Beşiktaş'a sezon başı G.Antep'ten Ertuğrul Sağlam ve Sinan Engin tarafından sessiz sedasız kazandırıldı. Geçen sezonun en başarılı ismi oldu; Mustafa Denizli'yle coşan Ekrem Dağ evinin kapılarını SABAH'a açtı.
1989 yılında işçi olarak babamla birlikte Avusturya'ya gittik. Ben 8-9 yaşındaydım. Mardin'de doğdum büyüdüm, ailecek gittik.
Mardin'de mahalle arasında top oynardım. Benim ana dilim Arapça aslında. Evde Arapça bazen de Türkçe kullanıyoruz. Bizim taraf Arapça kullandığı için böyle oldu. Avusturya'da hem okula gittim, hem de futbol oynamaya başladım.
Beşiktaş'ta ilk giydiğim formayı anneme verdim.
Geldiğim dönemde annem Almanya'da kemik erimesinden tedavi oluyordu. Şimdi çok iyi ve evine döndü.
Mustafa hoca gelince takımda değişiklik oldu. Herkes kendini vermek istedi. Kendini göstermek için daha çok çalıştı. Mustafa hocanın ilk başta beni düşünmediğini ve 11'de görmediğini biliyorum. Kendisi de söyledi. Ama daha sonra beni tanıdıkça ve çalışmalarımı gördükçe forma verdi.
Beşiktaş'ın askeri, Denizli'nin jokeri denmesi hoşuma gider. Dışarıdan böyle denmesi daha anlamlı. Ben iyi oynuyorum, koşuyorum demem doğru olmaz. Dışarıdan daha iyi görünür. Hepimiz Beşiktaş'ın askeriyiz.
Unutamadığım maçlar var. G.Saray maçından sonra 6.lığa düştük. G.Saray'a karşı iyi oynamadık. F.Bahçe'ye karşı Kadıköy'de iyi oynadık ama kırmızı kart görünce işler karıştı. Eve gidince ağladım. Çok ağır gelmişti.
Ben hayatımda böyle bir takım görmedim. Arkadaşlık, iyi niyet. Herkes birbirini sevmeye çalıyor. Kötü niyetli futbolcular yok. Gerçekten aile gibiydik. Şampiyonluğu, çifte kupayı hak ettik. Göstere göstere, sindire sindire şampiyon olduk.
Omzum parmakla dokununca, çıkar hale gelmişti. Bazı maçlarda ben yerine getiriyordum. Rahatsız ediyordu. Şampiyon kutlamalarının sabahı ameliyat oldum. Bundan sonra sorun olmayacak.
Beşiktaş için bu sezon çok önemli. Şampiyonlar Ligi'nde güzel işler yapmalıyız. Avrupa'da başarı şart. Türkiye'de sınıfı geçtik.