BELKİ MODERN BİR ŞEKİLDE KAPANABİLİRİM
- Din sizin için önemli mi?
- Babamı gömdükten sonra çok değiştim. Beş metrelik kefene sarıp gömdükten sonra bitiyor her şey. İstersen Kanuni Sultan Süleyman ol hiçbir şey değişmiyor. Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Orada rahat uyuyabilmek, kabir azabı çekmemek için elimden geleni yapıyorum. Başka insanlara destek olmaya çalışıyorum. Bana Allah niye daha fazlasını veriyor? O zaman zaten dindardım ben ama babamı kaybedince daha dindar oldum. Hatta bakış açım tamamen değişti.
- Peki ailenizde dine bakış nasıldı?
- Benim annem Yasin okur, anneannem namaz kılardı beş vakit. Ben anneannemle çok vakit geçirdim. O yüzden de olabilir. Hatta Kur'an kursuna bile gittim. Ama öğrenemedim. Yakın zamanda yeniden öğrenmeyi denedim. Arapça çok zor geldi bana. Nasıl olsa Türkçe meallerini okuyabiliyoruz.
- Hacca gitmeyi düşünüyor musunuz?
- İki kere Umre'ye gittim. Hacca gitmeyi de düşünüyorum. Ama ne zaman bilemiyorum. Onun vecibeleri daha zor. İçki içmiyorum zaten ama belki kapanmam gerekebilir. Aslında ondan da çekindiğimden, değil de... Biraz daha oturması lazım bazı şeylerin... Belki modern bir şekilde kapanabilirim. Yapabileceğime inanmam lazım. İçki içmediğime emin olmam lazım. O vaktin gelmesi lazım. Belki başıma çok sade hafif bir örtü atabilirim, bunu düşünüyorum.
BENİM HAYATIMDA ÇOCUĞA YER YOK
- Çocuk yapmak, aile kurmak istediniz mi hiç?
- Allah dağına göre kar verir. Benim artık yaşım geçti ancak bundan 15-20 sene önce çocuğum olsaydı olabilirdi. Tabii ki onu büyütmek büyük bir iş, sorumluluk. Her şey para değil, bizzat ilgilenmem lazım benim. Hamileliği de taşıyabilmem zor. Ama işte ben, bir hemşire bile olsa, 'Al bak, diyemem' kendim bakmam gerekir o zaman da bu kadar çok şeyi yapamazdım. Şimdi bir kişiyle ilgilenmek mi daha önemli yoksa birçok kişiyle ilgilenmek mi önemli? Ben bir kişiye bakacaktım şimdi bin kişiye bakıyorum. Çocuk hastalansa ben kahrolurdum, çok üzülürdüm. Onun için, Allah birtakım şeyleri vermiyorsa sebebi var.
- Beraber olduğunuz erkek arkadaşlarınızdan böyle bir talep geldi mi?
- Bir erkek arkadaşımın öyle bir talebi olmuştu. 15 yıl falan önceki bir ilişkimdi. Onun da dayısı engelli olduğu için duyarlıydı. O dönem benim çocuğum olur mu, olmaz mı çok araştırmıştı. İstiyordu çünkü. Doktorlar, 'Yapabilir,' dediler, öyle öğrenmiştik. Ama belki yatmam gerekecekti hem de dokuz ay falan. Böylesi daha iyi oldu. Ancak bu kadar hassas olmasaydım, sağlık sorunum olmasaydı yapardım.
- Evlat edinmeyi düşünmediniz mi?
- Babam çok istedi bir dönem, 'Bir erkek çocuk evlat edinelim benim adımı veririz, Sakıp olur,' dedi. Ama dedim ki; 'Baba o kadar zor ki, ben kendime zor bakıyorum,' 'Ama imkânın var,' dedi. 'Babacım her şey parayla olmuyor, ilgilenmek lazım,' dedim. O zaman, 'Tamam,' dedi hiç üstelemedi. Hak verdi yani. Düşünebiliyor musunuz, daha kendim fizik terapi görüyorum yürümek için, benim hayatımda çocuğa yer yok, çok zor. Maalesef yer yok. Bence insan iyi bir şekilde çocuğunu büyütebilecekse çocuk yapmalı. Diğer türlü her şartı uygunken de yapmıyorsa onların da herhalde bir bildiği var diye düşünüyorum. Herkes için bir sebep vardır. Herkeste aynı sabır da olmuyor, çok kalender olmanız lazım, atacak dökecek, titizlikle çocuk büyütülmez yani.
ANNEMİ ANLAYAMAMIŞIM
- Sabancı olmak dışarıdan çok güzel görünüyor, size göre nasıl?
- Ben bir parçası olduğum için normal ve muhteşem geliyor. Tabii ki belli boyutlarda zorlukları var. Sabancı değil kim olursanız olun. Meşhur, üst düzey olduğunuz zaman, hareketlerinize çok dikkat etmeniz gerekiyor.
- Nelerdir bu kurallar?
- Çok gençken vardı kurallar ama onu da hemen kamufle ettik. Babam da özellikle çok yardımcıydı o dönem. Mesela içki içip sarhoş olmak gibi şeyler... Ya da marjinal bir görüntü, eve geç gelmek gibi.
- Zorlandığınız oldu mu kurallara uymakta?
- Babam, Allah'ı var beni hiç sıkmadı. Çünkü sıksa daha beter olacak, tam tersi olacaktı. Ama annemler zorlanırdı. Saçımı belli aralıklarla rengarenk boyardım. Mesela sapsarı yapardım, sonra kıpkısacık kestirirdim. Kırmızı falan olunca tabii biraz üzülürlerdi. Ama babam hiçbir şey söylemezdi, hiçbir zaman. Hep annem söylerdi. Babalar hiç kötü olmak istemez. Ben babamı hep muhteşem baba olarak bilirdim. Meğer arkadan anneme yaptırıyormuş. Sonra annemden öğrendim. Annem esasında çok daha yumuşak başlı, anlayışlıymış. 'Şunu yapsın, bunu yapsın, geç kalmasın,' deyip duruyormuş meğerse. Babalar kızlarına düşkün oluyor. Ben de babama çok düşkündüm, annemi anlayamamışım, anneme döndüğümde yükün yüzde 99'unun onda olduğunu anladım. Baba sadece maddi imkan sağlıyor bir de seviyor çocuklarını. Hep iyi hep güzel. Bütün yük annede oluyor.