REKOR, SAYAN VE YAZAR'DA
Söz konusu ünlü kadınlar olduğunda ise yukarıda bahsettiğimiz kural, zorunluluk ve etiketlerin çoğu geçerliliğini yitiriyor. Şarkıcılar, oyuncular ve göz önündeki diğer sanatçılar, toplumsal teamülleri pek de umursamadan birbiri ardına evlenip, sahip oldukları maddi bağımsızlığın etkisiyle kolayca boşanabiliyor. Altışar kez evlenen Gönül Yazar ve Seda Sayan ile dört kez evlenen Sezen Aksu, ilk akla gelen örnekler. Son olarak geçen temmuzda ikinci eşinden boşanan oyuncu İpek Tuzcuoğlu da hafta içinde nişanlanarak, üçüncü kez evlilik yoluna girdi. Dünya çapında üne sahip kadın sanatçılar arasında da çok sayıda evliliğe imza atanlar mevcut. İlk evliliğini akademisyen Murat Belge'nin babası gazeteci Burhan Belge ile yapan oyuncu Zsa Zsa Gabor, Paris Hilton'un büyük dedesi Conrad Hilton'un da aralarında bulunduğu tam dokuz kişiyle evlendi. Elizabeth Taylor, ikisi Richard Burton ile olmak üzere sekiz, son eşi David Gest'ten 'kötü öpüştüğü' gerekçesiyle ayrılan Liza Minelli ise dört evlilik yaptı. Brigitte Bardot da dört kez evlenen ünlülerden. Peki, çevremizdeki pek çok kadın evlenecek kişi bulamazken veya kendilerini sona erdiremedikleri mutsuz evliliklere hapsederken, ünlü hemcinsleri nasıl oluyor da hem evlenmekte hem de evliliklerini bitirmekte bu kadar başarılı oluyor? Bu soruyu Türkiye'nin önde gelen evlilik ve ilişki uzmanlarına sorduk.
AŞK DEĞİL HORMON EVLİLİĞİ YAPIYORLAR
İnci Yeşilyurt (Evlilik ve İletişim Uzmanı - Aile Yaşamını Koruma Derneği Başkanı):
"Ünlü kadınların yaşantısı, sokaktaki 'Ayşe Hanım'dan çok farklı. Aşkları, evlilikleri bizden çok daha hızlı tüketiyorlar. Çünkü egoları fazlasıyla yüksek ve tahammül seviyeleri aşağılarda. Eve girdiklerine, eşlerinin de kendilerine en az sokaktaki vatandaş kadar ilgi göstermesini istiyorlar. İlgi azalınca huysuzlanıyorlar. En ufak anlaşmazlıkta da boşanma yolunu seçiyorlar. Oysa aşkta ego söz konusu değildir. Ünlülerin aşk sandıkları şey, yalnızca hormon seviyelerindeki bir yükselme. Bu yüzden evleniyorlar. Diğer yandan ünlüleri değerlendirirken, toplum olarak gelenek ve göreneklerimizi bir yana bırakıyoruz. Onlara bu değerlerden bağımsız davranma hakkını tanıyoruz. Bu yüzden sık sık evlenmeleri de boşanmaları da bizi şaşırtmıyor. Halktan kişilere davranışımızla, ünlülere yönelik davranışımız arasında büyük bir uçurum var."
'İLİŞKİ GÜNAH' DİYe EVLENENLER VAR
Selin Karacehennem (Evlilik ve İlişki Terapisti):
"Ünlü kadınların hayat koşulları, evliliğin temel ilkelerine aykırı. Bu yüzden sık boşanıyorlar. İlk sebep, çalışma saatlerinin ve yerlerinin belli olmaması. Mesela eşlerden biri, aylar boyunca dizi çekimi için şehir dışına gidebiliyor. Evliliği yürütmek de imkansız hale geliyor. En iyi evlilikler bile kısa sürede tadını kaybediyor. İkinci sebep ise, çevrelerinin geniş olması ve maddi özgürlüklerinin bulunması nedeniyle 'Elimi sallasam ellisi,' diye düşünmeleri. Yeni birini bulunca, boşanmalarının üzerinden kısa süre geçmiş olsa bile tekrar evlenmekte tereddüt etmiyorlar. Çünkü çok da önemsemiyorlar evlilik kurumunu. Diğer yandan bazı evliliklerin farklı gerekçeleri de var. Örneğin 4-5 kez evlenen en ünlü sanatçılarımızdan biri, tahminimce 'İlişkiye girmek günah olmasın,' düşüncesiyle evleniyor. Dünya ölümlü, her şeyin tadına bakmak lazım. Ama dini kurallarla ters düşmemek gerek,' diye düşünüyor."
YÜKSEK EGO, EVLİLİĞİ ÖLDÜRÜR
Seda Diker (Bilinçaltı Uzmanı - İlişki Koçu):
"Ünlüler ilişkilerini herkesin gözü önünde yaşıyor. Bu yüzden yanlış bir evliliğin içinde kalma lüksleri yok. Aldatılacaklarını hissettiklerinde, maddi bağımsızlıklarının da etkisiyle kolayca boşanabiliyorlar. Yine aynı göz önünde olma durumu nedeniyle hayatlarındaki kişiyle birlikte yaşamak yerine aniden evlenebiliyorlar. Diğer yandan evlilik son derece zor bir kurum ve eşlerin birbirlerini karşılıklı olarak idare etmelerini, birbirleriyle paylaşımda bulunmalarını gerektiriyor. Egosu yüksek ünlüler açısından bunu gerçekleştirmek kolay değil. Bu durum da boşanmaların sayısını artırıyor."
KÜLTÜREL KODLAR DEĞİŞİYOR
Esra Bayraktar (Psikolog - Evlilik Uzmanı):
"Toplumun normalleri ile ünlülerin normalleri birbirinden farklıdır. Toplumda baskı unsuru haline gelebilen olaylar, ünlüler açısından pek baskı yaratmayabilir. Tıpkı boşanan bir kadının Nişantaşı'nda farklı, muhafazakar semtlerde farklı değerlendirilmesi gibi. Bu yüzden ünlü kadınlar, çok fazla sıkıntı yaşamadan birlikte oldukları kişilerden boşanıp birbiri ardına evlenebiliyor. Kültürel kodlarımız da hızla değişiyor. Ünlüler, bu değişim içinde bizden daha ileri bir aşamada olduklarından evliliği bizim kadar önemsemiyor. Diğer yandan ünlü birinin tanınmayan biriyle yaptığı evliliğin ayakta kalma şansı çok az. Hem ego sorunları yaşanıyor hem de beklentiler farklılaşabiliyor. Örneğin halktan biri için evlilik sözleşmesi yapma önerisi son derece güven zedeleyici olabilir. Ancak bir ünlü için bu normaldir.
BAZI EVLİLİKLER TİYATRO GİBİ
Başar Akman (Psikiyatrist - Evlilik Terapisti):
"Sanat dünyasındaki kişiler, alışagelmiş çalışma ve yaşam koşullarından çok farklı bir çerçevede sürdürüyorlar hayatlarını. Evlilik, boşanma, birliktelik, ayrılık kavramlarına yaklaşımları da değişiyor. Ardı ardına yapılan evliliklerin sebebi, kendi kimlik bütünlüğünü oluşturamamış kişilerin, varoluşlarını ikili ilişkilerde gerçekleştirebileceklerini düşünmeleri olabilir. Evlenerek veya boşanarak yeni bir beyaz sayfa (daha) açabileceğini düşünüyorlar. Bunun yanında, evlilik kavramının içi boşalıyor, bireysel ve ortak değerler yozlaşıyor. Yeni evlilik çeşitlemeleri ortaya çıkıyor: Sözümona evlilikler, evliymiş gibi evlilikler, dostlar alışverişte görsün evlilikleri, evlendik mutluyuz-boşandık daha da mutluyuz evlilikleri, aynı oyunun tekrar tekrar sahnelendiği tiyatro evlilikler gibi. Ayrıca kimi ilişkilerde; şöhret, görünüm, para, güç, seks ön plana çıkıyor. Belki de bu tür 'meşhur evlilikler' yapan kişiler, ilişkilerindeki boşlukları bu şekilde doldurmaya çalışıyor. Fakat, o içsel boşluk; ne şaşaalı evliliklerle, ne de şöhretle doluyor. Bu haller, çoğu zaman trajedi ile sonlanıyor. Kişinin ayakları ne kadar yere basmazsa, o kadar yüksekten düşüyor. Evliliği 'evcilik oyunu', eşini oyuncağı gibi görenler de var. Oyunu bozunca veya oyuncağı kırınca, içinden güzel bir şey çıkmıyor. Sanatçı olsun veya olmasın, kişinin iç dünyası kaotikse, evlilik de boşanma da usturuplu olamıyor."