Hayatta birçok ayrıcalığınız olabilir... İyi bir iş, iyi bir görünüm, iyi arkadaşlar, maddi imkanlar... Örnekleri çoğaltmak mümkün. Hepsine sahip olarak dünyaya gelecek kadar şanslı olmanız da sonradan sahip olacak kadar çalışkan/azimli olmanız da mümkün. Ama gerçek ayrıcalık bir kardeşiniz olmasıdır ve buna sahip olmak için tek ihtiyacınız olan şanstır. Hayatta hiç kimse onun kadar sizi anlamayacak, korumayacak, sevmeyecek ve koşulsuzca arkanızda durmayacaktır. Kardeşi olanların ortak hisleri paylaşarak, diğerlerinin ise imrenerek okumaya devam edeceği bir hikaye ile baş başa bırakıyoruz sizi... Hande ve Bensu Soral kardeşler, Based İstanbul Dergisi'ne konuştu. Şimdi söz, Hande Soral ve Bensu Soral'da...
AİLEMİZ ARKADAŞ GİBİYDİ
Aranızdaki bağı nasıl tarif edersiniz?
Bensu Soral: Eşi benzeri olmayan, hiç bozulmayacak türden bir şey. Kendimden çok Hande'yi düşünüyorum.
Hande Soral: Hem kardeşim, hem en yakın arkadaşım. Herkesin yaşadığı bir şey değil galiba bu...
Hep mi böyleydiniz yoksa zamanın bir dokunuşu oldu mu ilişkinize?
H.S.: Çocukken de böyleydik ama evet, zamanla aradaki yaş farkı iyice kapanıyor. Beraber yaşadığımız dönemde iyice yakınlaştık. İstanbul'da, ailemizden uzakta olmak birbirimize daha fazla tutunmayı gerektirdi.
B.S.: Altı yıl beraber yaşadık. Çok eğlenceliydi. Birlikte geçirdiğimiz en güzel zamanlardı...
Bu bağ kendiliğinden mi gelişti?
B.S.: Anne-babamız yaptı bunu. Onlar da birbirlerine ve bize çok bağlıdır. Aile içinde buna çok önem verilir. Babam hep; "En önemlisi ailedir. Biz varız, başka kimse yok. Birbirimize hep sarılmalıyız. Birbirimize asla sırtımızı dönmemeliyiz" der.
H.S.: Anne-babamız da bizimle hep arkadaş gibiydi. Arkadaş ortamında büyüdük bile denebilir. Her konuda fikrimizi alırlardı.
ERGENLİKTE TARTIŞIRDIK
İlişkinizin hiç mi karanlık dönemleri olmadı?
H.S.: Birbirimize kızdığımız zamanlar oluyor tabii ama ertesi gün öyle bir şey olmamış gibi devam ediyoruz. Bir de kıyamamak var.
H.S.: Benim ergenliğimde ateşli tartışmalarımız oluyordu. Ama onlar da çocukçaydı.
Fikir ayrılıkları yaşadınız mı?
H.S.: 'Bensu'nun yerinde olsam öyle yapmam' dediğim şeyler oluyor. Ama sonra onun doğrularını kabul ediyorum. Tıpkı anne-babamızın bize yaptığı gibi...
Birbirinizle ilgili bizim bilmediğimiz neyi itiraf etmek istersiniz?
H.S.: Bensu küçükken biraz şişkoydu.
B.S.: Hande'nin küçükken bile sevgilisi vardı, çapkındı.
'İSTANBUL'A GİTMEK İÇİN GÜN SAYIYORDUM'
Bursa, İnegöl'de büyümüşsünüz... 'Küçük yerde yaşamak büyük bir ailede yaşamak gibidir' derler, katılır mısınız?
H.S.: Evet! Korunaklı aileler grubuyduk.
B.S.: Evden eve yaşıyorduk. Herkes
birbirini çok iyi tanıyordu. Birbirimize
daha da bağlanıyorduk. Küçük yerde
büyümenin en güzel yanıydı bu.
En kötü yanı?
H.S.: Biraz baskı altında hissediyorsun.
Dışarı çıktığımda gideceğim yere varmadan
önce babamın kulağına gidiyordu.
O yüzden de giydiğine, konuştuğuna,
yaptığına dikkat etmen gerekiyordu. Ben
hiç etmezdim ama...
B.S.: Ben ederdim.
İstanbul'a gitmek mi istiyordun?
B.S.: Küçüklüğümden beri İstanbul'a
gitmek için gün sayıyordum. Odamın
duvarında İstanbul posterleri vardı.
'İKİMİZ BİRLİKTE ÇETE GİBİYİZ'
Bensu, oyunculuk konusunda da önden giden Hande olmuş. Sen nasıl karar verdin?
B.S.: Ablam çocukluğundan beri
ilgileniyordu oyunculukla. Ama ben
hiç düşünmemiştim. Bir gün ablamın
menajeri "Seni de alalım bu işe" dedi.
Eğitim aldım biraz. Diziye başladım ve
çok sevdim!
Hande, Bensu'yu sektör için koruman gereken durumlar olduğunda ne yaparsın?
H.S.: Tırnaklarımı çıkarırım.
Kendim için yapmayacağım kadar
üstelik... Çünkü ben onun ablasıyım!
Kimse bana onunla ilgili kötü bir şey
söyleyemez.
B.S.: Aynı şekilde... Biri bana kötü
bir şey dese, o kadar önemsemem
ama ablama derse kahrolurum. Ve
karşımdakine çok fena bilenirim.
H.S.: Çete gibiyiz değil mi?
(Gülüyor)
'AYNI PROJEDE YER ALMAK İSTİYORUZ'
Kıyaslamalarla nasıl baş ediyorsunuz?
H.S.: Hayatımız bununla geçiyor.
B.S.: Bu işe başladığım zamanlarda
çok ağır eleştirileri görünce
üzülüyordum. Artık o kadar normal
geliyor ki...
Birbirinize gelen proje teklifleri konusunda fikir beyan eder misiniz?
H.S.: Çok! Sadece ikimiz değil,
ailelerimiz de her zaman bu karara
dahil oluyor.
Hiç aynı projede yer almadınız değil mi?
H.S.: Almadık ama çok istiyoruz.
Aynı rolün ikinize de teklif edildiği oluyor mu?
H.S.: Oluyor. Aslında benziyoruz
ama boy ve renk farkı var aramızda.