayısız kurbandan biri Güldünya Tören. Ailesi onun için ölüm kararını verdiğinde henüz 22 yaşındaydı. Önce ağabeyleri tarafından sokak ortasında vuruldu, hastaneye kaldırıldı ve tedavi altına alındı. Ancak ölümün kıyısından dönen Güldünya, "Beni koruyun" demesine rağmen, 13 saat sonra "refakatçiyim" diyerek rahatça hastaneye giren kardeşleri tarafından başına sıkılan kurşunla öldürüldü. 2004'te yaşanan bu olay sonrasında, Güldünya Tören, töre cinayeti denince akla gelen ilk isim oldu, gelinlikle ve kucağında bebeği ile çektirdiği fotoğraf bir sembol haline geldi.
MEHMET ERGEN YÖNETTİ
Bugüne dek dans, edebiyat, müzik gibi pek çok sanat dalında ona ithaf edilen yapıtların ardından Güldünya şimdi de bir tiyatro oyunu,
Gül'e Ağıt ile anılıyor. Genç kuşağın başarılı yönetmenlerinden Mehmet Ergen'in yönetip, tiyatro oyuncusu ve yönetmen Deniz Altun'un yazdığı oyun, Güldünya'nın trajedisini Bitlis'te bir bayram sabahı ile anlatmaya başlıyor.
İlk yetişkin oyunu senaryosunu yazan Altun, Güldünya'nın gazetelerdeki 'konuşan' fotoğrafından çok etkilenerek eline kalem aldığını söylüyor: "Çok zordu yazmak, gece gündüz onunlaydım. Onunla yattım onunla kalktım, onu anlamaya çalıştım. Güldünya çok yalnızdı ve bütün Güldünya'lar öyleydi. Yalnızdı, çaresizdi ve bir fotoğraf çektirebildi sadece."
Altun, "Güldünya'nın ailesini de anlamaya çalıştım" diyor ve devam ediyor: "Doğaya verilen zarardan da bahsettim senaryoda. Paralel bir kirlenme söz konusu, bu çok ciddi bir sistem ve kirlenme sorunu. Bu tip olaylarda hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Toplumsal bilinci geliştirmek için hepimiz bir şeyler yapmalıyız. Ailesinin yaptıkları canavarca ama onları buna mecbur eden bir sistem var. Bu yüzden kardeşleri çok dışlamadım. Aile de ne yapacağını bilemiyor, kimse çocuğunu, ablasını öldürmek istemez."
'HEPİMİZİN SORUMLULUĞU'
Şeylerin Şekli,
Yıldızların Altında,
Oyunun Oyunu,
Inishmore'lu Yüzbaşı gibi adından söz ettiren oyunları sahneye koyan Ergen, senaryonun çok gerçekçi ve mütevazı olduğunu, Güldünya'nın yaşadıklarının, o köyde ve İstanbul'da olanların tüm çıplaklığı ile seyirciye geçmesini önemsediğini vurguluyor. Kariyerinin büyük bölümünü Londra'da kurduğu tiyatroda geçiren sanatçı bu tip cinayetler hakkında ise şunları söylüyor: "Mardin'de olanları da gördük. Bir olayla ilgili bir şarkı, bir film yapılırken, 20 olay daha oluyor. Umarım demokratik açılımlar, Avrupa uyum süreçleri, Doğu'ya para akıtmalar bir işe yarar. Ama bu sadece Doğu sorunsalı değil. İstanbul'da da oluyor aynı şey."
Gül'e Ağıt 18, 22 ve 23 Ekim'de Bakırköy Belediye Tiyatroları Yunus Emre Kültür Merkezi'nde.
Tel: 0 212 661 38 95
