Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Antalya'nın, dünyada çok tanınan bir bölge olduğunu belirterek, ''İnşallah gelecekte Gazipaşa Havaalanı ile Antalya'yı çepeçevre saran çevre yollarıyla daha da zenginleşeceğiz. Antalya, dünyanın incisi olarak hak ettiği yeri bulacak'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünü ziyaret etti. Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Seyman, Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ve AK Parti Antalya İl Başkanı Hüseyin Samani'nin de eşlik ettiği ziyarette, Antalya Vakıflar Bölge Müdürü Mustafa Emek, çalışmalarla ilgili Bakan Arınç'a bilgi verdi.
Bölge müdürlüğü binasını da gezen Arınç, ''Bölge Müdürlüğü değil, saray'' diye espri yaptı. Arınç, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, son yıllarda vakıf eserlerine sahip çıkma, daha da zenginleştirme, koruma ve kullanma konularının çok kapsamlı çalışma olarak yürütüldüğünü söyledi. Arınç, ''Bu konuda çok başarılıyız'' dedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ve bölge müdürlüklerini, bu çalışmaları nedeniyle Türkiye'de sadece kendisinin değil, herkesin takdir ettiğini kaydeden Arınç, Antalya'nın da vakıf eserleri bakımında çok zengin bir il olduğuna değindi.
Sadece il merkezinde değil, Korkuteli, Elmalı ve Isparta'nın Gelendost ilçesinden Burdur'un diğer ilçelerine kadar bölgede birçok vakıf eserinin yer aldığını, bunların bir kısmının arsa, bir kısmının eski bina durumunda bulunduğunu kaydeden Arınç, bir kısmının da Antalya merkezdeki Vakıf Zeytinliği örneğinde olduğu gibi büyük araziler olduğunu vurguladı.
Son yıllarda birçok restorasyon yapıldığını, ''restore et-işlet-devret'' yönteminin uygulandığı yerler olduğunu dile getiren Arınç, Antalya'daki Vakıflar Bölge Müdürlüğünün de son derece modern, çağdaş imkanlara sahip olduğunu, son yıllardaki eser sayısıyla da çok önemli bir yer kapladığını dile getirdi.
Türkiye'nin, bütün uygarlıkların, medeniyetlerin beşiği bir ülke olduğunu ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''Ben şu anda devam edenlerle, projesi yapılan, bir kısmı Anıtlar Kurulunda bekleyen, bir kısmı ihale aşamasında olan pek çok eserin varlığını biliyorum. Konuyla ilgili detaylı çalışma da yapacağız. Özellikle Antalya'da Kepez bölgesinin, sivil toplum kuruluşlarının üzerinde hassasiyet gösterdiği 2 bin 800 dönümlük Vakıf Zeytinliği'ni bizzat ziyaret etmek istiyorum.''
Antalya'nın sahip olduğu imkanlarla dünyanın tanıdığı bir bölge olduğunu, birçok ulusal ve uluslararası toplantının Antalya'da yapıldığını, Antalya'yı ziyaret edenlerin sayısının her geçen gün arttığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:
''İnşallah gelecekte Gazipaşa Havaalanı ile Antalya'yı çepeçevre saran çevre yollarıyla daha da zenginleşeceğiz. Antalya, dünyanın incisi olarak hak ettiği yeri bulacak. Bu konu ile ilgili bakanlarımız, Başbakanımız bizzat Antalya'ya gelmek suretiyle çalışmalarla ilgilendiler. Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız da bugün Antalya'da olacak. Antalya, siyasetin de turizmin de insani hareketlerin de merkezi olan Allah'ın verdiği en güzel nimetlere sahip, bu nimetleri de her geçen gün zenginleştiren bir beldemizdir. Antalya, tüm dünyanın göz bebeği olmaya devam edecek.
Geçmişte TBMM Başkanı iken yabancı ülkelere gittiğimizde 'Siz Türkiye'yi hiç gördünüz mü geldiniz mi?'' diye sorduğumuzda mutlaka Antalya'yı bildiklerini ve ziyaret için geldiklerini gördük. Bu, çok onur verici. İnşallah bu zenginliğimizi büyük bir potansiyel olarak değerlendireceğiz.''
Bülent Arınç, konuşmasının sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, ''demokratik açılım'' çalışmalarına ilişkin soru yöneltme isteği üzerine araya giren Arınç, ''Ne olur biriniz de vakıflarla ilgili soru sorsa da öyle başlasak, Vakıflar Bölge Müdürü de sevinse'' dedi.
Bu sözler üzerine başka bir gazeteci ise Antalya'daki Vakıf Zeytinliği alanının durumunun ne olacağını sordu. Arınç, ''Çok güzel şeyler olacak. Biraz sonra Vakıf Zeytinliği'ne gideceğim. Oraya gelin, zeytinlikte açıklayayım'' cevabını verdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Demokratik Açılım'' projesine herkesin omuz vermesi ve destek olması gerektiğini belirterek, ''CHP'nin, MHP'nin başlangıçtaki olumsuz tavırlarının ilelebet sürmeyeceğine inanıyorum. Çünkü toplumsal talebin dışında kalamaz hiç bir siyasi parti'' dedi.
Arınç, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğündeki ziyaretin ardından, gazetecilerin, ''Demokratik açılım'' çalışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, hükümetin çalışmasına karşın CHP'nin kendi içerisinde bir rapor hazırlayarak farklı çalışma gerçekleştirdiğine yönelik haberler bulunduğunu hatırlatması üzerine, CHP'nin kendi içinde yaptığı çalışmadan, haberinin olmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Atalay'ın hem grup toplantısında, hem yaptıkları ziyaretlerle ortaya koymak isteği çok önemli bir projenin bulunduğunu hatırlatan Arınç, şöyle konuştu:
''Bu AK Parti'nin kendi projesi değil. Bu Türkiye'deki olumsuzlukların, Türkiye'yi gerileten, birtakım toplumsal barışı bozan olumsuzluklarının önlenmesine dair; ismine de 'demokratik açılım' dediğimiz, toplumun birbirini kucaklayabileceği, terörün sona ereceği; kardeş kavgasına yol açmayacak, herkesin kendisinin birbirini değerleriyle kabul edeceği, farklılıkların zenginlik olarak algılandığı, bin yıllık topraklar üzerinde kardeşçe yaşamış, aynı kaderi paylaşmış insanların birbirlerine düşman edinmesinin önüne geçileceği bir proje. Bunu söylerken bile heyecanlanmamak ve karşı olmak mümkün değil.''
'"PRANGALARDAN KURTULMAK''
''Kim istemez kardeş kavgasının bitmesini, kim istemez Türkiye'nin önünün açılmasını'' diye soran Arınç, şöyle devam etti:
''Kim istemez Türkiye'nin sahip olduğu imkanlarla büyük, güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmasını? Türkiye'nin uçmasını kim arzu etmez? Sahip olduğumuz zenginliklerin, servetin, insan gücünün büyük bir enerji haline gelmesini kim istemez? Ayağımızdaki prangalardan kurtularak, demokratikleşmenin olabildiğince zenginleştiği, özgürlüklerin olabildiğince genişlediği, herkesin birbirini dost, arkadaş kabul ettiği, farklılıklarından dolayı kınamadığı ve ayrımcılıkların olmadığı bir Türkiye'yi kim arzu etmez? Dolayısıyla prensip bu olunca, bence Türkiye'de böyle bir projeye herkesin omuz vermesi, destek olması gerekir.''
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da yapmaya çalıştığının ana hatlarıyla bunlar olduğunu dile getiren Arınç, ''Dinleyecektir, böyle bir projeye, hangi sivil toplum kuruluşu, hangi meslek kuruluşu, hangi devlet kuruluşu, hangi düşüncelerle katkıda bulunacaktır; bunu not edecektir. Sonra bunlar devlet katında, parlamentosuyla, sivil, askeri bürokrasisiyle, medyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bir neticeye varacak ve biz bunu mutlaka uygulayarak Türkiye'de özlediğimiz barış ve huzur ortamını kazanmaya çalışacağız.''
''SİNERJİ MEYDANA GETİRDİ''
Bakan Atalay'ın bu süreçte bir taraftan aydınlarla, fikir ve bilim adamlarıyla, gazeteci yazarla, siyasi partiler ile TÜSİAD ve MÜSİAD gibi meslek kuruluşları ve sendikaların üst kuruluşlarının görüştüğünü, fikirlerini almaya çalıştığını hatırlatan Arınç, şöyle konuştu:
''Böyle bir çaba Türkiye'de bir sinerji meydana getirdi. Sıcak bir hava meydana getirdi. Herkes bir umut içerisinde oldu. Felaket tellallığı yapmaya gerek yok. Türkiye sahip olduğu değerlerle yeniden kucaklaşacak ve yeniden yoluna daha büyük bir güçlü devam edecek bir ülke. CHP'nin, MHP'nin başlangıçtaki olumsuz tavırlarının ilelebet sürmeyeceğine inanıyorum. Çünkü toplumsal talebin dışında kalamaz hiçbir siyasi parti. CHP'nin kendi bünyesi, kendi tabanı, Türkiye'deki demokratik güçler, CHP'yi bunun dışında bırakamaz. İstese de kalamaz. MHP de... Bunlar önemli partilerdir. Oy oranlarıyla, parlamentodaki temsil güçleriyle; bu partilerin, 'sayım suyum yok, ben oynamıyorum' deyip kapılarını kapatması mümkün olamaz.''
"'CHP'NİN ÇALIŞMALARI ZENGİNDİR''
CHP'nin kendi içinde bir çalışma yapıyorsa, bunun olumlu bir iş olduğunu vurgulayan Arınç, ''Ama CHP'nin bugüne kadar bu konuda yaptığı çalışmalar da esasen, bir kütüphaneyi dolduracak kadar zengindir. Dolayısıyla onlardan da istifa edebilirler ancak bu çalışma şunu gösteriyor ki; hükümete ya da sayın bakana kapılarını kapatsalar bile bu işin dışında kalamayacaklarını anlamışlar'' diye konuştu.
CHP'nin sürece bir şekilde katkıda bulunmak istediğini dile getiren Arınç, şunları kaydetti:
''Sonunda şunu yapacaklarla onu da anlayışla karşılarız. 'Biz sizi kabul etmedik, sizinle görüşmedik ama biz kendi içimizde şöyle çözüm projesi hazırladık. Bunu size verelim veya topluma ilan edelim, bunu CHP'nin görüşü olarak kabul edebilirsiniz, partimize kadar zahmet etmeyin, raporumuzu okuyun' derlerseler, bundan da istifade etmiş oluruz. Umarım bütün partiler bunu yapacaklardır. Çünkü halkın büyük bir sevinçle karşıladığı, bir huzur ortamına her gün büyük bir sevinçle girdiği Türkiye'de hiç bir parti bunun dışında kalamaz. Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları partilerdir. Hangi siyasi parti gözünü kapatırsa, kendine gece yapar. Herkes katkıda bulunmak zorunda.''
ARKADAŞ MEKTUPLARI
Saadet Partisi'nin, Bakan Atalay'ın ziyaretinde ''demokratik açılım'' konusuda önerilerde bulunduğunu, bunun da son derece güzel bir örnek oluşturduğunu kaydeden Arınç, , ''Arzu ettiğimiz de budur. Ortak aklı hareket ettireceğiz. Bu konuda kim neyi biliyorsa, kim neyi doğru olarak görüyorsa, ondan yararlanmaya çalışacağız. Bizim de elbet bütün bunları bir araya getirdikten sonra bir somut projeyi de önümüzü görüp, yolumuza devam etmemiz de kaçınılmazdır.'' dedi.
CHP'nin böyle bir çalışmanın içerisine girmesinin olumlu bir sonuç olduğunu yineleyen Arınç, sözlerini şöyle tamamladı:
''Evet, Sayın Başbakan Erdoğan'a, Sayın İçişleri Bakanına kapıları kapalıdır ama örgütü, ''Siz ne yapıyorsunuz? Bir ana muhalefet partisi böyle davranabilir mi? Bu nasıl Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Cumhuriyeti kurduğunu söyleyen bir parti, Cumhuriyetin en önemli projesi sayılabilecek bir konuda nasıl gözünü kapayabilir' her halde isyan ettiği için böyle çalışmaya ihtiyaç duymuş olmaları gerekir. Sayın Baykal'ın, sınıf arkadaşı, Yargıtay eski Başkanımız Sayın Sami Selçuk'un, bir gazetede yayınladığı mektupları okuduğunu tahmin ediyorum. Arkadaşın arkadaşa yazdığı mektupları okumakta a da fayda var. Ben bütün arkadaşlarımdan gelen önerileri, eleştirileri her zaman dikkate alıyorum.''
Arınç, daha sonra TRT Antalya İl Müdürlüğünü ziyaret ederek, İl Müdürü Hüseyin Arslangiray'dan çalışmalara ilişkin bilgi aldı. Antalya Radyosu'nu da gezen Arınç, Antalya'nın eski türkülerinin yer aldığı CD'yi ilgiyle inceledi. İl Müdürü Arslangiray, Arınç'a, TRT Antalya İl Müdürlüğünü şimdiye kadar üst düzeyde ziyaret eden kişinin kendisini olduğunu belirterek, teşekkür etti ve ziyaretin anısına, TRT'nin çeşitli yarışmalarda dinleyenlerine de dağıttığı nostaljik bir radyo hediye etti.