En yakın arkadaşınızın yüzüne bakıp adını bile hatırlayamadığınız oluyor mu? Gözünüzde takılı olduğu halde gözlüklerinizi bulamadığınız? Biraz önce ayrıldığınız arkadaşınızı cep telefonundan arayarak telefonunuzu orada unutmuş olabileceğinizi sordunuz mu hiç? Ya da çay bardağınız elinizde olduğu halde garsona hâlâ çayınızın gelmediğini mi söylediniz? Hele de sık sık kapınızı çalar hale geldiyse iyiden iyiye korkmaya başladınız bu unutkanlık hallerinizden öyle değil mi? Arkadaş sohbetlerinde gülerek anlatıyorsunuz belki ama içten içe kaygılarınız da artmıyor değil! Acıbadem Altunizade Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Nazire Afşar, günümüz insanını en çok korkutan unsurlardan birinin, yaşlanırken zihin sağlığını kaybetmek olduğunu söylüyor. Afşar; yaşlanma veya hastalıkla gelen unutmayı kesin olarak önlemenin henüz ne yazık ki mümkün olmadığını, buna karşın belleğimizi korumak için alabileceğimiz önlemler olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Nazire Afşar, beynimizi güçlendirmek için alabileceğimiz yedi etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu...
1. DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN
Beyin sağlığı ile beden sağlığı yakından ilişkili.
Hayat boyu düzenli spor yapan insanlar ileri
yaşlarda daha berrak bir belleğe sahip
olabiliyorlar. Peki, düzenli spor nasıl
etki ediyor? Öncelikle beyin sağlığını
kötü yönde etkileyen kalp hastalığı,
inme ve diyabet riskini azaltıyor. Yakın
zamanda yapılan araştırmaların; düzenli
egzersizin beynin, bellek ve öğrenme
ile ilgili alanlarında hacim artışına
neden olabildiğini gösterdi.
Günde 30 dakika veya haftada 120
dakika, kalp hızınızı biraz artıracak
ve sizi terletecek yoğunlukta yapılan
düzenli egzersiz, beyin hücrelerinin sağ
kalımına yardım edebilir. Yürüyüş sevmeyenler
için dans etmek, aracınızı
uzağa park edip işe kadar yürümek, asansör yerine
merdiven kullanmak da fayda sağlayabiliyor.
2. BEYNİNİZİ AKTİF TUTUN
Sağlıklı bir beynin en önemli destekleyicilerinden
birinin eğitim düzeyi olduğu, yapılan
çalışmalarla da kanıtlanmış. Beyni aktif tutmak,
zihinsel gerilemeyi azaltıyor. Yüzde 100 korunma
maalesef mümkün değil ancak aktif olmak,
sinir hücrelerini canlı tutmaya ve birbiri ile iletişim
halinde olmaya zorluyor. Bu da özellikle
ileri yaşlarda beyinde oluşabilecek gerilemeyi
yavaşlatabiliyor.
3. AKILDA TUTMA YÖNTEMLERİ EDİNİN
Günümüz yoğunluğu içerisinde hatırlamakta
zorlandığımız birçok şey var. Hepimizin belleği
aynı alanlarda iyi değil şüphesiz; örneğin kimimiz
isimleri daha iyi hatırlıyor, kimimiz sayıları.
Bu nedenle kendi becerilerimize göre yöntemler
geliştirebiliriz. Hiçbir şey işe yaramıyorsa veya
aşırı yoğun çalışılan dönemlerde, kağıt-kalemle
veya elektronik notlar tutabilirsiniz.
4. AKDENİZ TİPİ BESLENİN
Yapılan son çalışmalar; Akdeniz usulü beslenmeye
ağırlık verenlerin görüntülemelerinde
beyin dokusunun daha iyi korunmuş olduğunu
ortaya koyuyor. Meyve ve sebzeden zengin, sağlıklı
yağlar (balık, zeytinyağı, ceviz, badem gibi),
tam tahıllar içeren ve kırmızı etin az tüketildiği
Akdeniz tipi beslenme; damar yapısını sağlıklı
ve temiz tutarak beyni farklı hasarlardan koruyor.
Beyin için tüketilmesi yararlı besinlerin
arasında yeşil çay, yaban mersini, ceviz, zerdeçal,
lahana, brokoli, somon balığı ve bitter çikolata
da yer alıyor. Bu besinleri düzenli ama aşırıya
kaçmadan tüketmekte fayda var.
5. KALİTELİ UYUYUN
Kaliteli bir uykunun hafızayı güçlendirmede
çok önemli rolü var. Altısekiz
saat arası düzenli uyku, belleği
korumaya fayda sağlıyor. Yapılan
bilimsel çalışmalar; gecede beş saat ve
daha az uyuyan ile dokuz saat ve daha
fazla uyuyanların zihinsel açıdan yaşıtlarına göre
testlerinin daha kötü olduğunu ve en az iki yıl
daha yaşlı göründüklerini gösteriyor.
Uyku, öğrenmeyi de pekiştiriyor. Bilim dünyasındaki
tartışmalara rağmen, uykunun önemini
destekleyici en çok delil olan teori; aslında uykunun
bellek pekiştirmek için yani öğrenmek için
önemli bir süreç olduğu yönünde. Birçoğumuz
karışık bir konunun üzerinde çalışıp, yatıp uyandığımızda
konunun kafamızda çok daha berrak
olduğunu görmüşüzdür. Bu nedenle gizemini
korumakla beraber uykunun sağlıklı bir bellek
ve sağlıklı yaşam için elzem olduğunu vurgulamak
gerekiyor.
6. STRESTEN UZAK DURUN
Çalışmalar, uzun süreli stresin beyin üzerinde
kalıcı etkisinin olduğunu ve fonksiyon kaybı
yaptığını gösteriyor. Uzun süreli stres ve kortizol
salınımı, korku merkezi ile öğrenme veya
bellek merkezi arasındaki bağlantıyı normalden
fazla artırarak, bellek ve öğrenmeyi olumsuz etkiliyor.
Ayrıca beynin ön bölümünde bulunan ve
konsantrasyon, karar verme, yargılama, nedensonuç
ilişkisini kurabilme ile sosyal davranışlardan
sorumlu olan bölgenin küçülmesine neden
oluyor.
7. SİGARA İÇMEYİN
Bu uyarı yalnızca kalp hastalıkları ve kanserden
korunmak için değil, hafızamız için de
önemli. Çalışmalar, sigara içenlerde beynin en
dış katmanı olan ve insanda bellek, lisan ve algılama
gibi en önemli görevleri üstlenen korteksin
içmeyenlere oranla daha ince olduğunu gösteriyor.
Üstelik sigara dumanına maruz kalan pasif
içiciler de olumsuz etkileniyor.
VİTAMİNLER UNUTKANLIĞI ÖNLÜYOR MU?
Kullanımı
hep tartışılagelen vitaminler ve minerallerin tüketimi toplumdan topluma değişiyor. Elimizde çelişkili kanıtlar bulunuyor. Bununla beraber anti-oksidanların, yaşa bağlı unutkanlığa olumlu etkisinin olabildiği ancak Alzheimer hastalığı üzerine etkisi olmadığı düşünülüyor. Bunlar arasında vitamin C, E ve betakaroten sayılıyor. Herhangi bir hastalığı olmayan kişiler bu vitaminleri tüketebilir.
Ayrıca B12, folik asit ve demir eksikliği de unutkanlık başta olmak üzere sinir sistemini etkiliyor. Nörolojik rahatsızlıklarda mutlaka bunların düzeyi ölçülür ve gerektiğinde takviyesi yapılır.
BULMACALARINIZI ÇEŞİTLENDİRİN
Düzenli ve sıkça yeni bilgiler öğrenin. Çocukların bellek oyunlarından satranca kadar beyni çalıştırabilecek faaliyetler yapın.
Kağıt oyunları, özellikle de briç öğrenip oynamak hafızayı güçlendirmede etkili.
Bulmacalarınızı çeşitlendirin. Bunun için sayısal bir tür bulmaca olan Sudoku iyi bir örnek.
Yeni bir dil veya müzik aleti çalmayı öğrenin.
Yeni hobiler edinin, gezi ya da sohbet gruplarına katılın.
GENÇLERDEKİ UNUTKANLIK YOĞUNLUK VE STRESTEN!
Yaşlanan dünyamız ve toplumumuzda demans (bunama) yükü artış gösterirken, araştırmacılar 2050 yılına kadar dünyada 115 milyon kişinin bu hastalıktan etkileneceğini öngörüyor. İstisnalar dışında gençlerde görülen unutkanlık daha çok yaşam tarzının getirdiği ruhsal sıkıntılar ve hastalıklara bağlı. Özellikle de bu yakınma yoğun ve stresli çalışma ortamında bulunan kişilerde oldukça sık görülüyor.