En çok tarihiyle cezbediyor insanı... Bir de yemekleri yok mu! Nasıl da yediriyor... Üzerine bir de sanat eklenince 10 numara bir tatil oluyor... O halde haydi Roma'ya gidiyoruz... Tarihe, yemeklere ve eğlenceye doyuyoruz... Gezmeye Piazza Della Repubblica'dan başlayalım. Hani şu meşhur çeşmenin olduğu yerden... (Âşıklar Çeşmesi değil bahsettiğimiz) Şehirdeki çeşmeler Roma İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinde Roma halkına su sağlayabilmek amacıyla inşa edilmiş. Sonrasında imparatorluğun güçlenmesiyle zenginlik simgesi haline gelmiş. Şimdi ise 'uğur getiriyor', 'bir gelen bir daha geliyor' gibi türlü türlü bahanelerle çeşmeye para atmak bir gelenek halini almış. Çeşme ismini yarı batmış bir gemi şeklinden ve su fışkırtmasından alıyor. 1901 yılında açılan Fontana delle Naiadi çeşmesinde su perileri, suyu farklı biçimde temsil eden yaratıkarın üzerinde uzanıyor.
İSPANYOL MERDİVENLERİ
İkinci durağımız meşhur İspanyol Merdivenleri yani Piazza Trinita Dei Monti ve Piazza Di Spagna... Yaklaşık 200 basamak çıkmanız gerekiyor eşsiz manzaraya hakim olmanız için. Zirveye ulaşınca panoramik bir atmosfer karşılıyor sizi. Zirvede sizi yine bir çeşme bekliyor. Barok tarzdaki çeşmenin adı Fontana della Barcaccia.
ÂŞIKLAR ÇEŞMESİ
Gelelim sadece Roma'nın değil belki de dünyanın en meşhur çeşmesine yani Fontana di Revi ya da Türkçe adıyla Âşıklar Çeşmesi'ne. Burada usul, elinize bir metal para almak ve arkanızı dönüp parayı çeşmeye atmak. Bunu yapınca Roma'ya tekrar geleceğine inananlar var. Bu sayede belediye her gün yaklaşık 3 bin euro topluyor.
KOLEZYUM
Roma'nın en meşhur simgelerinden biri de Kolezyum. Zamanında halkın isyanlarını önlemek amaçlı yaptırılmış. Bir diğer adı Flavianus Amfitiyatro. M.S 72 yılında dönemin en önemli komutanı Vespasianus tarafından inşaatı başlatılmış M.S 80 yılında Titus döneminde tamamlanmış. Filmlere ve dizilere konu olan meşhur gladyatör dövüşleri işte tam da bu tarihi arenada gerçekleşmiş. Ardından farklı amaçlar için kullanılmış. Halk gösterileri de burada yapılmış infazlar da. 2007 yılında 'Dünyanın Yeni 7 Harikası'ndan biri seçilmiş.
PIAZZA DEL CAMPIDOGLIO
Michelangelo tarafından kutsanmış meydanda sanatçının dehasını bizzat yerinde görebilirsiniz. Trapezoid şeklindeki meydanın etrafında üç saray bulunuyor. Bu sarayların cephelerini ise o dönemde kimse birleştirememiş. Michelangelo ise sarayları 'Cordonato' denilen merdivenlerle uyumlu şekilde birbirine bağlamayı başarmış. Görülmesi gerekenler listesine mutlaka alın burayı da...
PANTHEON TAPINAĞI
Pantheon Yunanca 'tüm tanrıların tapınağı' demek. Dünyada dönemin en iyi korunmuş yapılarından biri olduğu söyleniyor Pantheon için. Tarih boyunca hep kullanılmış ve farklı amaçlara hizmet etmiş. Yedinci yüzyıldan itibaren kilise olarak kullanılan Pantheon, Roma'daki en eski kubbeli bina olma özelliğini de taşıyor. Eskiden içinde pagan heykelleri varmış. Sonrasında kilise bu heykelleri kaldırıp yok etmiş. Binanın kubbesinin çapı 43 metre ve tavanında oculus adı verilen dokuz metrelik bir boşluk var. Buraya yağmur girmediğine dair efsaneler olsa da bu gerçekleri yansıtmıyor.
TRASTEVERE
Genelde Roma fotoğrafları ya Âşıklar Çeşmesi'nde ya Kolezyum'da ya da Trastevere'de çekilir. Roma'nın kalbinin attığı yer de diyebiliriz burası için. Hani şu meşhur balkonlu evleri en çok gördüğünüz yerlerden biri. Tabii balkonlardan sarkan rengarenk çiçeklerden dolayı Roma ve İtalya bu kadar masalsı...
TIBER NEHRİ
İtalya'daki en büyük üçüncü nehir Tevete diğer bir adıyla Tiber Nehri de hemen Trastevere'nin yanında. Toskana'daki Apenin Dağları'ndan doğan nehir 406 kilometre aktıktan sonra Tiren Denizi'ne dökülüyor. Üzerinde ise onlarca köprü barındırıyor. Ey siz Instagram düşkünleri bu köprüler fotoğraf çekmek için yaratılmış bizden söylemesi.
VATİKAN'A HOŞ GELDİNİZ!
Dünyanın en küçük devleti Vatikan ya da Vatikan Şehir Devleti'ni görmeden dönmek olmaz. Hristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetildiği yer aynı zamanda. Nüfusu aşağı yukarı bin kişi var ya da yok. Mutlak monarşi ile yönetiliyor. Papa sadece devlet başkanı değil aynı zamanda Katolik mezhebinin ruhani lideri. Vatikan'ın içerisinde yer alan müze de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Sistina Şapeli'ni de görmeden buradan ayrılmayın! 1477-1480 yılları arasında inşa edilen şapel adını restorasyonunu yaptıran Papa 1V. Sixtus'tan alıyor
Pizza, makarna ve tiramisu
Roma'ya girmek demek birkaç kilo almayı göze almak demek. Gerçi şehri yürüyerek keşfederseniz bu sorun ortadan kalkıyor. Elbette bol bol pizza, makarna yiyeceğiz. Ama işe tatlıdan başlayalım. Hem tatlı yiyip tatlı konuşalım değil mi! İlk durağımız Pompi... Tiramisu yemeye gidiyoruz. Üstelik sadece kahveli değil çilekli, ananaslı, fıstıklı gibi çeşitleri de mevcut. 'Anlatılmaz, yaşanır' cümlesi tam da bu noktada kullanılmalı
Dondurmasız olmaz
Roma'da meşhur İtalyan dondurması tatmayı ihmal edecek değiliz. O halde adresimiz Via del Governo Vecchio. En meşhur ve en iyi dondurmacı olan Galateria Frigidarium bu sokakta yer alıyor. Karmelli, tiramisulu ve kremalı çeşitleri tek kelimeyle 'enfes.'
Pizza zamanı
Pizza yemek için aslında adres aramaya gerek yok. Her köşe başında leziz pizzalar yapıyorlar. Ama incecik, kıtır kıtır pizza için Sforno'yı deneyebilirsiniz. Pizza öncesi arancini ısmarlayın derim. Tratoria de Cesare'ye gidip fenerbalığı ve brokoli ile yapılan çorbayı da tadın derim.