Alınacak farklı bir galibiyet, rakipleri üzerinde de bir baskı oluşturabilirdi. Evet... Ama Fatih Terim göz göre göre Galatasaray'ın beş ya da altı gollü bir maç kazanmasını önledi. Göz göre göre gol krallığı için mücadele eden iki adama
Sow'un yetişmesine sebep oldu. Bunlar insan sarrafının yapacağı şeyler değil. Futbol sarrafını geç...
İnanamadım; Elmander'in yerine Aydın'ı görünce!..
Oyun ilerliyor, hala Burak hamlesini yapmıyor. Burak o sırada kenarda ısınıyor. Birinci devrenin 30. dakikasından itibaren... Dinlendirilecek adam, 60 dakika ısındırılır mı?
Hamit nasıl tribünde oturuyorsa o da çıksın otursun!
Sonra ikinci değişikliği yaptı. İnanamadım.
Emre Çolak'ı oyuna aldı! Galatasaray'ı
yok etmek, mahvetmek, perişan etmek pahasına böyle şartlanmayı benim
aklım, hafızam almıyor! Benim aklım, hayalim almıyor. Gör parmağım gözüne... 'Ben herkese inat Emre'yi oynatırım. Çünkü kimse bilmiyor, Emre büyük futbolcu...' İşte buyur; Emre'nin yüzünden Galatasaray
iki puanı kaybediyordu.
Emre de baskı altında aslında...
Yüzde bir milyon atacağı bir golü kaçırdı, açılan top, Muslera'nın oyundan atılmasına ve penaltı yapmasına sebep oldu.
İlahi bir gösteri bu... Yani yukarıdaki de 'Emre'nin
fotoğrafına bak' diyor. 'Senin Emre'n bu!' 'Bir Emre'yi oynatacağım' diye
Galatasaray'ı sıfırlıyor.
Geçen hafta dedim ki "Hoca otur, şu Emre'nin girdiği dakikalarda oynadığı oyuna ve Galatasaray'ın geldiği hale bak." Hayır; bakmamış. Çünkü kafasında 'Ben başta Hıncal herkese kanıtlayacağım ki Emre bu takımın temel adamıdır.' Buyur!.. O zamana kadar Galatasaray
batarsa batsın. Sonra ne diyecek; 'Affedersiniz, yanılmışım.' Banane iş işten geçtikten sonra...
Dediğin de doğru. Emre de çok büyük baskı altına giriyor.
Şimdi ben sana olacağını söyleyeyim;
Emre'yi yuhalattıracak Fatih Terim... Emre'yi Galatasaray seyircisine yuhalattıracak. Ondan sonra ne olur bilmiyorum.
Fevkalade güzel bir rotasyonla başladı, fevkalade güzel de değişiklikler yapsaydı Galatasaray bu maçı çok rahat kazanır biz de bugün Fatih Terim'i
yürekten alkışlıyor olurduk. Ama işte yaşlanınca demek ki insan birtakım
saplantılardan kurtulamaz oluyor.
Bilmiyorum, belki de bende var saplantı. Ama ben diyorum ki 'Hocam beraber seyredelim, bana anlat.'
Yazık oluyor Galatasaray'a! Galatasaray'dan öteye Fatih Terim'in
kendisine yazık oluyor. Bu ülkenin yetiştirdiği en büyük hocalardan bir tanesi... Türkiye'nin uluslararası arenada bir numarası... Böyle bir hoca, böyle takıntılarla kendisini bu kadar 'nasıl yıpratıyor' aklım hayalim almıyor.
Fatih Terim'i çok seven biri olarak
en üzülen insan benim. Bunları söylerken zevk aldığımı zannetme...
Ligin başından beri '
dost acı söyler' diye konuşuyordum. Ama şimdi görüyorum ki konuşmamın bir
faydası yok.
İmam hep bildiğini okuyor ve inatla! Yani sadece ben eleştirmiyorum artık başkaları da başladılar eleştirmeye... Aynı şeyleri söylemeye başladılar. Bu sefer daha çok
inatlaşıyor. İnat olur mu ya?
Maçtan sonra söylediklerine hiç inanamadım.
Sabri'nin oyunundan memnun kalmamış! Sağ bek olarak
beş Eboue oynadı Sabri o gün... Beş Eboue... Eboue'ye göre çok daha sağlamdı, fevkalade hızlı topla çıkıyordu, yanından biri hızlı geçtiğinde yerlerde
yuvarlanmıyordu, toplar kaptırmıyordu.
Ertesi gün bütün gazetelere bakıyorum, gece televizyonlarda Galatasaray'ın en iyileri arasında söyleniyor Sabri; Fatih hoca, Sabri'yi
bitirmek ister gibi konuşuyor. "Beğenmedim Sabri'yi, kendini hazırlamamış!"
Yedek oynayan bir oyuncunun hiçbirisini beğenmiyorsa bir hoca
kendine dönüp baksın evvela... Galatasaray'ın bütün yedekleri kötüyse eğer bunun
bir sebebinin olması lazım.
Aydın oynayamıyor,
Engin oynayamıyor,
Elmander oynayamıyor,
Sabri oynayamıyor! Niye oynayamıyorlar o zaman? O zaman
kabahat hocada... Bunları fizik olarak, moral olarak da '
maça hazırlayamıyor' demek ki...
Hani bir tanesi oynayamasa dersin ki 'Onda kabahat.' Ama hiçbiri oynayamıyor.
Sercan oynayabiliyor mu?
Ceyhun oynayabiliyor mu? Kim oynayabiliyor?
Çağlar oynayabiliyor mu?