Filmlerin ve dizilerin kötü kadını olarak tanıdığımız güzel oyuncu Şebnem Özinal uzun süreden sonra bu sezon 'Ters Köşe' isimli oyunuyla izleyicilerle buluşuyor. Özinal ile Etiler Sanatçılar Parkı'nda buluştuk...
Uzun zamandır sizi ortalarda göremiyoruz, neler yapıyorsunuz?
Hayatımı rölantiye aldım. 18 yaşımdan 35 yaşıma kadar çok yoğun günler geçirdim. Hal böyle olunca bana yorgunluk hali geldi. Üzerine de çocuğum oldu ve çocuk bakmak hiç kolay bir şey değil.
Şöhretli anneler genelde çocuklarını dadıya bırakırlar. Sizde durum öyle değil miydi?
Hiç dadıya bırakmadım. Kızım Ayşe'nin doğumu maalesef babaanne ile anneannenin de yaşlılık dönemine denk geldiği için onunla sadece babası ve ben ilgilendik. Bu, ciddi mesai gerektiren dönemlerdi.
YILLARDIR 'AYRILACAKLAR' DENİYOR
Bir dönemin en meşhur gece kulübü Laila'nın sahibi Şefik Öztek ile evlisiniz. 'Tanınan bir kadın ile gece hayatından birinin evliliği çok uzun sürmez' derler...
Evet, yıllardır bu şaibeler var. Aslında mesleklere göre insanları kılıfa sokmamak lazım. Şefik, yaptığı mesleğin aksine çok evcimen bir insan; aslında bekârlığında da öyleymiş.
'Böyle mi Olacaktı?' adlı dizide kötü kadını oynayıp sükse yapmıştınız.
Dişi bir roldü ve kim oynasa bir yerlere gelirdi. Sonrasında biraz da bilerek ara verdim. Çünkü 'Böyle mi Olacaktı?'dan sonra hep kötü kadın rolleri geldi ama o rolden aşırı sıkılmıştım ve yıllarca kendimi çok kötü hissettim. Çünkü gerçekte de benim kötü biri olduğumu düşünmeye başlamışlardı. Dizideki adım da 'Şebnem'di ve bir daha o isimli bir rolde oynamayacağıma yemin ettim. Tabii herkesin bir yapısı var; bana da köylü kadın oynatmıyorlar, hep şehirli, fettan kadın olmamı istiyorlar. Öyle roller oynayacağıma, 'Oynamam, beklerim' diye düşünüyorum.
‘Hande’nin dizisi tutmuyor’
TİYATROCULAR SÜRÜNMÜYOR
Televizyondaki bilinirliğinizden sonra gerçek bir tiyatro oyuncusu olduğunuzu ispat etmek zor oldu mu?
Çok zordu... Benim hayatımda televizyon ve tiyatro her zaman oldu. Fiziğimden dolayı 'Manken oyuncu' algısı da vardı. Halbuki 1991 yılında tiyatroya başladım. Dormen Tiyatrosu'na katılınca çok fazla ses çıktı. Okullular tarafından çok tepki gördüm ama Haldun Ağabey çok adil bir insandır, o yüzden hakkımı hiç yedirtmedi. Tabii bende çok çalışkandım.
Bu sezon 'Ters Köşe' isimli bir tiyatro oyunuyla sahnedesiniz. Oyun nasıl gidiyor?
Güzel gidiyor. 'Ters Köşe' ile birlikte aslında eski günlerime geri döndüm. Çünkü bulvar komedisi tarzından bir oyun sergiliyoruz ve uzun yıllardır bu tarzda oyun oynamıyordum. Şimdilerde çok mutluyum, bence seyirciler de çok eğleniyor.
Tiyatro sizin için iş mi, hobi mi?
Tiyatro, düşünülen kadar az ücretlerin ödendiği bir iş değil. Sadece tiyatroyla ev geçindirdiklerini görüyorum. Tiyatrocular sürünüyor gibi durumlar yok. Rol verdikleri sürece oynayacağım. Eğer iyi yaşlanırsam, 70 yaşıma kadar tiyatro sahnelerinde olmak istiyorum.
'Böyle mi Olacaktı?'nın oyuncu kadrosunda Berna Laçin de vardı, o da artık kendini rölantiye aldı. Ama bir de Ceyda Düvenci ve Hande Ataizi vardı; onlar popülaritelerini daha iyi yönettiler diyebilir miyiz?
Marifet hep göz önünde olmak değil. Berna iyi işler yapıyor, reklam kampanyaları çekiyor ve tiyatroda oynuyor. Bana kalırsa Berna daha başarılı, çünkü Hande dizi yapıyor ama tutmuyor. Dizide önemli bir rol oynayacaksın ama başrol diye tutturmayacaksın. Artık gençler ve popüler insanlar var. 25 yaşındaki kız oynayacak başrolü, 40 yaşında nasıl oynayacaksın! 'O bir dönemdi' diyerek bunu kabul etmek lazım; eğer mesleğini seviyorsan yine bir ucundan tutarak devam edersin. Bana bakacak olursak; ben zaten uç noktalardan kaçmışımdır, çünkü şöhret özgürlüğümü kısıtlıyordu.
JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ YAPSAM BİNALAR ÇÖKERDİ
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde jeoloji mühendisliğini bitirmişsiniz ama siz oyunculuğa yöneldiniz.
Oyunculuğu çok severek yaptım, yapıyorum.
Zaten hep oyuncu olmak istiyordum.
Mühendisliği ailemin baskısıyla okudum. Sekiz
yılda ite kaka bitirdim.
Okulunu okuduğunuz mesleği yapmayı hiç düşünmediniz mi?
Herhalde yapsaydım, bütün binalar yerle
bir olurdu. Çok değerli hocaların ellerinde yetiştik
ama bu işi sevemedim. Bu yıl 'İleri oyunculuk'
üzerine yüksek lisansta yapacağım.
Deprem bölgesi olan İstanbul'da yaşamaktan korkmuyor musunuz?
Korkmaz mıyım, çok tırsıyorum. Yakından
takip ediyorum, hocalarımla konuşuyorum;
"Hocam çok korkuyorum, var mı böyle bir
durum?" diyorum. Onlar da, "Evet, biz de çok
korkuyoruz" diyorlar.
DÜZENİMİ KURDUM AMA SERVET YAPMADIM
Uzun yıllardır çalışıyorsunuz, kazandıklarınızın kıymetini bildiniz mi?
Pek bilemedim, ben kötü bir
örneğim. Çünkü gezmeyi çok seviyorum.
Allah kısmet eder, sağlıklı olur
ve param yeterse dünyayı gezmek
istiyorum. Zaten paralarımı hep
seyahatlerde yedim. Tabii ki evimi
aldım, düzenimi kurdum ama servet
yapmadım.
