Futbolda UEFA Avrupa Ligi 2. ön eleme turu ilk maçında Galatasaray, deplasmanda Kazak ekibi FC Tobol ile 1-1 berabere kaldı. SArı-kırmızılı ekibin yeni teknik direktörü Rijkaard'ın verdiği kararlar spor yazarların tepkisini çekti.
İşte basında çıkan yorumlar;
EBRU KILIÇOĞLU: Baros uyandırdı (SABAH)
4 yıl önce Galatasaray UEFA ön elemesinde Tromsö şoku yaşamıştı. Tobol, 103. saniyede golü kaydedince "Tromsö olur mu?" şüphesi sarı-kırmızılıları için için kemirmeye başladı. İkinci yarı giren Baros, kafa golüyle Avrupa Ligi'nde tur kapısını araladı. Rakip Galatasaray'a göre daha hazır belki ama kalite farkı ağır basıyor.
İŞTE TRANSFER GÜNDEMİ
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
Son dakikalarda Tobol'un kurmaya çalıştığı 'baskıcık'ı saymazsak oldukça 'durgun' geçen maçta beraberliği alan Galatasaray'da futbolculardan çok, forma oluyor. Bu karşılaşmadaki futbol henüz kıstas değil. Unutmamak lazım; bitkinin bile yeri değiştiğinde alışması zaman alır! Ama Galatasaray'da esas sıkıntı futbolcu ve teknik direktör değişikliğinden ziyade sistem farkı olacak gibi duruyor.
LEVENT TÜZEMEN: Sisteme ayar şart (SABAH)
Galatasaray rakip kaleye hızlı hücum edemiyor. Hücumda çoğalamıyor. Savunma, orta saha ve hücum hattı arasında derin boşluklar oluyor. Bu sistemin olgunluğa ulaşması için ayağına hakim, top tekniği yüksek oyunculara ihtiyaç var. Hakan Balta, Ayhan, Arda, Kewell, Emre Çolak dışında bu işi yapacak oyuncu kadroda yok. Galatasaray, sistemin sıkıntılarını Tobol önünde yaşadı. İlk 45 dakikada Galatasaray'ın tek atağı bile yoktu. Santrfor Yaser, solaçıkta etkisiz kaldı.
Erhan rakip savunma arasında kayboldu. İleri top taşıyamayan, kendi savunmasının içine giren ve araya pas oynayamayan Mustafa Sarp etkisizdi. Ayhan yalnız kaldı. Ne zaman Arda ve Baros oyuna girdi, Galatasaray önde top tutmaya ve rakip kaleye gitmeye başladı.
Ayhan da, Arda sayesinde rahatladı. Baros'un golü pozisyonla değil, Arda'nın kullandığı bir duran topla geldi. 1-1'lik skor Galatasaray için bence başarı değil. Çünkü Tobol takım değil.
Rijkaard, 4-3-3 sistemini gözden geçirmeli. Kadro zengin, kaliteli oyuncular var. Ama şu anda oynayan mevcut oyuncular sistemin gereklerini yerine getiremiyor.
ŞÜKRÜ KANBER: Hazırlığa devam (FOTOMAÇ)
Maç öncesi kadroyu tahtaya yazdığında sarıkırmızılı oyuncular Tobol maçını teknik sorumluları gibi ciddiye almamışlardır... Dır diyorum böyle olduğu zaten sahada ortaya konan futboldan da çok belli oldu. Hele daha sahaya çıkan takımın nasıl oyunculardan oluştuğunu anlamadan gol yenince ilk on beş dakika şaşkın ördekler sahada dolaştı durdu...
İlk çeyreğin sonunda hepsi sırtlarındaki formanın ne olduğunu hatırlatan Ayhan'ın çabalarına eşlik etmeye çaba gösterdiler... Sadece çaba gösterdiler... Ben Rijkaard'ın genel tercihine saygı duymakla beraber kampın en dikkat çeken genç oyuncusu Emre Çolak'ın sahada olmayışını anlayamadım...
Sezon önü facialarını son yıllarda çok fazla yaşadığımız için pek söylenmese de bu seri ile ilgili hafif bir tırsıklık yaşanıyordu. Erken gole ve kırmızı karta rağmen avantajlı bir skor ile dönülmesi Rijkaard ve öğrencilerine avans sağladı.
İSMET TONGO: Yakışmadı (FOTOMAÇ)
Tobol, daha ilk dakikalarda herkesi şaşırtan bir oyunla, hem de ikinci dakika dolmadan 1-0 galip duruma geçti. Komik değil mi? Bence değil. Nedeni çok basit. Rakibin çok gol atan bir takım olduğunu görüp Arda ve Baros'la maça çıkmalıydı. Rijkaard, Galatasaray'ı Barcelona zannetmemeli ve daha dikkatli olmalı.
2- Futbolcuların daha form tutmadığı bir gerçek. Hazırlık kampı bazılarına yaramamış. Mesela Sabri ne oynadığını kendi bile bilmiyor. Üç teknik direktör değişti, Sabri'nin ölü top kullanması değişmedi. Yaser, Orkun ve Aydın da zor ilk 11 adamı olur.
HAKAN DİLEK: Dobolda röveşata (FOTOMAÇ)
Usta Kazak atlıları gibi Dobollu uşaklar. Saldırdılar mı hep birlikte çekildiler mi yine öyle. Şaşırttılar alemi de ortamı da. Nerede buldularsa orada bastılar topa, adam adama alan savunması. Ne kadar iyi savunma biçimi varsa denediler ve başarılı da oldular. İki gencin esip gürleyip Kazak'lara yağacağı sanısıyla kurulmuş bir kadroyla oynadı Galatasaray. Galatasaray gibi değil ama... Şimdi alemin enteline bir iki laf söyleyerek başlayalım. Hatta o cevval esmer dosttan duysun önce. Hep yazdım yine yazayım. O topçulara Kızıl Kayalar da kâr etmeyecek Beyaz Geceler de... Yapma böyle. Rijkaaard efendi diye sallamaya başlayacakları şimdiden görür gibiyim. Taa baştan Lincoln için söylediklerime de garip bakmışlardı, Baros ligin gol kralı olacak dediğimde de.
İLHAN SÖYLER: Sonuç iyi (HÜRRİYET)
Daha oyunun ilk dakikalarındaki Ayhan ve Alpaslan'ın gecikmeli hareketleri Galatasaray'ın kalesindeki golü getirdi. Takım da bir anda sallanmaya başladı.
Frank Rijkaard'ın takıma tek top oynatma anlayışı bazı oyuncuları zorda bıraktı. Koca bir bölüm geçti, rakip kaleye giden yoktu G.Saray'da. İkinci bölümde oyun kalıbı bir anda değişti. Rakip alana gitmeyi unutanlar, hatırlamaya başladı.
Bu arada ikinci yarıda oyuna giren Arda'nın orta alanda geri vites yerine topu ileri vitesle kullanmaya başlaması, oyun kalıbında futbola ait verkaçların artması, kanat akınlarının gerçekleşmeye başlaması sarı kırmızılı takımı hareketlendirdi. Ancak Galatasaray'ın şimdiki arızası topu kazandıktan sonra çabuk hareket edememesi. Bu dün takıma zarar verdi.
MEHMET DEMİRKOL: Resmi prova (MİLLİYET)
Sadece bu maç için konuşuyorum. Gelecek için derin anlamlar içermeyen tespitler bunlar. Galatasaray'ın, Leverkusen maçında da görünen üretim sorunu, belki daha derin olarak kendini gösterdi. Bunu takımın eksikliğine, yabancıların yokluğuna bağlamak güç. Çok basit bir örnek dünkü sıkıntıları anlatıyor.
Galatasaray hiçbir akının yönünü değiştirmeye çalışmadı. Rakibin savunmasını eksik yakalayacak, bir kanattan diğerine atılan top görmedik. Bunu yapmamalarının sebebi hızlı paslarla rakibi zaten eksik bırakıyor olmaları değildi. Burada Rijkaard'ın bir tercihi söz konusu olmalı. Her zaman yerden ve yakın paslarla oynayın direktifi bariz şekilde görülüyordu. Ama bu da rakibi aşamayan, durağan, atıl bir oyun ortaya koydu.