Modern yaşamın hayatımızda bıraktığı hasarları en aza indirebilmek probiyotikler ile mümkün olabiliyor. Probiyotikler aslında bir nevi modern zaman hastalıkları olan stres, depresyon, ishal, kabızlık, bağırsak ve sindirim sistemi ile ilgili sorunlarda bize yardımcı oluyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Probiyotik ve kaplama teknolojisinde uzmanlaşmış global bir lider olan, biyoteknoloji alanında Kore'nin öncü firmalarından CellBiotech'in Seul'deki probiyotik fabrikasında çift kaplamalı probiyotik teknolojisini yakından inceleme fırsatı bulduk. Danimarka, Finlandiya, Polonya, İspanya gibi pek çok ülkeye çift kaplamalı probiyotik ihracatı yapan CellBiotech, Türkiye'den de Nobel İlaç ile iş birliği içerisinde. Pediatrik Probiyotik, Prebiyotik ve Fonksiyonel Gıdalar Derneği ile Enfeksiyon Hastalıkları Derneği'nin Genel Sekreteri, Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ateş Kara, fabrika gezisi sırasında probiyotikler hakkında sorularımızı yanıtladı...
VÜCUDUMUZDA BİZİMLE YAŞIYORLAR
Probiyotik nedir?
Vücudumuzda, bizimle beraber yaşayan çok sayıda mikroorganizma bulunur. Genel olarak mikrobiota olarak isimlendirdiğimiz bu mikroorganizmalar, bizim yaşamımız için gereklidir. Probiyotikler, canlı bakterileri ve mayaları içerir. Probiyotik; ya bizim mikrobiotamız üzerinden ya da direkt olarak kendi özellikleri ile bizim için fayda sağlayan canlı mikroorganizmalardır. Bunlar arasında en önemlileri, laktik asit bakterileridir. Probiyotikler bağırsaklar için dost bakterilerdir. Bu bakteriler ile ilk olarak anne karnında iken karşılaşırız ancak asıl yoğun olan temas; normal doğum sırasında, annenin vajen florası ile temasla olur.
Vücudumuzda bulunan dost bakterileri neden dışarıdan da desteklemek durumundayız?
Doğal olarak en zengin probiyotik besin, anne sütüdür. Bu anlamda hayatımızın ilk altı aylık süreci sadece anne sütü almak, bağırsak florasının hayat boyu iyi kalması için en önemli kriterdir. Kefir, yoğurt, turşu gibi besinler ne kadar probiyotik olsa da; günlük ihtiyacımızı karşılayabilecek miktarda probiyotik içermezler. Diğer taraftan içerdikleri probiyotikler ne yazık ki sindirim yolunda, özellikle mide asidinden etkilenerek yaşamını yitirir ve gerçek hedef bağırsaklara çok az miktarda ulaşır. Örneğin günümüzde market raflarında satılan yoğurtlar üretim tekniklerinden ötürü yeterli miktarda probiyotik bakteri içeremezler. Bu besinlere hayatımızda yer vermeye devam etmeliyiz fakat tek başına probiyotik kaynağı olarak görmemeliyiz.
Probiyotiklerin yetersizliği herhangi bir hastalığa sebep olur mu?
Probiyotiklerin yetersizliği başta sindirim sistemi rahatsızlıkları, bağışıklılık sisteminde düşüş ve buna bağlı hastalıkların gelişimi, özellikle kolon kanseri riskinin artması ve depresyon gibi hastalıklar ile ilişkilendirilir. Çocuklarda yapılan araştırmalarda ise özellikle alerjik hastalıkların oluşumunda rol oynar.
MODERN YAŞAM TEDAVİSİ
Probiyotiklere en fazla kimler ihtiyaç duyuyor?
Her yaşta, hayatın her döneminde güvenilir probiyotik takviyeleri kullanılabilir. Özellikle anaokulu ve okul çağındaki çocukların bağışıklığını desteklemek için probiyotik destek almaları önemlidir. Ayrıca hazır gıda ile beslenen, stres altında, kapalı alanlarda çalışan plaza çalışanlarının bağışıklık sistemlerini güçlendirerek, sindirim sistemlerini düzenlemeleri açısından probiyotiğe ihtiyaçları vardır. Modern yaşamın getirdiği dezavantajları azaltabilmek için günümüzde insanlar mutlaka probiyotik destek almalı ve almış olduğu bu desteğe yönelik prebiyotik beslenme şeklini benimsemelidir. Probiyotikler aslında modern yaşam tedavisidir.
TEKNOLOJİ, RAF ÖMRÜNÜ UZATIYOR
Çift kaplama teknolojisi tam olarak ne demektir, ne işe yarar?
Probiyotik takviyesinde özellikle teknolojisi, probiyotiklerin bağırsaklara ulaşmasını sağlayacak şekilde üretilmiş takviyeleri tercih etmeliyiz. Bu konuda çift kaplama (dual kaplama) teknolojisi çok önemli. Probiyotikler bu teknoloji ile hedef noktasına direkt ulaşabilirler. Çift kaplama teknolojisi probiyotik bakterilerin korunmasını ve bağırsağa canlı bir şekilde ulaşmasını sağlar. Çift kaplama teknolojisinin birinci katmanı peptid yapıdadır. Probiyotikleri sindirimden korur, mide asidinden etkilenmemesini, pH bağımlı salınım sistemin avantajı ile probiyotiklerin bağırsaklara canlı olarak ulaşıp kolonize olmalarını sağlar. İkinci katman ise polisakkarit yapıdadır. Bu katman bakteriyi ısı, nem, sıcaklık ve basınç gibi fiziksel faktörlere karşı korur, stabiliteyi artırır ve raf ömrünü uzatır. Kutu açıldıktan sonra bile son kullanım tarihine kadar etkilerini gösterir. Çift kaplama teknolojisi probiyotikleri mide asidi ve safra asidine karşı korur ve yararlanımını artırır.
PROBİYOTİKLER NASIL ETKİ EDİYOR?
Probiyotiklerin, etkili olabilmeleri için Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Tarım Birliği'nin en önemli şartı olduğu üzere, canlı olması gerekir.
Probiyotik bakteriler zararlı bakteri veya virüslerin toksinlerini nötralize ederek ortadan kaldırır veya zararlı bakterilerin çoğalmasına yer bırakmayarak, onları sayıca baskılar. Bu şekilde ortaya çıkabilecek ishali önlerler.
Probiyotik alarak tatile çıkmak, seyahatte ishal olasılığını oldukça azaltır.
Yaz ishali sadece ishal olarak değil, bazen bulantı-kusma ile birlikte olabilir.
Probiyotikler bulantı-kusma şikayetlerinin de hızla düzelmesine yardım eder.
PROBİYOTİKLERİN VÜCUDUMUZA YARARLARI
Probiyotikler bağırsaktaki yararlı bakterileri artırarak, zararlı bakterilerin sayısını azaltarak etkili olurlar.
Probiyotikler, son dönemlerde sağlık alanında en çok değer verilen yaklaşım haline gelmiştir.
Diyabet ve obezite dahil kronik temelli hastalıklara hiçbir olumsuz yan etkisi olmayışı ile birçok olumlu etkileri yapılan çalışmalar ile gözlenmiştir.
Probiyotik içeren destek gıdaların yanı sıra probiyotikler tablet, kapsül gibi formları ile enfeksiyon ve salgın hastalıklarda çok önemli bir yere sahiptir.
Probiyotikler ile ishal başta olmak üzere birçok salgın hastalığın da önüne geçilebilmektedir.
MİKROPLARA YER KALMAZ
Her gün tıp literatüründe, yeni bir yayın ile binlerce hasta üzerinde yapılan çalışmalarda probiyotikler ile ilgili ciddi bir yan etkiye veya ölümle sonuçlanan komplikasyona rastlanmamıştır.
Probiyotikler, mikroplara tutunacak yer bırakmayarak, onların gıda bulmasını zorlaştırarak ve ortamı onlar için olumsuz hale getirerek çalışırlar. Ayrıca, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden sindirim problemlerinin giderilmesine ve çocuk sağlığının korunmasına kadar pek çok yelpazede mikroplara karşı amansız bir savaş verirler.
33 çalışmanın bir araya geldiği bir derlemede; probiyotiklerin glisemik kontrol üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu bulundu. Yapılan insan çalışmalarında açlık plazma glukozu, tokluk kan glukozu, insülin, insülin direnci ve diyabet başlangıcı değerlerinden en az birinde önemli düşüşler, hayvan çalışmalarında ise önemli değişiklikler görüldü.
2015 yılında hamilelik ve probiyotik kullanımı üzerine yapılan bir çalışmada probiyotik takviyesinin, obezite ve diyabet hastalıklarında bozulan mikroflora bileşimini düzenlemeye yardımcı olabileceği gözlendi.
PREBİYOTİK NEDİR?
Probiyotiklerin canlılığının devamlılığını sağlayan ve kabiliyetlerini yerine getirmelerini sağlayan besinlere prebiyotik denir. Prebiyotik beslenme tarzı ile bağırsak florası daha genç ve sağlıklı olur. Prebiyotikler ise probiyotiklerin vücudumuz için yararlılığını sağlayan, bağırsaktaki bakterilerin gelişmesini veya aktivitesini seçici olarak artıran, insan vücudunu faydalı bir şekilde etkileyen, sindirilemeyen gıda bileşenidir.
SİNBİYOTİK NEDİR?
Sinbiyotik, probiyotik ve prebiyotik karışımıdır. Çok daha güçlü bir etki oluşturduğundan 'sinbiyotik' olarak ifade edilir. Sinbiyotik ürünler, özellikle bağırsak florasına destek olarak birçok hastalığın önlenmesinde de rol almaktadır.