HER İŞE ASİSTANLAR KOŞUYOR
Tıpkı Nişantaşı gibi bolca pahalı butiğe, lüks tabirini yeniden tanımlayan restoranlarla ve âlemin en hasını yapabileceğiniz kulüplere ev sahipliği yapan semtin en ilginç özelliklerinden biri, tıkır tıkır işleyen 'kişisel asistan' sistemi. Bu sistemde istihdam edilen gençler, pembe motorsikletleriyle vızır vızır dolaşarak belirli bir ücret karşılığında her tür isteğinizi yerine getiriyor. Mesela eve servis yapmayan bir restorandan verdiğiniz siparişi getiriyor, koltuklarınızın yeri değişecekse gelip duruma el atıyor, evde böcek varsa hakkından geliyorlar.
Gangnam'ın popüler kültürdeki yeri, yalnızca PSY'ın şarkısıyla sınırlı değil elbet. Matt Damon'ın oynadığı 2012 çıkışlı The Bourne Legacy filminin önemli sahnelerinin çekildiği semt, bugüne kadar pek çok diziye de mekan oldu. Gangnam Style klibinin bazı açık hava sahnelerinde, semtin önemli binalarını görmek mümkün. Örneğin bir sahnede PSY, 836 metrelik ünlü Asem binasının üstünde dans ediyor, arka plandaysa 228 metrelik Ticaret Merkezi binası görülüyor.
Tabii ciddi bir iş çevresinin ikamet ettiği Gangnam'da (Kore'nin gayri safi milli hasılasının yüzde 7'si bu semtten çıkıyor), hayat klipteki gibi sürekli hoplayıp zıplayarak geçmiyor. Zaten klipte, Gangnam'a yerleşen 'sonradan görme'lerin tercih ettiği özenti yaşam tarzı hicvediliyor. Yani PSY'ın canlandırdığı karakter, bir 'haza Seul beyefendisi' değil, voliyi sonradan vurup kendini kaybeden bir Gangnam ucubesi.
Diğer yandan semt, aynı zamanda güzellik merkezlerinin ve estetik cerrahi kliniklerinin de merkezi. Bu kliniklere en çok çekik gözlerini ameliyat ettirerek daha 'Batılı' bir görünüme sahip olmak isteyen G. Koreliler başvuruyor.
'Geyik muhabbeti'yle tatlandırılmış bu yazının son paragrafında, ciddi bir çözümleme yapmamak da olmaz elbet! Evet sorumuz şu: Şarkı neden bu kadar tuttu? Cevaplarsa şöyle: Nakaratın akılda kalıcı ve şarkının had safhada dile dolanıcı olduğunu vurguladıktan sonra, videodan bahsetmemiz gerekiyor. Malum, görsellik çağındayız ve bu klip görsel açıdan her ihtiyacınızı karşılıyor: Sevimli çocuk, güzel kız, "O da neydi öyle," dedirten sahneler ve bir sarısından pembesine bir renk bombardımanı... Klibin etkisini şöyle de özetleyebiliriz: PSY şarkının çoğunu İngilizce söylüyor ama klip sayesinde sanki ne anlattığını hepimiz biliyor gibiyiz değil mi? Ciddi bir surat ifadesiyle icra edilen o absürt dans da etkili elbette. Zira şaşmaz bir kuraldır; insanlar grup halinde yapılan danslara bayılır! (Bakınız Macarena). PSY'ın süper yakışıklı, yağ oranı sıfıra yakın popçulara benzememesi de bir sempati duygusu uyandırıyor pek çok insanda. Tabii şarkıcının Justin Bieber'ı dünya yıldızı haline getiren menajerle çalıştığını da unutmayalım. Diğer yandan yukarıda bahsettiğimiz üzere, klipte canlandırılan karakter bir 'özenti'. Ve bırakın diğer insanları, özentiler bile özentilerle dalga geçmeyi sever.
NOT: Yazımız aslında şu satırla bitiyordu: "Sahi Nişantaşı Style diye bir şarkımız olsa, dansı nasıl olurdu acaba?" Lakin baskıya girmemize az kala, Atilla Taş'ın Yam Yam Style adlı cover'ını dinledim. "Neden ama neden?" diye sorasım var elbette, ama bu aşamada tek diyebileceğim şu: "Sahiden ibretlik bir çalışma!"