Milan 1987-1991: Arrigo Sacchi'nin Milanı sadece futbol tarihinde çığır açan bir ekipti. 11 kişinin bir bütün olarak hareket ettiği, rakibi ön alan baskısıyla boğan ve İtalya'da tabuları yıkıp ofansif futbolla başarıyı yakalayan Milan, dört yıl dünyaya hükmetti. Takımın boyu 25 metreyi geçmiyordu. Savunma, orta alan ve forvet bütünleşerek rakiplerin alan bulmasını önlüyordu. Gullit, van Basten, Baresi, Rijkaard gibi yıldızlarla dört yıla iki Şampiyon Kulüpler Kupası, bir İtalya şampiyonluğu, iki de Süper Kupa sığdırdılar.
Barcelona 2008-2012: Guardiola ile Barcelona dört yılda katıldığı 19 turnuvanın 14'ünü kazandı. Sadece 2008-2009'a altı kupa sığdırdılar. Felsefelerinin temelinde presle rakip kaleye en yakın yerde topu kazanıp, ayağa seri paslarla rakip savunmaları geçmek yatıyordu. Rakibi topu kovalamaktan yorgun düşüren ve topa ambargo koyan 'tiki-taka', seyir zevki açısından Milan kadar üst düzeyde değildi belki ama sahanın her santimini bir geometri problemi gibi ele alan, Messi, Iniesta, Xavi gibi yıldızlarıyla zirve yapan Barcelona tüm zamanların tartışmasız en iyilerinden biri oldu.
Tahmin: Uzatmalarda 2-1 Barcelona
?
Brezilya 1982: 82 Dünya Kupası'na, yarı final dahi göremeden veda eden Brezilya'yı seyretmek, bir bakıma Mozart dinlemek gibiydi. Müthiş bir ofansif güç, akıcı, kanat beklerinin açık gibi konumlandığı aklı fikri gol atmak olan bir sanat şaheseriydi o takım. Defansın önündeki iki adamdan Falcao bile turnuvayı üç golle tamamlamıştı. Socrates ve Zico gibi liderleri ve tüm zamanların en karizmatik formalarından biriyle Brezilya, anti futbolun kalesi İtalyanlara yenilip turnuvaya veda ettiğinde, ardında yeri doldurulamayacak bir boşluk ve hayal kırıklığı bıraktı.
Hollanda 1974: Dünya Kupası kazanamamış en iyi takım sorusuna verilen ikinci cevaptır şüphesiz Cruyff önderliğindeki Hollanda. Total futbol anlayışıyla, bir akordiyon misali top rakipteyken alanı sıkıştırıp top kendisindeyken genişleten, her oyuncunun hemen hemen her mevkiye kayarak görev yaptığı, topa ambargo koyan Portakallar, 1974 finalini biraz da kendi aşırı özgüvenlerinden Almanlara kaybetti. Ancak felsefeleri, oyunun kaderini kökünden değiştirdi.
Tahmin: 3-2 Brezilya