Sabah gazetesinin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe ile ilgili gündem yaratan bir yazı kaleme aldı. İşte Hıncal Uluç'un ses getiren o yazısı:
"Dün sabah gazeteye gelir gelmez, Sabah Özel İstihbaratı'ndan arkadaşımız Nazif Karaman aradı beni.. "İstanbul Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan'ın talimatıyla Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkında soruşturma açıldı. Suç yeri Kadıköy olduğu için Dosya Anadolu Adliyesi'ne gönderildi" dedi. Gelişme şöyle olmuş..
15 Ocak günü Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Adanaspor maçının ardından başta federasyon, hakemler, sonra rakipler, önüne geleni çok ağır şekilde tehdit, taraftarı tahrik eden bir konuşma ile dehşet saçmış, ben de 17 Ocak'ta "İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı göreve" başlığı ile şöyle yazmıştım..
"6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Yasası hâlâ yürürlükteyse Sayın İstanbul Başsavcısı, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın Adana maçının arkasından yaptığı basın toplantısındaki sözleri hakkında soruşturma başlatarak lütfen görevinizi yapın.."
Başsavcılık, bu yazımı ihbar kabul ederek, ayni gün soruşturma açılması talimatı vermiş. Soruşturma açılmış. Dosya hazırlanmış, mahkemeye sunulmuş. Mahkeme suç yerinin Kadıköy olmasını dikkate alarak, dosyanın Anadolu Adliyesi'ne gönderilmesine karar vermiş. Şimdi, işlemler Kadıköy Adliyesi'nde olacak. Yani, dün yazdığımız "6222.. Savcılar Uyutsun Yasası" başlıklı yazımızda bir haksızlık yapmışız, savcılarımıza..
Onlar görevlerini anında yapmışlar.. Peki eksik olan ne?. İletişimsizlik.. İletişim çağında iletişimsizlik.. Bir de tabii, "Gazetecisizlik!." Benim gazeteciliğe başladığım yıllarda, en acar gazeteciler, Polis Adliye Muhabirleriydi. Birbirlerini "Atlatmak" için ölürlerdi. Şimdi düşünün 17 Ocak'ta Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkında "6222'yi ihlalden" soruşturma açılıyor. Birinci sayfalara sürmanşet haberi bu..
Bunca gazetenin bunca polis adliye (!) muhabiri var. Hepsi atlıyor.. Hepsi.. Sabah Özel İstihbaratı'ndan Nazif Kardeşim benim dünkü ikinci yazımdan sonra merak edip "Ne oluyor" diye soruşturmasa, atlamaya devam edeceğiz. Ben de kim bilir kaç yazı daha yazacağım..
Kendisinden özürler dilediğim Başsavcı Sayın Fidan'a da bir sitemim var. Koskoca İstanbul Adliyesi'nin bir basın bürosu yok mu?. Varsa, ne iş yapar burada benim vergilerimle çalışan arkadaşlar.. Bir telefon açıp "Hıncal Bey, Sayın Başsavcımız, Aziz Yıldırım hakkında soruşturma açılması talimatı verdi" demek çok mu zor?.
