TOPKAPI Sarayı'nın birinci avlusunda Aya İrini Kilisesi güney cephesindeki çöpler ve bitki örtüsünden temizlenen yapının, Bizans dönemine ait Piskoposluk Sarayı olduğu düşünülüyor. Çalışmaları yürüten kazı ekibinden Bizans sanatı uzmanı Hayri Fehmi Yılmaz, 1940'lı yıllarında burada bir çalışma yapıldığını, yapının varlığından haberdar olunduğunu belirterek, "Yalnız yaklaşık 50 yıldır kaderine terk edilmişti ve zamanla içerisi bitkiler arasında kalmış, çöplerle dolmuştu,'' diye konuştu. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Başkanlığı'nda İstanbul ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi sanat tarihi bölümleri tarafından 1.5 ay süren temizleme çalışmalarıyla birlikte yapının ne olduğunun daha iyi tespit edildiğini söyleyen Yılmaz, "Bazı araştırmacılar Sampson hastanesi, bir düşkünler evi olabileceğini söylemiştir ama bizim çalışma ekibimiz biraz daha farklı düşünüyor bu konuda. Hemen bitişiğindeki Aya İrini ile birlikte inşa edilmiş bir yapı, onunla organik bağları var. O yüzden çok büyük ihtimalle burası şehrin Piskoposluk Sarayı ile ilgili kalıntıları," açıklamasında bulundu.
TARİH FIŞKIRIYOR
Yapı kalıntılarının önemli bir kısmının 6. yüzyıla ait olduğunu belirten Yılmaz, yapının Bizans sivil mimarisinin önemli örneklerinden biri olduğunun da altını çizerek şunları kaydetti: "Osmanlı döneminde burası Hatap Ambarı, odun deposu olmuş. Bununla ilgili bir kantarın ağırlıklarını tespit ettik. Yine sarayın muhtemelen ölülerinin yıkandığı yer burası. Sarayda iki hastane, iki gasilhane vardı. Bir tanesi muhtemelen buradaymış. Aslan şeklinde çörteni olan ilginç bir çeşmemiz var. Bu da İstanbul'da şu ana kadar tespit edebildiğimiz en eski çeşme. Kesinlikle Bizans'tan önceye ait, Roma çağından bir İstanbul çeşmesinin parçası burada duruyor. Bir miktar da döşeme mozaiklerimiz var. Herhalde bu tür buluntular önümüzdeki dönemde de karşımıza çıkacak.''
AA