YAPTIĞIM İŞ BİLİNSİN İSTERİM
Popüler olma derdin yok mu?
Hiç öyle bir derdim yok ama tanınma derdim var. Yaptığım işi duyurma derdim var. Mesela televizyonu açıyorsunuz, karşınızda Süreyya Yalçın... Ben bu ismi neden biliyorum? Kim bu kadın, ne iş yapıyor? Bakıyorsun başka bir yerde jüri üyesi... Bu popülerlik işte... Üretimle bir ilgisi yok.
Serdar Ortaç da popüler... "Ben o yolu seçmedim mi" demek istiyorsun?
Ben o tarz müzik yapmıyorum. Benim tarzımın alıcısı onunkinden daha az. "Onu seçmedim" demek kötülemek gibi olur. Popüler kültüre hizmet eden ve bizden yüz kat daha fazla para kazanan insanlara çemkirmek yanlış. Biz bunu bilerek yapıyoruz. Bu yağla kavrulmayı göze almışsak, "Neden bir arpa boyu yol aldık?" demek çirkin.
SAMAN KAĞITA KİTAP OKUYAN SON NESİLİZ BİZ!
'Çatıdaki Çimenler' adlı blog'un var. Ona neden ihtiyaç duydun?
Aslında bu çok tuhaf bir şey... Bazen yaptığım şey bencillik mi diye çok düşünüyorum. Sürekli kendimi ifade etmek, yandaş bulmak istiyorum. Hep ben, ben, ben... Gördüğüm, duyduğum her şeyi söylemek istiyorum çünkü ne kadar ömrüm var hiç bilmiyorum. O bitene kadar da anlatmak istiyorum. Blog da, bunun bir yolu. Şarkı olamayacak kadar uzun düşüncelerimi ve şiirlerimi blog'uma yazıyorum. çok
mutsuzum ben!
Nedir 'derdin' peki?
Çok mutsuzum çünkü konuşacak çok az insan buluyorum. Buldum mu da yapışıyorum. Bulduklarım yetmiyor, o zaman aranıyorum. Mutsuzum derken; "Şunu aldım, bunu giydim" gibi şeylerden sıkılıyorum. Benim derdim; bu yoğun hayat şartlarında, insan olduğumuzu, sevmeyi, nefret etmenin türlerini hatırlatmak. Şimdiki çocuklar ellerinde iPhone'larla, tabletlerle okula gidiyorlar. Biz saman kağıtta kitap okuyan son jenerasyonuz. Bunları hatırlasınlar, bu duyguları yok olmasın istiyorum.