İhtiyacınız tatlı değil, belki de ağlamaktır!

ŞÖLEN HALİNE GETİRİN
Bunun için masanıza güz el bir örtü sermek, mum yakmak veya güzel bir müzik açmak yeterli olur. Bu, yemekle girdiğiniz negatif ilişkinin bitmesini sağlar.

TADINI ÇIKARIN
Yemeğin tadına önem verin. Lokmalarınızı yavaş yavaş çiğneyin ve bakın; yediğiniz şey hoşunuza gidiyor mu? Hoşunuza gitmeyenleri yemeyin. Karnınızın doyup doymadığı konusunda emin değilseniz; mola verin. Beyne tokluk sinyalinin gitmesi 20 dakika sürer.

TABAKTA BİRAZ BIRAKIN
Birçok insan tabağında bir şeyler bırakma konusunda güçlük çeker. Hatta tabağında bir şeyler bırakmaktansa, tabağa daha az miktarda yemek almayı tercih ederler ama bu sorunu çözmez. Çünkü buradaki hedef; sizin az yemenizden çok, tabakta bir şeyler bırakmayı öğrenmenizdir. Yani yemekle girdiğiniz bağımlılık ilişkisinin düzelmesidir. Böylelikle bedeninize 'çöp kutusu' muamelesi yapmamış olursunuz.

İSTEDİĞİNİZİ SİPARİŞ EDİN
Lokantaya gittiğinizde istediğiniz şeyleri ısmarlayın. Canınız tatlı çekiyorsa, onu isteyin. Kendinize bu izni verdiğinizde, canınızın hep tatlı çekmediğini göreceksiniz.

AÇIK BÜFEYİ ÖNCE GEZİN
Açık büfeler, yeme ataklarının geçirildiği ve sonrasında da suçluluk duygularının yaşandığı ortamlardır. İlk önce yemeklere baktıktan sonra tabağınızı elinize alıp tekrar büfeye gidin.

SUÇLU HİSSETMEYİN
Diyeti bırakma fikri, insanlarda korkuya yol açar. Kişi, diyeti bıraktığında önüne geçilemez şekilde tatlı ve yağlı yiyecek tüketeceğinden korkar. İlk başta sınırsız özgürlüğünün tadını çıkarır ama kısa bir süre sonra normal hayat ritmine döner.

İKİ FİNCAN YETERLİ
Midenizin hacmi aşağı yukarı sağ yumruğunuz kadardır. Mideniz tamamen boş olduğunda guruldamaya başlar. Bu, midenin tekrar normal hacmine dönmek istediğinin göstergesidir. Yani mideniz guruldadığında, yumruğunuzdan da küçük bir hacimdedir. Normal hacmine geçebilmesi için yumruğunuz büyüklüğünde bir miktara ihtiyacı vardır. Bu da iki fincan yemek demektir.

BASKIDAN KURTULUN
Kişiler, sosyal çevrelerine başarabileceklerini göstermek için radikal diyetlere başvurur ve kısa sürede fazla kilo verir. Baskıdan kısa vadede kurtulurlar belki ama uzun vadede onları daha büyük bir felaket beklemektedir. Normal yemeye geçmek, kişinin kendisini bu tür baskılardan da kurtarması demektir.

SPORU SEVİN
Spora gitmeyi tercih ediyorsanız, o zaman kendi iç dünyanıza bir göz atın; acaba o tarz bir sporu yapmaktan gerçekten zevk alıyor musunuz? Eğer nefret ederek yapıyorsanız, kendinize daha fazla zevk alabileceğiniz bir bedensel hareket alanı seçin.

YEMEK ÖNCESİ DUŞ
Yoğun bir iş gününün ardından eve geldinizi ve aç olduğunuzu düşünün. Alelacele bir şeyler hazırlamanız; bu işlem sırasında hem fazla atıştırmanıza, hem de çok ve hızlı yemenize yol açar. Bunun yerine yemek öncesinde on dakika uzanıp güzel bir müzik dinlerseniz ya da duş alırsanız; hem sinirleriniz yatışır, hem de kaslarınız gevşer.

YA HİÇ TARTILMAYIN YA DA AYDA BİR TARTILIN
Tartıya çıkıp inceldiğini gören kişi, kendisine tekrar yeme izni verir. Kilo aldığını gören kişi ise kendisine kızar ve bu öfkesini yemek yiyerek dengeler. Kilosunda hiçbir değişiklik olmadığını gören de "Ne yapsam boşuna" mantığıyla fazla yemek yer. Yani her üç durumda da tartılmak fazla yemeye yol açar. Ayrıca tartıdaki rakam da her zaman çok güvenilir değildir.

İHTİYACA GÖRE TÜKETİN
Diyet kültürüyle birlikte birçok efsane de doğmuştur. Bunlardan biri 'Sık sık ama azar azar yemek'tir. Kişilerden beş-altı öğün yemeği, ikişer-üçer saatlik aralarla tüketmeleri istenmektedir. Böylelikle hem kan şekerinin birden düşüşü engellenecek, hem de metabolizma sürekli işleyecektir. Ancak bu doğru değildir. Bundan sonra yeme saatlerinizi herhangi bir düzene göre değil, bedensel ihtiyacınıza göre ayarlayın. Sabah kahvaltınızı yapın. Kahvaltıdan sonra karnınız acıktığında bir bakın; eğer ihtiyacınız bedenselse ,o zaman canınız ne istiyorsa onu yiyin.

SEVDİĞİNİZi YİYİN
Sevdiğiniz yiyecekleri satın almak sizi korkutabilir. "Eğer sevdiğim yiyecekleri alırsam, kendimi kontrol edemeyip hepsini kısa sürede tüketirim" diye düşünebilirsiniz. Bu diyet yapan kişilerde sıkça karşılaşılan korkulardan biridir ama aslında tam tersi söz konusudur. Kendinize istediğiniz her şeyi yeme özgürlüğünü tanıdığınızda, kontrolsüz bir şekilde yemediğinizi fark edeceksiniz.

YEDEK PROGRAM YAPIN
Hissettiğiniz açlık duygusu bedenselse; o zaman canınız ne istiyorsa onu yiyin ve karnınız doyduğunda durun. Ama hissettiğiniz açlık duygusu psikolojikse, o zaman da iç dünyanıza dönüp neye ihtiyaç duyduğunuzu anlamaya çalışın. Belki de ağlamaya, bağırmaya ya da bir arkadaşınızla sohbet etmeye ihtiyacınız vardır.

YARIN: DİYET YAPAN ANNELER