Renkli
ve enerjik tasarımlarıyla bizleri modada eğlenceli bir yolculuğa çıkaran Freak is the New Black'in tasarımcısı Melis Acar, markasının gelişim sürecinini ve ilham kaynaklarını Cosmopolitan'a anlattı:
Aktif yaşamın içinde olan gerçek kadın kimliklerinden beslendiğim için markanın yapısında bir dinamizm mevcut. Bu dinamizmi renklerle dışa vuruyorum. Dolayısıyla feminenlikten kesinlikle uzak, daha genç ve enerjik ruha sahip bir çizgisi var. Retroyu seven ama o dönem dergilerinden fırlamış gibi değil de, bunu modern şekilde giyimine entegre edebilmiş şehirli kadının tarzı benimki.
Milano'da okuduğum dönemde projelerimizden biri sokak stili üzerineydi. Milano gece hayatının kültleri arasına girmiş ünlü kulüp Plastic'in DJ'lerinden biri de bu projeye danışmanlık yapıyordu. Mekana gittiğinizde her türden insanla karşılaşmanız mümkün. Bu özgür atmosfer, bir mottoyu marka ismine dönüştürmemi sağladı. Ben de projemin ismini Freak Is The New Black koyarak farklı ve özgür olmaya gönderme yaptım.
KÜÇÜK YAŞLARDA ÇİZMEYE BAŞLADIM
"Ailemde
çok sayıda resim sanatıyla ilgilenen insan olduğu için küçük yaşlarda resim çizmeye başladım. Ortaokul yıllarımda bu resimler kendiliğinden moda eskizlerine dönüştü. Bu durum hem öğretmenlerimin hem de yakın çevremizde bulunan sanatçıların dikkatini çekti. Erken yaşlarda onların da desteğini aldım."