Dört kuşaktır inşaat işi yapan bir ailenin oğlu olarak İstanbul'da dünyaya gelen Emir Bahadır; İsviçre'de liseyi dereceyle bitirdikten sonra New York Üniversitesi'nde işletme ve teknoloji mühendisliği üzerine çift ana dal yaptı. Ardından New York'ta gayrimenkul şirketini kurdu ve büyük şirketlerle yarışır hale geldi. Bahadır, renkli hayatını sosyal medyada paylaşmaya başlayınca kısa sürede pek çok kişinin dikkatini çekti. Bahadır'ın yolu bu sayede televizyonculukla da kesişti. Yakın zamanda İngiltere'nin en önemli kanallarından 'Channel 4'da, kendi yaşamını anlatan bir realty şovu başlayacak olan Emir Bahadır'la konuştuk...
İŞTEKİ EMİR ÇOK DAHA FARKLI
Başarılı bir işadamı olmanın dışında TV yıldızı olma yolunda hızla ilerliyorsunuz. Programınızdan bahseder misiniz?
Proje aktüel bir formata sahip; çekimler New York'ta başladı, İstanbul'da ve Miami'de de devam etti. Aslında programım reality şov ama biz bunu biraz da belgesel tadında hazırlıyoruz. Program için aile hayatım, arkadaş ilişkilerim, sosyal yaşamım ve iş hayatım takip ediliyor. Yani 24 saat boyunca peşimde bir çekim ekibi var ve her adımım kaydediliyor. Bütün bu kayıtlar kurgulanıp TV programı formatında ekrana hazırlanıyor.
Bu kadar özelinizin gösterilecek olması size ne hissettiriyor?
Özel hayatımın paylaşılması bana bağlı bir durum, o yüzden her şey benim kontrolüm altında. Türkiye'de ve yurt dışında çevresi geniş biriyim. Değişik ortamlara giriyorum. İşin içinde çok yönlülüğümün getirdiği eğlence faktörü de var.
Türkiye'den de çok teklif aldığınızı biliyorum ama başlangıç neden İngiltere'den oldu?
Türkiye'den daha çok oyunculuk teklifleri geldi. Oyunculuğa çok saygı duyuyorum ama ben oyuncu olabileceğimi düşünmüyorum. Kameranın önünde rahat olmak çok önemli ve o bende var. Kendim gibi olmamı isteyen proje teklifi de İngiltere'den gelince onu kabul ettim. Programda hiçbir şekilde oynamıyorum. Buna rağmen inanılmaz yoruluyorum; kamera önündeki kişilere saygım arttı.
Instagram'da paylaştığınız yaşamınız çok renkli ve hareketli. Gerçekten her anınız öyle mi?
İş hayatındaki Emir ile sosyal hayattaki Emir birbirinden çok farklı. Eğlendiğim anları ve beni takip eden insanların beklentilerine cevap verebildiğim fotoğrafları Instagram'da paylaşıyorum. İş hayatında ise korkunç bir karaktere sahibim; çok gülmeyen, seviyesini ve sınırlarını bilen, gerektiği zaman şaka yapabilen, iş çevresiyle çok sosyalleşmeyen bir karakterim var.
İş ve TV arasındaki dengeyi nasıl kuracaksınız?
Televizyoncu kimliği yurt dışında farklı ilerliyor. Bu televizyon projesi benim çok yönlülüğümü anlatıyor. 24 yaşında biri olarak; sosyal yaşam, verdiğim ve katıldığım davetler, gezdiğim ve gördüğüm yerler, müzeler, tatil yerleri, iş yaptığım ortamlar olsun; bu projeyi, hayatımın belgeleneceği bir platform olarak görüyorum. Benim de içerisinde bulunduğum genç kuşağın bunları görmesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü hayat sadece siyah-beyaz değil.
Program için neden sizi seçtiler, çevrenizden dolayı mı?
İstanbul'un en eski ailelerinden birine mensubum ve inanılmaz bir aile ilişkim var ama onlar göz önünde olmayı çok sevmiyorlar. Sosyal medyanın etkisiyle biraz daha fazla gündemde oldum. Sonuçta uzaydan gelmedim ama benim çevrem ne kadar genişse, ailemin çevresi daha geniş. Tek farkım, benimki sadece Türkiye'den oluşmuyor. Bunda İsviçre ve Amerika'da okumamın, tatillerimi Londra'da yapmamın katkısı var.
