Yıllar önce çıkardığı 'Adam Gibi' adlı şiir albümüyle, bir nesle şiiri sevdiren adam olarak tanınan İbrahim Sadri, uzun bir süredir seyirciye, televizyon ekranlarından sesleniyor. 'atv'de Hafta Sonu' adlı programla evlere konuk olan Sadri'yi, rakiplerinden ayıran en büyük avantajı, şair kimliği. Her programın sonunda şiir okuması da yapan İbrahim Sadri ile bir araya geldik...
KAHVALTILARA KONUĞUM
Sabah kuşağında deneyimli birisiniz. Hafta içi sabah programı sunmakla, hafta sonu sabah programı sunmak arasında ne gibi farklar var?
Aslında çok önemli farklar var. Çünkü hafta içi sabah erken saatte TV izleyicisinin beklentileri ile hafta sonu izleyicisinin beklentileri kısmen farklı. Hafta içi sıcak haber daha önemli izleyici için. Bizim kuşağımızda ise, biraz daha hayat ve gündelik yaşamı ilgilendiren konular, insan öyküleri öne çıkıyor beklenti olarak. Tabii ki haber bizim için de önemli. Hele içinde bulunduğumuz dönemde bu daha da kıymetli. Bir de hafta sonu kahvaltı sofralarına konuk olmanın getirdiği bir aile sıcaklığı da söz konusu bizim için.
Hafta sonu yayınlanan bir programla insanların evlerine konuk olmak, daha fazla izleyici anlamına gelir. Katılır mısınız?
Aslında öyle görünse de, hafta içine kıyasla total anlamda genel izleyici sayısı daha az. Her geçen dakika, uyanarak TV'lerini açmalarını bekliyorsunuz insanların. Yani saat ilerledikçe izleyici sayısı da artıyor doğal olarak. İş ya da okula gitme oranı azaldığı için, daha sakin ve seçici bir kitleyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Yani işiniz daha zor. Bir de hatrı sayılır miktarda genç ve çocuk takipçimiz var. Bu da çok sevindirici.
Farklı programlar arasında kuşak liderisiniz. Rekabet durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette ki rekabet bizim mesleğin olmazsa olmazı. Aynı zamanda motivasyon kaynaklarımızdan biri. Aslolan, yaptığınız programa kendi renginizi ve duruşunuzu yansıtabilmeniz. Sonuçta büyük oranda aynı haberleri; aynı gelişmeleri paylaşıyoruz ama bizim haberi nasıl gördüğümüzü, aynı konu hakkında ne düşündüğümüzü merak ediyor izleyici. Ayrıca Twitter, e-posta aracılığı ile gönderdikleri yorumlar, fotoğraflar, eleştiriler ve önerilerle seyircileri, programın aktif bir parçası olarak görüyoruz.
FARKINDALIK ÖNEMLİ
Programda farklı uygulamalarınız var mı?
Fırsat buldukça kültürün sanatın ustalarına saygı VTR'leri gösteriyoruz. Bu dönem farklı bir uygulama başlattık. Her hafta sonu 15 Temmuz kahramanlarının öykülerini paylaşıyoruz. Şehitlerimizin, gazilerimizin hatıralarına bir saygı duruşunda bulunmaya çabalıyoruz. Bunların ilgi görüyor olması da bizi mutlu ediyor. Çünkü bu konudaki farkındalığımızı toplum olarak kaybetmememiz gerekiyor.
Sizi diğerlerinden ayıran özelliğiniz nedir sizce?
Önemli olan, dili eğip bükmeden hakkıyla kullanabilmek. Uzun yıllardır şiir yorumculuğu yapıyor olmamın faydasını da görüyorum, laf aramızda tabii. Zaten her programın sonunda birkaç dakika da olsa, mutlaka bir şiir okuması sıkıştırıyoruz.
Hafta içi neler yapıyorsunuz?
Hafta içi neredeyse her gün ekiple toplanıyoruz, özel dosyalarımızı belirliyoruz. O haftanın öne çıkaracaklarımıza bakıyoruz. Bu arada ekip demişken; az ama çok değerli bir kadromuz var. Büyük bir medya grubunun içinde olmanın getirdiği avantajlar var. Her anlamda ciddi destek alıyoruz farklı birimlerimizden. Kıymetli halkımız bize rağbet edip izlemeye devam ettiği sürece 'atv'de Hafta Sonu' aracılığı ile hayatı ve olan biteni paylaşmaya devam etmek istiyoruz.
SUNUCULARIN BİLMİYORUM DEMEYİ ÖĞRENMESİ GEREK
Çok konuşulan 'Kürk Mantolu Madonna' gafına yorumunuzu merak ettim. Sizin meslek hayatınızda gerek radyoda, gerek ekran başında bu tür potlarınız oldu mu?
Canlı yayın ateşten gömlek. Bir yanlış cümle ve yorumla birden işsiz kalabilir ya da itibarınızı yitirebilirsiniz. Canlı yayın sunucularının 'Ben bunu bilmiyorum' demeyi öğrenmesi lazım. Her şeyi bilmek ya da her konuda ahkam kesmek doğru değil. Şükürler olsun, bu boyutta bir şey benim başıma gelmedi, inşallah bundan sonraki canlı yayınlarımda da gelmez.
