Fizyolojik açlık, yaşamımızı sürdürebilmemiz için bedenimizin verdiği tepkiyken, duygusal açlığı biz oluştururuz.
Duygusal açlık ani bir şekilde oluşur. Duygusal yemede asla tam olarak doyduğunuzu hissedemezsiniz.
Duygusal açlıkta, istediğiniz besini hemen tüketebilmek için çıldırırcasına davranırsınız. Oysa fizyolojik açlıkta, yemeğin hazır olması için bekleyebilirsiniz.
ÇOK ÇOK YERSİNİZ
Duygusal açlıkta ne yediğiniz önemli değildir. Miktarı da çok yüksek olur.
Yedikten sonra yoğun bir vicdan azabı duyarsınız.
Kişide çikolata, pasta, hamburger ve tatlı gibi besinleri yeme eğilimi vardır.
Duygusal yemede kriz ağız ve beyinde başlar. Fiziksel yemede mide guruldar ve boştur, ağrılı tepki verir.
Duygusal yemede ısrar ve aciliyet, fiziksel yemede sabır vardır.
Duygusal yemede sınır yoktur. Midede ağrı hissedilse bile yemeye devam edilir.
Duygusal yemeye neden; ruh hali değişikliği ve mutluluğu kaynağında değil yemekte bulma arzusudur. Mutluluğu yemek yiyerek bulabileceklerini düşünürler.