Çifte şampiyon ve oturmuş temeliyle Beşiktaş'ın altına dinamiti,
"İyi niyetle de olsa" Yıldırım Demirören koymuş, fitili de Mustafa Denizli ateşlemiştir. Başkan 25 milyon euro bonservis öderken,
"Sesimi yükseltirsem, karşı çıkarsam beni yönetimine almaz" diyen yönetim de suçludur.
"En ideal kadro 20 kişidir" sözü kendisine ait olan Denizli'nin 27 kişiyle çalışmak zorunda kalması ya da takım kurması düştüğü,
'garip-çelişkili' durumun en iyi fotoğrafıdır. Ya da takımdaki fiyat dengeleri için
"Herkesin pazarlığı kendine, fiyat artırımı yapılamaz" diyen Mustafa hocanın Tello'ya yapılan 400 bin euroluk zam karşısındaki suskunluğu takımı şaşırtmıştır. Geçen sezon şampiyonlukta katkısı olmadığı halde 1 milyon 300 bin eurodan maaşı 2.4 milyon euroya çıkartılan Delgado'nun aldığı ücret, Nihat'ın bu yıl alacağı 3.5 milyon euro, Nobre'nin 2.1, Ferrari'nin aldığı yıllık 2.5 milyon euro maaş şampiyon olmuş ve 1 milyon euro altında kazanan futbolcular için çok ciddi
'motivasyon kaybı' oluşturdu. Ayrıca ödenen yüksek bonservisler futbolcularda Mustafa hoca formayı,
"Hakettiği için değil" yüksek para ödendiği ve yönetim bastırdığı için Nihat'a, Tabata'ya, İbrahim Kaş'a, İsmail'e veriyor saplantısını taşımaktadırlar. Bu da takımı içten içe kemirmektedir. Bu yüzden Denizli'ye olan inanç azalmış ve
"Takımda geçen yılın birlik bütünlüğü ve şampiyonluk ruhu" bozulmuştur. Sezon başı yükleme kampının 35-36 derece sıcaklıkta Ümraniye'de yapılması bir önceki kampı mumla aratmıştır.