CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, 24 HAZİRAN SEÇİMLERİNE YÖNELİK BİR MANİFESTO AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçimlerine yönelik bir manifesto açıkladı. Yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğunu gösteren Erdoğan'ın sözlerinin en iddialı bölümlerinden biri kadınlarla ilgili söyledikleriydi. Erdoğan: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadınlarımızın temsil oranını tarihin en yüksek seviyesine taşıdık. Sosyal hayatın bütün alanlarında ve karar mekanizmalarında kadınlarımızın varlığını, katkısını geleceğimiz için hayati gördük ve bu yönde adımlar attık. Kadınlarımızı güçlendirmenin ülkemizi güçlendirmek olduğuna hep inandık. Bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğiz. Önümüzdeki tarihi dönemeçte yükü kadınlarımızla birlikte omuzlayacağız. Yeni yönetim sisteminde imkânları kadınlarımızla daha fazla paylaşacağız. Eğitimöğretimden istihdama, sağlıktan aileye kadar her alanda kadınları desteklemeye devam edeceğiz. Kadına karşı istismar, şiddet ve taciz; insanlığa karşı işlenmiş büyük suçlardır, bunu da böyle ifade ediyorum. Bu ayıbı ülkemizden tamamen silene kadar bütün çabamız ve gayretimizle devam edeceğiz. Kadına karşı her türlü cahiliye âdetini ayaklarımızın altına aldık ve alacağız. Kadınları bu ülkenin ve milletin, her türlü hakka eşit olarak sahip bireyleri haline getirene kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz" dedi.
Her alanda varlık gösteren kadınlar arasında büyük ilgiyle takip edilen bu sözler, önümüzdeki günlerin de kadınlar için bir şahlanış dönemi olacağını işaret etti. Biz de siyasetten bilime, sanattan iş hayatına kadar alanında öncü olmuş kadınlarımıza Erdoğan'ın manifestosunda kadınlara geleceklerine dair verdiği teminatı nasıl bulduklarını, kadınların birincil sorunlarının ne olduğunu ve çözüm önerilerini sorduk. İşte Türkiye'nin dokuz öncü kadınının ağzından manifestonun değerlendirmesi...
DR. RAVZA KAVAKÇI KAN / Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı, İnsan Hakları Başkanı, İstanbul Milletvekili
Başörtüsü yasağı kalktı
AK Parti'nin öncelik sıralamasında insan hakları ve adalet ilk sırada yer almıştır. Kadın ve gençlerin toplumdaki statüsünü iyileştirip güçlendiren AK Parti, cinsiyet adaletsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik yasal düzenlemelere imza atmıştır. Vesayetçi zihniyetin dayatmalarından olan başörtüsü yasağı sonlandırıldı ve kılık kıyafet serbestisi getirildi. Başörtüsü yasağının tamamen ortadan kaldırılması sonucunda en temel haklardan biri olan eğitim hakkı ile genç kızlarımızın kamu kurumlarında ve özel sektörde çalışma özgürlüklerinin önündeki engeller kalktı. Bu çirkin ayrımcılık TBMM'de de ortadan kaldırıldı.
Özellikle genç kızlarımızın eğitimini teşvik eden politikalarla büyük değişim yaşanmış, bugün lisans eğitimi alan kızlarımızın sayısı erkeklerin sayısını aşmıştır. 'Haydi Kızlar Okula' kampanyasıyla coğrafyamızın dört bir yanında kızlarımızın kesintisiz eğitim almalarına olanak sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin öncülük ettikleri 'Okuma Yazma Seferberliği' ile yetişkin kadınlarımız da okuma-yazma öğrenmeye teşvik edilmiştir.
Çalışma hayatındaki kadınlar için pozitif ayrımcılığı önceleyen politikalar oluşturuldu. Özellikle çalışan anneler için esnek çalışma imkanı sağlayan düzenlemeler yapıldı. TBMM'de Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kuruldu. Kadınlarımıza yönelik taciz ve şiddeti ortadan kaldırmak için verdiğimiz mücadelenin hassasiyetiyle; kadına her türlü şiddetin önlenmesi ve mücadele edilmesine ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini çekincesiz imzalayan ilk ülke olduk. "Kadına karşı şiddet insanlığa ihanettir" diyen Cumhurbaşkanımız, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda sadece ülkemizdeki kadınların değil bütün mazlum kadınların sesi olmuştur.
ŞEBNEM BURSALI / ATV Ankara Temsilcisi, Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı
Kadınlar görünür hale geldi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı manifestonun en iddialı bölümlerinden biri, kadın hakları ve kadınlarla ilgili olan bölüm idi. Her şeyden önce, AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana geçen 16 yılda kadınları önceleyen Erdoğan, bunu hem siyasal temsilde hem de kadınlara yönelik çıkarılan kanun ve uygulamalarda ispatlamış bir lider. Bir anneyi asker evladının yemin törenine, sırf başörtülü diye almayan anlayışın hakim olduğu eski Türkiye'de milletin vicdanında açılan yaraları hepimiz yaşadık. Bir insanın, kadın veya erkek en temel hakkı olan eğitim hakkının yine sırf türban takıyor diye engellendiği ve anasından- babasından ayrı yurt dışına okumaya zorlandığı eski Türkiye'den, anayasal hiçbir hakkının (eğitim, barınma, sağlık vs) hiçbir sebeple engellenmediği, kadının sosyal ve iş hayatında dış görüntüsüyle değil, yetenekleri ve donanımı ile hem hemcinsleri hem de erkeklere karşı hak ettiği yeri aldığı bir Türkiye yolculuğunu hepimiz yaşadık.
İş güvenliği ve sosyal haklar itibarıyla çok iyi olmayan koşulların, özellikle kadınlar lehine pozitif ayrımcılık ile işlediğini söylemeliyim. Hem kendi mesleğim hem de kamu veya özel sektörde çalışan kadınların aile yaşamlarını daha rahat organize edebilmeleri, annelik ve lohusalık dönemlerinde iş şartlarındaki iyileştirme ve kolaylaştırıcı düzenlemelerin pek çok Avrupa ülkesinden daha iyi duruma getirildiği açık.
Yeni Türkiye yolunda kadın haklarında yapılan her iyileştirmenin önemi çok açık. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 24 Haziran seçimlerine yönelik açıkladığı manifestonun kadınlarla ilgili bölümü, bu anlayışın en güçlü irade ile devam edeceğini gösteriyor ki; kadın-erkek hepimizin destekleyeceği bir adım.
DOÇ. DR. DUYGU SAĞ/BİLİM İNSANI / İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (iBG) araştırmacalarından, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi
Bilimde daha aktif durumdayız
Kadınların eşit haklara sahip bireyler haline getirilmesine yönelik her türlü mücadele aydınlık yarınlarımız için büyük önem taşıyor. Dünyadaki bilim insanlarının sadece yüzde 30'u kadın. Bu oran Türkiye'de dünya ortalamasının üzerinde, yüzde 32. Türkiye'de son yıllarda bilimsel araştırmalar için çok önemli yatırımlar yapıldı. TÜBİTAK'ın tersine beyin göçünü desteklemek amaçlı sağladığı olanaklarla yurt dışından Türkiye'ye geri dönüş yapan nitelikli çok bilim insanı oldu.
Ben de doktora ve doktora sonrası eğitimimi Amerika'da tamamlayıp bu şekilde ülkeme geri dönüş yaptım. Benim gibi tersine beyin göçü yapan kadın meslektaşlarımın sayısı yüksek. Bizler, dünyanın bilimde öncü ülkelerinde edindiğimiz tecrübeleri ülkemize getirerek Türkiye'de bilimi üst seviyelere taşımayı amaçlıyoruz. Yani, Türkiye'de son yıllarda bilimsel anlamda bir canlanma mevcut ve kadınlar bunda aktif rol alıyor. Ama maalesef, bilimde erkeklerle kadınların aynı yoldan gitmesi beklenirken, yolun kadınların gittiği tarafı daha dikenli...
Bilim insanlığını kadından çok erkeğe yakıştırma önyargısını kırmak içinse değişime çocuklarımızdan başlamamız gerekiyor.
Oyuncaklardan tutun da ders kitaplarına kadar çocuklarımızın bilinçaltına kalıplaşmış cinsiyet rolleri mesajı veriyoruz. Bu noktada değişimler yaparak kadınların da bilim insanı olabileceğini çocuklarımıza aşılarsak ve kız çocuklarımızı bilim yapmaya özendirirsek önyargılar kırılabilir ve geleceğin Türkiye'sinde kadınlar bilim dünyasında daha aktif rol alabilir.
FATMA ŞAHİN / Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadınsız demokrasi olmaz
Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı bu manifesto daha yolun başındayken Ak Parti olarak söylediğimiz kadınıyla erkeğiyle kalkınma modelinin ikinci aşamasıdır. Biz hep 'Kadınsız demokrasi olmaz, tek kanatla kuş uçamaz' dedik. Cumhurbaşkanımızın manifestoda belirttiği gibi kadınlarımızın güçlenmesinin ülkenin güçlenmesi olduğuna inandık. Hizmet yolculuğumuzda her zaman mazlumun, haklının ve dezavantajlı grupların yanında olmayı ve vatandaşın hayatına dokunmayı kendisinden öğrendik.
Türkiye Belediyeler Birliği ilk kadın Başkanı görevini de üstlenmiş olmanın onur ve gururunu yaşıyorum. Başarı kapılarını tüm kadınlar için aralamak amacıyla çıktığımız yolda epey mesafe kat ettik. Yeni Türkiye'nin inşasında ilk günden beri kadınlarımızı güçlendirerek toplumsal hayata ve ekonomimize kazandırmak için elimizden geleni yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.
Kadınlar, yarınlara yön verecek güçlü bireyleri yetiştirerek toplum mimarlığı yapar. Bu yüzden onlara yapılan her türlü hizmetin karşılığı, geleceğimize dönecektir. Unutmayın; güçlü toplumlar güçlü kadınlardan oluşur.
DOÇ. DR. SARE AYDIN YILMAZ / KADEM Başkanı
Siyasette kapılar açıldı
Sayın Cumhurbaşkanımızın manifestoyu açıkladığı konuşmasında, mecliste kadınların temsil oranını en yüksek seviyelerde görmek istediğini vurgulaması özellikle kadınların siyasi katılımına ne kadar önem ve değer verdiğini bizlere bir kez daha gösterdi. Cumhurbaşkanımız siyasi hayatının her aşamasında, kadınların toplumsal, kamusal ve siyasal hayatta aktif yer almalarına karşı yükselen muhalif seslere rağmen, kadınlara, siyasi mekanizmalara dâhil olabilmeleri için kapıları sonuna kadar açmıştır. Çünkü biliyoruz ki; millet iradesinin temsil edildiği mecliste toplumun yarısını oluşturan kadınların yeteri kadar temsil edilmemesi demokrasiyi zayıflatacaktır
Eğitimde daha adil bir sonuca ulaşmamız noktasında Sayın Cumhurbaşkanımızın kız çocuklarının okullaşması yönünde vermiş olduğu çabalarının da hakkını vermemiz gerekiyor. "Haydi Kızlar Okula", "Baba Beni Okula Gönder" gibi kampanyaların ne kadar etkili olduğuna hepimiz şahit olduk. Şiddetle mücadele kapsamında, ulusal ve uluslararası düzenlenmelerle aile içi şiddetle ve çalışma hayatında kadınlara uygulanan şiddet türü olan mobbing ile etkin biçimde mücadeleyi öngören düzenleme ve uygulamalara zemin hazırlandığını söyleyebilirim.
Toplum olarak hepimizin hassasiyetle üzerinde durduğu kadına yönelik şiddet, erken evlilikler, çocuk istismarı gibi konulara ilişkin daha güçlü önleyici, koruyucu ve sonuç odaklı politikaların mecliste kadınlar tarafından ele alınmasının meselelerin çözümüne büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.
HÜLYA KOÇYİĞİT / Oyuncu
Geleceğe yatırım yapabilmek için...
Kadın; toplumun içindeyse o toplum medenidir, üretkendir, ileridir. Toplum için en etkili, yönlendirici ve birleştirici unsurdur kadın. Ve geleceğe yatırım yapabilmek için önce kadına değer vermek gerekir. Kadının yok sayıldığı bir toplum kabul edilemez.
Çocukluğumda kadınla ilgili birçok ön yargı vardı. 'Kadın sadece annedir; çalışmaz. Kadının yeri evidir ve iyi bir eş olmalıdır.' Fikirlerine değer verilmeyen kadının, bunları dile getirmesine bile müsaade verilmezdi. Bir sinemacı olarak da kadının sorunları, filmlerimde de işlemeyi amaç edindiğim en büyük meselem oldu.
Geçmişten bugüne kadınlar hem anne, hem eş olarak, hem de iş hayatlarındaki başarılarıyla hayatın içine daha fazla karışarak dünyayı daha da güzelleştirmeyi başardılar. Bugün şahit olduğumuz göğsümüzü kabartan, sosyal, kültürel, politik, ekonomik hayatta daha etkin bireyler olarak yerlerini alan, rol model olan değerli birçok iş kadınımızın sayılarının günden güne artacağına, bu dünyayı kadınların güzelleştireceğine inancım sonsuz.
Ülkemde ve tüm dünyada eğitim seviyesinin arttığı, cinsel ayrımcılığın sona erdiği, kadınların uğradıkları politik ve ekonomik haksızlıkların, her türlü mobbingin, cinsel istismarın, şiddetin giderildiği, çocuk gelinlerin son bulduğu bir hayatı tüm kalbimle diliyorum.
SUZAN TOPLUSOY / Roman Hazır Giyim Tasarım Direktörü, TİKAD Yönetim Kurulu Üyesi
Kadın yönetici çoğalmalı
Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi bugün geldiğimiz noktada, kadınlarımızın çağdaş bir bakış açısıyla her alanda daha etkin olması, ülkemizin sahip olduğu itibarı her geçen gün kuvvetlendirecektir. Türk toplumu geleceğini, kadınların iş, sosyal ve toplumsal hayattaki varlıkları arttıkça çok daha yıkılmaz temeller üzerine inşa etmeyi sürdürecektir.
Kadınlarımız sadece cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından değil, ekonomik değer yaratmak adına da iş hayatında daha fazla yer almalıdır. Bu da onlara daha fazla söz hakkı verilmesiyle gerçekleşecektir. Temennim kadınlarımızı iş hayatında, karar mekanizması pozisyonunda daha fazla görmektir. Hedefimiz üst düzey kadın iş gücünün önemi konusunda farkındalık yaratmak ve bunun için gerekli eğitimleri sağlamaktır. Türkiye'deki marka ekonomisine dönüşümde, kendisinden beklenen katkıyı yapabilmesi için, ihtiyacı olan nitelikli iş gücünün sağlaması açısından da eğitim son derece önemlidir.
Kadınlarımızın, nitelikli iş gücüne sağladıkları katkı bir yana, özellikle yönetici pozisyonlarında daha fazla yer almalarını, tüm sektörlerde etkin rol oynamalarını diliyorum. Erkeklerin kadınlara fırsat vermeleri, ilerleyen zamanlarda itibar seviyemizi çok daha üst noktalara taşıyacaktır.
Prof. Dr. NEŞE KAVAK / İstanbul Kent Üniversitesi Rektörü, TİKAD Yönetim Kurulu Üyesi
Sağlık alanında devrim oldu
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın Türk kadınlarıyla ilgili yayınladığı manifestoyu desteklememek mümkün değil. Son 15 yılda Türkiye'de sağlık alanında bir devrim yapıldı. Tüm sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması, hastaların çok az fark ödeyerek hizmet alabilmeleri, acil hizmetlerden ücret alınmaması, yoğun bakım, organ transplantasyonundan ücret alınmaması halkı son derece memnun eden gelişmeler.
Bir ülkedeki doğum esnasında anne ölüm oranları, bebek ölüm oranı, bunlar ülkelerin gelişmişliğini gösteren en sofistike kriterlerden. 15 yıl önce rakamlar çok kötüydü. Son yıllarda devletimizin yaptığı çalışmalarla sağlıkta yapılan reform batı ülkelerinin seviyesine gelmiştir. Bebek aşılanma oranında da çok iyiyiz. Dünya Sağlık Örgütü bu açıdan bizi örnek ülke olarak gösteriyor.
Teknoloji çağını yaşarken kadının kendini var edebilmesi için öncelikle güvende olması, kendisini var edebilecek bir aile ortamında olması çok önemlidir. Kadına yönelik suçların cezasız kalmaması ve yaptırımların daha sert olması suç oranlarının azaltılmasını sağlayacaktır.
NİLÜFER BULUT / TİKAD BAŞKANI
İşgücüne katılım arttı
Cumhurbaşkanımızın manifestosu hiçbir şeyi dışarda bırakmayan zengin bir içeriği sahip. Kadınlar 2002'de TBMM'de sadece 24 kadın milletvekili ile temsil edilirken, bu gün bu sayı iki-üç katına çıkmıştır. Karar mekanizmalarında daha fazla kadın olması gerekliliğini her platformda vurguladık. Kadın bakış açısının karar süreçlerinde yer almasının dünyada savaşları azaltmada ve diyaloğu artırmada önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.
2002 yılında kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 27,9 iken bugün yüzde 33,2 oldu. Kadınlara özel teşviklerin ve özellikle KGF fonlarının kadınların iş kurma süreçlerinde önemli bir kaldıraç olduğunu, her yıl bize gelen binlerce talepten ve yolyöntem soran Anadolu'daki kadınlarımızdan anlıyoruz. Son 15 yıl içinde türbanlı öğrencilerin okullara gitmelerinin önündeki engellerin kalkması, türbanıyla iş hayatının içinde olmasına imkan sağlanması unutulmayacak bir hizmettir.
Kadını ve erkeğiyle beraberce üretilen, işbölümünde liyakatın esas alındığı, kadınların kendilerine daha fazla yetebildiği bir Türkiye'nin kurulması için var gücümüzle çalışmaya, bir sivil toplum örgütü olarak destek olmaya devam edeceğiz.