Usta yazar Ahmet Ümit yeni romanı
Sultanı Öldürmek'in heyecanını yaşıyor. Kitap nisan ayında Everest Yayınları tarafından yayımlanacak. Polisiye eserleriyle tanınan Ümit, kitaplarında Hititler'in, Mevlana ile Şems'in ve İstanbul'un tarihini de kaleme almıştı. Ümit yeni kitabında da günümüzde işlenen bir cinayetten yola çıkarak 15. yüzyıla, Fatih Sultan Mehmed devrine bir yolculuğa çıkarıyor okuyucularını. "Osmanlı'da 1443 ile 1453 arası bir kriz dönemidir. Fatih, Konstantinopolis'i alarak devleti bu krizden kurtarıyor. Bir imparatorluğa dönüştürüyor" diyen Ümit, kuşatma sırasında dışarıda yaşananlar kadar içeride yaşananları da anlattığını söylüyor ve ekliyor: "Çünkü ben vicdanlı bir yazarım"
BİR TARİH ROMANI DEĞİL: "
Sultanı Öldürmek romanında günümüzden yola çıkarak 15. yüzyıla, Osmanlı'nın bir imparatorluğa dönüşme anına yolculuk yapıyoruz. Fatih Sultan Mehmed'in babası II. Murad'dan başlıyoruz. II. Mehmed'in nasıl Fatih olduğunu tartışıyoruz. Onun oğullarından II. Beyazıt'la Cem Sultan'ın taht savaşına kadar giden bir sürece uzanıyoruz. Ama tarihi bir roman değil, tarihçilerin romanı bu! Fatih romanı da değil. Bugünkü cinayeti çözmemiz için Fatih'i çözmemiz gerekiyor."
OSMANLI İLE HESAPLAŞILMADI: "Tarihle edebiyatın çok iç içe geçtiği, öyle kurgulandığı bir roman bu. Bir anlamda izlek aslında 'baba katili' üzerinde yürüyor. Bizde insanlar babalarını öldürürler ama bunu yazmazlar, Batı'da yazarlar. Tabii ki gerçek anlamından söz etmiyorum, geçmişle hesaplaşma anlamından söz ediyorum. Cumhuriyet Osmanlı'yla hesaplaşmadı, olduğu gibi kesti attı. Reddetmek hesaplaşmak değil!"
BAŞKOMİSER NEVZAT DA VAR: "Romanda, cinayet mahallinde bulunan materyaller bizi Fatih devrine götürüyor.
İstanbul Hatırası romanında sikkeler vardı. Burada metinler var. Ama günümüzden metinler... Dedektifimizin araştırmasıyla yolculuk başlıyor. Bu kitaba psikolojik bir roman da diyebiliriz. Çünkü karakterimiz sürekli kendisiyle uğraşan bir insan. Dedektif ve tarihçi. Romanda Başkomiser Nevzat da var ama o başkarakter değil. Biz aslında, kendini suçlu sayan kişinin gözünden Başkomiser Nevzat'ı görüyoruz. Romanın belki de ilginç tarafı da budur. Bu kitabın bir farklı tarafı da şu: Bu kitap İstanbul kuşatması sırasında sadece dışarıdaki kuşatmacıları değil, içeridekilerin acısını da anlatıyor. Hem içeriyi hem dışarıyı anlattım ben. Çünkü ben yazarım, vicdanlı bir yazar."
KARAKTER OSMANLI AİLESİNDEN: "Karakterimiz ilginç bir tarih profesörü: Müştak Serhazin. Osmanlı ailesinden geliyor. Kafası sürekli gelip giden, hayata normal bakmayan, vicdanı olan bir tarih profesörü. Mantık yürütüyor ama bir yandan da duygusal tarafı da var. Mantığı duygusal zeka nedeniyle sapıyor, kesintiye uğruyor. "
ECDAD SEVGİMİZ RİYAKARCA: "Ecdadımıza düşkünlüğümüz palavra! Fatih'in o Cihannüma Kasrı mesela... Fatih orada İstanbul'un fethini tasarlamış. Şimdi açık hava tuvaleti olmuş. şarapçılar orada şarap içiyor. Bu nasıl riyakarlık! 'Ceddimize laf söylüyor' diye adam öldürüyorlar ama orada insanlar tuvalet olarak kullanıyor sarayı... Kitap biraz da bunu anlatıyor."
VASİYET HARFİYEN UYGULANMIŞ
"Muradiye Külliyesi'nin ayrı bir önemi var. Çünkü Fatih Sultan Mehmed'in babası Sultan II. Murad burada yatıyor. II. Murad'ın en çok sevdiği oğlu, Fatih'in abisi Alaattin Ali burada yatıyor, Cem Sultan burada yatıyor. Fatih'in annesi burada yatıyor. Sultan II. Murad'ın bir vasiyetnamesi var. Tam olarak şunu söylüyor: 'Ben öldüğüm zaman beni oğlum Alaattin Ali'nin yanına gömün. Ve yanıma ailemden kimseyi komayın" diyor. Ailemden dediği Fatih... Fatih, babasının vasiyetini harfiyen yerine getiriyor."
AHMET ÜMİT'İN ROMANI HAFTAYA SİNEMALARDA
Ahmet Ümit'in Bir Ses Böler Geceyi kitabından yönetmen Ersan Arsever tarafından beyazperdeye uyarlanan aynı adlı film 23 Mart'ta vizyona girecek. Başrolünü Cem Davran'ın üstlendiği filmde Merve Dizdar, Gün Koper ve Rıza Akın da rol alıyor.
BELGİN GÜLTEPE / SABAH