KAYGIYLA YAŞAMAYI ÖĞRENDİM
"Hata yapmaktan eskisi gibi korkmuyorum. Hatalarımdan doğru sonuçlar çıkarmaya çalışıyorum. Bu şekilde standart doğrular; sindirilmiş ve süzgeçten geçirilmiş oluyor. Eski yıllara nazaran daha sakin ve daha az kaygılı bir sürece girdim. Sanırım artık kaygıyla yaşamayı öğrendim."
BENİM İÇİN SİRK CIRQUE DU SOLEIL'DİR
"Sirk" dediğimizde aklınızda canlanan ilk görüntü nedir?
Hayvanlar, akrobatlar... 2000 yılında Berlin'de Cirque du Soleil'i izlemiştim. Ondan sonra bir daha da hiç hayvanlı sirk seyretmedim, seyredemedim. Aklımda, sirk deyince oluşan yalnızca Cirque du Soleil.
Çocukluğunuzda sirke gitmişliğiniz var mı?
Olmaz mı! Ne zaman bir yere sirk gelse, atlar giderdik; çocuktuk. Hafif korkuyla karışık bir tedirginlik duyduğumu hatırlıyorum. Şaşkınlık, heyecan ama beni huzursuz eden bir durum vardı.
KORKUTUCU BİR DENEYİM
Çocuk aklıyla sirkler çok parıltılı ve hareketli geliyordur.
Benim için korkutucuydu. Mesela, hayvanlarla ilgili her zaman bir soru işareti olmuştur kafamda. Hayvan haklarıyla ilgili katılımcı ve aktif olarak çalıştığım için söylemiyorum bunu. Çocukken de tuhaf bir duygu verirdi bana.
HAYVANSEVER DEĞİLLER
Sokaklarda hayvanların olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu durum onlar açısından sıkıntılı. Bunun çözümü de toplu itlaf değil. Belirgin, standart bir konfor ve yaşam koşullarının hazırlanarak onların toplanması lazım. İşte tam bu kısım beni tedirgin ediyor. Çünkü gerekli koşullar sağlanmıyorsa, sokaklarda olmaları daha iyi.
Petshoplardan hayvan alanlar bence hayvansever değil; hayvanı sevmeyi seviyorlar.
MAHCUP GORİL GİBİYİM
Tıpkı sirklerde olduğu gibi siz de mesleğiniz gereği çok insanla tanışıyor, iletişime geçiyorsunuz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?
Doğru! O yüzden zaten hep mahcup bir goril olduğumu düşünmüşümdür. Ayrıca çok sayıda insanla tanışmanın yanı sıra, onlardan biri olmaya, onların içine girmeye çalışıyoruz. Bu noktada inanılmaz bir empati duygusu gelişiyor. Hayvanlarla da aynı empatiyi kurmak mümkün.