Dünyanın en önemli şirketlerinden Coca Cola'nın CEO'su Muhtar Kent, FIFA'nın Zürih'teki merkezinde Dünya Kupası ile ilgili katıldığı etkinliğin ardından futboldan sponsorluğa ve ekonomik krize kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı:
2010 Dünya Kupası'na gidersek neler kazanırız, gidemezsek neler kaybederiz? Gidemezsek bizden çok, Dünya Kupası kaybeder. Türkiye'nin olduğu Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası kaliteli, hareketli, heyecanlı geçiyor. Türkiyesiz bir şampiyona heyecanını bir parça yitiriyor. Şansımız az olsa da, çıkmayan candan ümit kesilmez. Tabii iş bu kadar geçe kalmasa daha iyiydi. Biz her zaman zoru seviyoruz. Ama artık sadece bize değil, başkalarının alacağı sonuçlara da bağlı işimiz.
Güney Afrika'ya gidememenin ekonomik bilançosu sizce nedir? Bence imaj çok daha önemli. O da ekonomik veriye dönüştürülebilir ama bence en önemli kayıp imaj olur. Çünkü Türkiye bu tür şampiyonalarda çok şey kazanıyor. Bunu 2002 ve 2008'de yaşadık, gördük.
"BLATTER'İN ÜMİDİ VAR"
FIFA Başkanı Blatter'in Türkiye ile ilgili ilginç serüvenleri var. Çok önemli bir noktadasınız. Sayın Blatter ile kurumsal anlamda kendisinin deyimiyle bir aşk yaşıyorsunuz. Bazı özel konuları mesela Türkiye'yi aranızda konuşuyor musunuz? Öyle bir fırsat olmadı; konuşmadık. Sadece bugünkü programdan önce biraz lafı geçti. Türkiye'nin Dünya Kupası için ne kadar zor bir dönemeçten geçtiğinden bahsettik.
"Hala şans var. İnşallah Türkiye'yi Güney Afrika'da görürüz" dedi.
2002'de Efes Pilsen'in CEO'su olarak TFF ile imzaladığınız sponsorluk anlaşması hala sürüyor. Bugün Coca Cola'nın CEO'su olarak önemli spor sponsorluklarunda başroldesiniz. Bu konuda firmanızın vizyonundan çok, kişisel görüşlerinizi öğrenebilir miyiz? Sporla markaların bir araya gelmesine eskiden de sıcak bakardım, hala da bakıyorum. Coca Cola, 1928'den beri olimpiyatların partneri. Sponsorluk demiyorum. 'Partner,' ortak ifadesini altını çizerek kullanıyorum. Hangi araştırmaya bakarsak bakalım, tüketicilerimiz futbolla çok yakından ilgileniyorlar, futbola çok büyük heyecan duyuyorlar. O zaman bu birlikteliği sağlamak da bize düşüyor. Futbola ilk sponsorluğumuz 1976'da. Bu ilk anlaşma için Coca Cola'nın hazırladığı basın bülteninin orjinalini arşivden buldurttum; çerçeveletip bugün Blatter'e hediye ettim. Bugün tanıttığımız olay çok özel. Afrika'da çocuk ölümlerinin ilk nedeni AIDS falan değil. İçilebilir kalitede, sağlıklı suyun bulunamaması. 2010 Dünya Kupası'na biraz daha heyecan, zevk, eğlence katarak dedik ki; her golün bir dansı olacak, Coca Cola da her dans için bir para koyacak. O paralar toplanacak. Afrika Vakfımız da katkı yapacak. Belirli köylere, ufak kasabalara temiz, sağlıklı su temin edeceğiz.
Çok gollü bir kupa olacak herhalde? Çok danslı diyelim. Gol nasılsa olacak. Şöyle bel hareketleri bol ve kıvrak danslarla dolu bir kupa istiyoruz.
Coca Cola'nın kulüp sponsorluğu olmaması bir şirket politikası mıdır? Değişik ülkelerde milli takımların sponsoru oluyoruz. Bazı futbolcuları bireysel olarak destekliyoruz. Bazı şirketler gibi kulüp bazında formaya ismimizi koymayız. Bazı ülkelerde lig sponsorlukları yaparız.
"SEÇİME KARIŞMAYIZ"
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası için adaylardan biri de Türkiye. Turnuvayı alabilmek için ciddi bir lobi çalışması gerekli. Siz bu konuda destek verecek misiniz? Coca Cola olarak bu tür organizasyonların nerede olacağına hiçbir şekilde dahlimiz bulunmuyor. Seçim tamamen ayrı, çok uluslu, çok kıtalı bir süreç. Her kıtada, her ülkede işimiz var. Gerek olimpiyatlar için - kış veya yaz - gerek futbol şampiyonaları için bizim açımızdan her yer gayet muteberdir. Destekleriz, gerekli vecibelerimizi memnuniyetle yerine getiririz.
KRİZDEN HERKES NASİBİNİ ALDI
Ekonomik krizden Coca Cola nasıl etkilendi? Spora katkı azalacak mı? Krizin Türkiye'ye etkisini nasıl görüyorsunuz? Hiçbir şahıs, hiçbir şirket veya hiçbir ülke 'Ben bu krizden nasibimi almadım' diyemez. Herkes değişik ölçülerde bu krizden nasibini az veya çok alıyor. Biz, işkolumuz itibarıyla birçok başka firmaya göre daha az etkilendik. 400'e yakın kendi kategorilerinde lider içecek markasını dünyada 200 küsur ülkede üretip satıyoruz. Markalarımıza olan yatırım bu krize rağmen hiçbir zaman azalmamıştır. Birtakım rasyonalizasyonlar, pazarlama harcamalarıyla ilgili, verimlilikle ilgili çalışmalar elbette oluyor. Ama biz markalarımıza yaptığımız yatırımı azaltmadık. Dolayısıyla sporla olan bağlantılarımız hiçbir şekilde olumsuz etkilenmemiştir. Türkiye, bence diğer ülkelere göre özel bir şekilde farklı gözükmüyor. Bütün ülkelerde yatırım rakamları, yabancı sermaye girişleri düştü. Bütün ülkelerde işsizlik arttı. Bu dönem hiçbir ülkede 'İşsizlik azaldı' diyemeyiz. Yine bütün ülkelerde kredi kanalları hala sıkışık. Bütün ülkelerde gözlemlediğimiz kriz halen sürmekte. Belki borsalarda bir parça iyimserlik var ama sonuçta işsizlik ve yatırım rakamları düzelmeye geçmedi. Çin'de, Vietnam'da belki hala büyüme var. Ama uzun yıllar sonra dünya toplamında bir küçülme olacak. 1930'lardan beri ilk kez. 2010 ne olur, hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
GOLLERİ OĞLUM SMS İLE BİLDİRİYOR
Bu yıla girerken aldığınız yeni yıl hediyelerinden biri de Galatasaray üyelik kartıydı. İyi bir Galatasaraylısınız. Takımı bu sezon nasıl değerlendiriyorsunuz? Rahmetli babam vefat etmeden önce hayattaki en yaşlı kulüp üyesiydi. Duayen dedikleri kişilerdendi. Ailemizde Galatasaraylılık çok uzun geçmişi olan bir tarih. Kutluyorum Galatasaray'ı. 12 maçta 10 galibiyet. Galibiyetlerden çok daha önemlisi her maçta bol gol. En güzel goller de tabii geçen hafta.
(Not: Röportaj 21 Eylül Pazartesi öğlen yapıldı.)
Maçları izleyebiliyor musunuz? Yaşadığımız tempo itibarıyla pek mümkün olmuyor. Ama oğlum bana devamlı mesajla skorları, golleri bildiriyor. Bir yerlerden izliyor o New York'ta.
