Uğur Karakullukçu: Dört büyük kulübün borcu 7 milyar TL'yi aşmış durumda. Borçları, katlanarak da devam ediyor. Zıvanadan çıkmış bir durum var. Yıllardır bu kulüpleri takip ediyorsunuz. Bu durumun sebepleri nelerdir?
Efendim, balık baştan kokar! Tüm bunların baş sebebi, Türkiye Futbol Federasyonu'nun başında Beşiktaş'ı batıran bir kişinin olmasıdır. Finansal Fair-Play var. Bu kuralların 10'da 1'ini uygulasa federasyon, bu borçlar olmaz. Alabildiğine transferi teşvik edici kararlar alıyor. FFP'yi uygulayacağına "14 yabancı alabilirsin, istediğin yerden alabilirsin" diyor. Hiçbir kalite, kademe yok. Mesele şu kadar milli olacak, şu yaştan küçük olacak. Yok. Bütün bu alışverişler yapıldığında da "FF P gereği senin transfere ayrılmış ne kadar bütçen var" da demiyor. Yanlışa göz yumuyorlar. Kulüpler Yasası'nın mecliste çürümesine seyirci kalınıyor. Dernekler yasasıyla yönetiliyor kulüpler. Bu ne demek? 300 kişiyle bir kongre toplanıyor. "Kabul edenler, etmeyenler, edilmiştir" deniliyor. Sen her türlü sorumluluktan kurtuluyorsun. İstersen sen tek kulübü 7 milyar lira borca sok. Halbuki Kulüpler Yasası, yöneticilere kulüpleri bıraktıktan sonra da sorumluluğunu devam ettiriyor. Gel bakalım, "Sen bu kulübü aldığında bilanço buydu, bu borcu ödeyeceksin" diyorlar. Bu da yok. Bir yanda 10 para etmez, sorumsuzca borçlanmayı teşvik eden dernekler yasası. Diğer yanda FFP'yi uygulamayan bir federasyon ve Beşiktaş'ı batırmış, sahte evrak yollayarak Beşiktaş'ın ceza almasına neden olmuş bir başkan. Hep diyorum, bu iş bir Spor Bakanı'na bakar. Türkiye senelerden beri Spor Bakanı görmedi. Bir Spor Bakanı gelecek, masaya yumruğunu vuracak ve diyecek ki, "Arkadaşlar, bu federasyon derhal gidecek." Bu işi zapt altına alacak. Güçlü ve işi bilen bir adam gelecek. İkincisi; bu Kulüpler Yasası derhal çıkacak. Ondan sonra çeşitli destekler kulüplere yapılabilir. Bugün yapılacak destekler kulüpleri bu hale getiren bu başkanlara ve yönetimlere yeni borçlanma şevki vermekten başka işe yaramaz. Gelecek sene 14 milyar TL olur bu borçlar.
F.BAHÇE OZAN'I YOK EDİYOR
Uğur Karakullukçu: Ozan Tufan geçmişte de eleştiriliyordu ama tam toparladı derken devrenin ortasında kesildi, şimdi de kadro dışı kaldı. Nasıl bakıyorsunuz bu duruma?
Bir futbolcuyu bir antrenör, bir yönetim gözden çıkarabilir. Buna bin tane sebep olabilir, o beni alakadar etmez ama bir futbolcuyu yok etme kararı almak yanlış. Bonservisini verirsin, transfer olur. Benim malım kötü diye dünyaya ilân edersen onu kim alır? Fenerbahçe'nin tavrı Ozan'ı yok etmeye yönelik.. Genç adamların hangisi hata yapmıyor? Genç, delikanlı adam hata yapmayacak olsa yöneticiye ihtiyacı olur mu zaten? Kendi kendisini yönetir adam. Hata yapan adamı yöneteceksin, kazanacaksın. Ozan kazanılması gereken bir yetenek. Yoksa kaybetmesi kolay… "Kadro dışı bıraktım" dersin yeter. İlkokuldan bir çocuğu al getir, attım desin. Yönetici olmak demek bu işten hem futbolcunun hem de kulübün kazançlı çıkmasını sağlamak demek. Bunu yapmaya uğraşacaksın. Diyorum, "Kabul edenler, etmeyenler, edilmiştir" dendiği sürece Fenerbahçe yönetimine kimse hesap sormaz. "Bu Ozan'ı niye kaybettiniz, Ozan en azından 2 milyon Euro kazandırırdı Fenerbahçe'ye" demiyor kimse… "Kabul edenler, etmeyenler, edilmiştir, yaşasın Aziz Yıldırım!"
