AHMET ÇAKAR: Cenk Tosun mesajını verdi
Kolay değil, Avrupa'nın en dev takımları değil ama devlerin hemen bir tık altında olan 3 tane takımla mücadele edip grup birincisi olmak. Beşiktaş tarihi için çok ama çok büyük başarı. Üstelik maça baktığımızda da her ne kadar hakkı beraberlik gibi görünse de oyunun genel kontrolü Beşiktaş'ın elindeydi. İlk yarının ikinci bölümünde Porto biraz fazla adamla ve sık gelse bile ve bu dakikalarda golü bulsa bile Talisca ile birlikte Beşiktaş hem golü buldu hem de kontrolü tekrar ele aldı.
Yediği gol Beşiktaş defansının uyumasından geldi. Sağdan çalışılmış bir serbest vuruş kullandılar, paslaştılar, sağdan giren Portolu, Felipe'ye çıkarttı, o da iyi vurdu. Ama daha sonra sahaya en iyi yerli santrfor Cenk çıktı. Golü Talisca değil de Cenk atsaydı, ama Cenk'in yaptığı hareketleri Talisca yapsaydı, Cenk'e bu kadar artı yazmazdı. Her ne kadar golü Cenk atmasa da topu alışı, adamı geçişi, içeri girişi ve ustalık dolu bir pasla Talisca'nın önüne yuvarlayışı adeta onu izlemeye gelen menajerlere bir mesaj gibiydi. Talisca da kendisine 'al da at' denen bu pası sadece dokunarak gol yaptı. Bu dakikadan sonra ve tüm ikinci devre maçın mutlak kontrolü Beşiktaş'ın elindeydi. Fazla üretmeseler de fazla pozisyon yakalamasalar da oyunu sürekli domine eden Kara Kartal hak ettiği grup liderliğini aldı ve işi bitirdi.
İkinci yarıda verilen sadece tek pozisyon var. Onda da Aboubakar sağdan girip bomboş adamın önüne yuvarladı. O iyi vursa belki gol yapacak, ama yapabileceği en kötü vuruşla golü kaçırdı.
Beşiktaş uluslararası görevini yüzde 100 başarıyla tamamladı ve artık Leipzig deplasmanı bir para maçı ya da prestij maçı olarak kalacak.
Dünyadaki hangi takım oyuncusuna sorarsanız sorun, "Hakem kim olsun?" diye kesinlikle İspanyol Lahoz'u der. Hem çok iyi hakem hem de çok isabetli kararları var ama en önemli özelliği sahada bir dadı gibi. Gülüyor, oyuncuları okşuyor, sinirleneni yatıştırıyor ve bir bakıyorsunuz maçın mutlak hakimi Lahoz olmuş. Dün gece de kusursuzdu hem de her yönüyle.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Akıl dolu hareket
Maç başladıktan kısa bir bölüm sonra Porto'nun taktik olarak Beşiktaş'ı iyi analiz ettiği anlaşıldı. Beşiktaş rakibin yardımlaşmalı presi karşısında alışılmış pas trafiğini oturtamadı. Babel ve Talisca etkisiz bir görüntü sergilerken, Cenk de stoperler tarafından çok dikkatli bir kontrol altında tutuluyordu. Bu tabloda bölüm bölüm gerçekleşen ofansif girişimlerin odak noktası Quaresma'nın 3. bölgedeki kişisel becerilerine bağlı kalıyordu. Porto'nun organize gelişen ataklarında ise Beşiktaş yediği gole kadar geride alanları iyi kapattı. Tahmin edilemeyen, çalışılmış bir duran top organizasyonunda Porto skor avantajı yakaladı. Bu büyük bir dezavantaj teşkil ediyordu.
Artık mecburen domine edeceğin bir oyunda defansif tedbirler ihmal edilecek, bu durumda da önemli bir risk oluşacaktı. Nitekim Aboubakar ikinci golü kaçırdı. Acil bir gole ihtiyaç vardı. Birden Cenk sahne aldı. Alışılmış dışı bir varyasyonla rakibini geçip birden süratlendi ve Talisca'ya 'Al da at' dedi. Aslında şut çekmeyip pozisyonu yüzde 100'e döndürmesi de akıl doluydu.
İkinci yarıya Beşiktaş daha çok topa sahip olarak başladı ve gol aradı. Bu arada mükemmel bir Babel şutu direkten döndü. Topu bu tarz oyun anlayışında bir ciddi tehlike vardı, ani bir kontratakla karşılaşmak. Nitekim bu pozisyon gerçekleşti. Geniş alanda yakalandılar, çok etkili bir Porto atağa olgunlaştı, Medel'in de ters vuruşuyla Porto'lu oyuncu, iki takımı karşılaştırırsak, maçtaki en net pozisyonu buldu. Neyse ki çok kötü vurdu. Bundan sonra Beşiktaş daha dikkatli davranmaya başladı ki olması gereken de buydu. Müthiş de bir seyirci desteği futbolculara ekstra bir motivasyon sağlıyordu. Sonuçta 90 dakika istenildiği gibi bitti ve Beşiktaş son maçtan evvel grup liderliğini garantiledi. Bu gerçekten çok büyük bir başarıydı. Şenol Güneş ve futbolcularını can-ı yürekten tebrik ediyorum.
Herkes görevini yapmaya çalıştı. Geride Pepe deneyimini konuşturdu. Quaresma her zamanki gibi lokomotif görevini yaptı. Babel ikinci yarıda gerçek kimliğine büründü. Ben en çok Tolgay'ı beğendim. Porto'da da Brahimi çok başarılı bir performans sergiledi. İspanyol hakem Lahoz ise tek kelimeyle mükemmeldi.
METİN TEKİN: Lider gibi oynadılar
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi seviyesindeki oyununda en önemli işlerin belki de başında mental gücü geliyor. Deplasmanda ya da içeride fark etmiyor. Geriye düşse de yakalansa da oyununu düşürmeden devam edebiliyor Şenol Güneş'in ekibi. Dün de bunu gördük. Evet, avantajlı çıkıldı maça ama çok kritik bir karşılaşmada 1-0 geriye düşülmüş. Oyun ve kendine güven anlamında seviye Şampiyonlar Ligi dahi olsa buna sahip bir takım Beşiktaş. Dün bunun çok büyük artılarını gördü takım. En kilit nokta buydu, bunu tüm grup aşamasına yayıp da söyleyebiliriz. Dünkü maçın özeti şu: Beşiktaş grup lideri gibi oynadı. Kenarlardan gitmeye biraz fazla çalışsa da merkezden pozisyonlar buldu. Savunmada çok az hata yapıldı ve oyun üstünlüğü hep Beşiktaş'taydı. Bu takımın niye lider olduğu sahada görülüyor.
O anların oyuncuları...
O ana kadar sahada etkin olamayan ki bunun en önemli nedeni Beşiktaş'ın kenardan oynayışıdır, Cenk Tosun ve Talisca... Cenk'ten harika işler ve sonunda gelen harika bir servis ve pas ve Talisca'nın orada bulunuşu işte bazı mevkiler ve oyuncular için sorunuz, "Bugün nasıl oynadı" değil, "Bugün neler yaptı" sorusu olmalıdır. Tıpkı Cenk ve Talisca gibidir. Bir parantez de Pepe'ye... Gerçekten bir oyuncuda özellikle savunmacıda deneyim ya da yaşanmışlık başka bir seviye oluşturuyor. Savunma anlamında kusursuz bir Pepe izledik. Niye transfer edildiği bir kez daha Şampiyonlar Ligi seviyesinde kendisi anlatmış oldu. Ben çok başarılı bir performans izledim.
Tolgay mı Ozi mi?
Beşiktaş'ta her maçın sorusu, "Tolgay mı, Oğuzhan mı?" Bence Şampiyonlar Ligi seviyesinde Tolgay ile başlamak daha doğru. Burada dengeli bir orta saha oyununda Oğuzhan'ın önüne çıkıyor. Karar doğru...
Porto'nun hakkı Porto'ya
Porto'nun golündeki organizesyonu daha önce gördüm ama hep tek atışlarla yapılırdı. İlk kez Porto'da duran topun akan oyuna dönüştürülerek uygulanışına hayran kaldım. Harika bir organizasyondu. Hakkını vermek gerekir. Porto'nun hakkı Porto'ya...
MAÇIN ÖZÜ
Savunmada çok az hata yapıldı ve oyun üstünlüğü hep Beşiktaş'ta kaldı. Bu da siyah-beyazlıların neden grupta zirvede olduğunun göstergesiydi