Trabzonspor'un ilk golünden üç dakika geçmişti. Selçuk orta sahada gereksiz bir topuk pasıyla atağı öldürdüğünde futbol tanrıları oyunu ev sahibine çevirdi birkaç dakikalığına. Sıkı futbolsever bilir ki; skor garanti değilse varyeteye kaçmayacaksın. Güzel başladı Trabzon, Diyarbakır'da. Bir maçın ilk 10 dakikası bazen çok şey anlatır. Trabzon da topa sahip olup, Ziya Doğan'ın takımını yarı sahasına hapsetti. Gelin biz buna maçın rengi diyelim. Bordo-maviydi bu maç. Gol öncesinde korneri kazandıran Alanzinho idi. Sambacı bu takımın vites kutusu. Dikine giderken arkadaşlarını da sırtında taşıyor. Kornerde evlere şenlik Diyarbakır defans Engin'e vurdurttu. Hakkını verelim dahi (!) çocuğun volesi de sıkıydı 17'de: 0-1. Selçuk'un topuk pasıyla başka bir maç başladı. Ömer Aysan'ın üzerine oynayan Diyarbakır 23'te soldan yıktı, geçti. Tazemeta da boş kaleye zorlanmadı: 1-1. Colman duran toplar dışında görünmeyince, karınca Serkan'ın yüreğine kalan göbekteki zaafı Diyarbakır cezalandıramadıysa bunda oyunu kanatlara yayamalarının payı büyüktü. Devre biterken Umut kafayı vurdu ama gün Engin'in günüydü. 39'da Colman kafasına kuş lokumu gibi bıraktı, o da direk dibine: 1-1.
DAHİ GİTTİ; ÇILGIN GELDİ
İki değişikle ikinci yarıya giren ev sahibi, 65'te Erhan Şentürk ile mutlak golü kaçırmasa puan( lar)a ortak olabilirdi. Şenol Güneş'in, Engin'i oyundan alıp Ceyhun'u sahaya sürmesi gecenin hamlesiydi. Dahi çocuk kontak kapatmış, çılgın çocuk marşa basmıştı. Kırmızıyı yemeden kenara aldılar Engin'i. İkinci hamle tanıdıktı. Sezer, Colman'ın yerinde orta sahayı ayakta tuttu. 68'te Umut'a arkadan yapılan müdahaleye penaltı çalmayan Abitoğlu kalan dakikalarda da gergindi. Diyarbakır'da elindeki kaliteli enstrümanları iyi yöneten orkestra şefi kazandı. Güneş Hoca, vurmalılar kadar nefeslilerin de hakkını veriyor ama en önemlisi yaylı sazların sololarına dikkat. Baş kemancı iki maçtır Alanzinho idi. Dün gece ise Engin Baytar...