Genç bir adamın futbol tutkusuyla aşkı arasında kalmasını konu alan 'Aşk Oyunu' isimli filmin başrollerindeki Kemal Uçar, Pınar Göktaş ve Ebru Öztürk'le aşkı, futbolu ve filmi konuştuk... Filmin futbol filmi olmadığını söyleyen üç oyuncu, aşk konusunda samimi açıklamalar yaptı...
Filmi ilk izlediğinizde ne hissettiniz?
KEMAL UÇAR: Rahatlık. Yapmak istediğimiz şeye çok yaklaşmışız. İlk başrolüm olduğu için de film benim için çok değerli.
PINAR GÖKTAŞ: Benim de ilk başrolüm. Biz filmi ilk kez galada seyrettik. Gerçek reaksiyonları alabilmek için sinemada seyredeceğim.
EBRU ÖZTÜRK: Kemal ve Pınar benden daha deneyimliler, ben yeniyim. O yüzden sahnelerim çıktığında bakamadım bile. Çok heyecanlıydım.
Nasıl bir ilk deneyim oldu sizin için?
E.Ö.: Sinema bambaşka bir şey. Bir arkadaşım vasıtasıyla görüşmeye gittim. Aslında daha farklı bir tip düşünmüşler ama beni görünce hemen aldılar. Çok da umutlu değildim açıkçası. Benim için de sürpriz oldu. Kısmetimde varmış. İyi bir projeyle başladığımı düşünüyorum.
GALATASARAY BİR SEMBOL
Filmin çıkış noktası Galatasaray-Fenerbahçe şampiyonluk maçı. Ama buna bir futbol filmi demek yanlış olur değil mi?
P.G.: Yok hayır, futbol filmi değil.
K.U.: 'Cevat' karakteri koyu Galatasaraylı. Rüyasında gördüğü babasının dediklerini yaparsa, Galatasaray'ın şampiyon olacağına inanıyor ve kız arkadaşını bırakıp arkadaşlarıyla totem yapmaya gidiyor. Film futboldan çok, aşk filmi. 'Cevat', iki kızın arasında kalan bir adam. Ama burada Galatasaray bir sembol. Herhangi bir takım da olabilirdi. Keşke futbol kulüpleri de destek verse bu tür filmlere.
E.Ö.: Filmde futbol sevdası anlatılıyor ama sadece futbol yok. Bir erkeğin aşkı mı yoksa futbolu mu seçeceğini görecek izleyici.
Futbol mu aşk mı peki?
K.U.: Erkekler için futbol da bir aşktır. Bunu kızlara anlatamıyoruz. Bunda kavga edilecek bir şey yok. Ben her zaman aşktan yanayım.
YEMEK YEMEDE DAHA İYİYİM !
'Cevat' gibi tuttuğunuz takım şampiyon olacak diye sevgilinizi bırakıp gider misiniz?
K.U.: Giderim. Ama bu fanatiklik değil. Uçlarda yaşayan bir insan değilim. 'Cevat', iyi bir adam ama kızın gönlünü almayı bilmiyor. Ben aynı durumda kalsam, kesin bir çıkış yolu bulurum. Eğer gerçekten aşık olduysam, her şeyi bırakır, onun gözlerine bakmayı tercih ederim.
Siz maç için sizi bırakıp giden biriyle ilişkiye devam eder misiniz? Bu durumda tepkiniz ne olur?
E.Ö: 'Serpil'; hırslı, istediğini elde etmeye çalışan dominant bir karakter. Kendisini bırakıp maça gittiği için intikamı çok acı oluyor. 'Ebru' olarak tabii ki, ben de çok sinirlenirim ama 'Serpil' kadar kötülük yapmam.
P.G.: Eğer o benim sevgilimse ve ortak bir şey yaşıyorsak, birlikte vakit geçirmekten keyif almaya bakarım ben. Hiç ayak bağı olmam; tam tersine birlikte gideriz maça.
'Cevat' restoranda şef. 'Serpil' de şef yardımcısı aşçı. Yemekle aranız nasıl?
K.U: Yemek yapmada değil de, yemede çok iyiyim.
E.Ö: Ben yemek yapmayı çok severim. Filmde o hünerlerimi gösteremedim ama mutfağa aşinayım. Evde olduğum sürece yemekleri kendim yaparım. Misafir ağırlamayı çok severim. Etli nohutum, ayşe kadınım, portakallı kerevizim meşhurdur.
P.G: 10 yıldır yalnız yaşadığım için mecburen evimin kadını olarak yemeklerimi kendim yapıyorum. Tatlıda çok iyiyim mesela.
EVLİLİKTEN ÇEKİNİYORUM
Gerçekten aşık oldunuz mu?
K.U: Oldum ve benim için dünya durdu. Gözünü kör, hislerini yok ediyor.
P.G: Aşkın insanı çok daha cesur yaptığını düşünüyorum. Dünyaya başka yerden baktırıyor, o yüzden çok özel.
E.Ö.: 27 yaşındayım ve hiç aşık olmadım. İlişkilerim oldu ama gerçekten aşık olsaydım, bu kadar kolay vazgeçmezdim. Maalesef arkadaşlarım kadar şanslı olamadım. Gerçekten güzel bir aşk yaşamak istediğim için hayatıma herkesi alamıyorum.
'Serpil' karakteri evlilik teklifi bekliyor. Sizin de evlenme isteğiniz var mı?
E.Ö.: Ben geçmişte evliliğin kıyısından döndüm. Çocuk sahibi olma fikri cazip geliyor ama artık evlilikten çekiniyorum.
K.U.: Bence birini ailenizden biri gibi görüyor ve seviyorsanız onunla evlenmelisiniz.
P.G.: Ben evliliğin bir dayatma olarak görülmesine karşıyım. 'Yaşın geldi evlen, artık çocuk yap' gibi baskıyla alınan kararlar çok sağlıklı olmuyor.
