AHMET ÇAKAR
Adebayor destan yazıyor. Sadece oynadığı futbolla değil verdiği mesajla da birçok Türk futbolcusuna örnek olmalı
GÜRCAN BİLGİÇ
Togolu futbolcu, bir Abdullah Avcı üretimidir. Lider oyuncu ile iyi oyuncu arasındaki farkı net şekilde gösterdi
LEVENT TÜZEMEN
Başakşehir'in yıldızı, son yıllarda Süper Lig'e gelen profesyonel ahlakı üst düzeyde olan isimlerden en önemlisi
MURAT ÖZBOSTAN: Başakşehir'in Beşiktaş karşısında aldığı galibiyette en büyük pay, takımın tecrübeli ismi Emmanuel Adebayor'daydı diyebiliriz. 34 yaşındaki Togolu yıldız hakkında ne düşünüyorsunuz?
AHMET ÇAKAR: Adebayor destan yazıyor. Sadece oynadığı futbolla değil verdiği mesajla birçok Türk futbolcusuna örnek olmalı. Adam 34 yaşında. Adamın futbol kariyeri tüm Türk futbolcularının kariyerinden fazla. Görünen o ki son durağı Başakşehir. Ama İstanbul'da nasıl oynuyor biliyor musunuz? Sanki Afrika'dan Avrupa'ya yeni gelmiş, 18 yaşında genç bir siyahi oyuncunun oynadığı şevkle oynuyor. Adebayor'dan herkes dersini almalı. O, çokbilmiş, magazin basınıyla iç içe, şekle önem veren, basına hesap sormaya kalkan Türk futbolcuları yok mu, Adebayor'un yarısı kadar olsanız yeter.
GÜRCAN BİLGİÇ: Adebayor, bir Abdullah Avcı üretimidir. Devre arası transfer olarak geldi, iki aya yakın süre özel olarak hazırlandı, sonra da karakterini ortaya koydu ve takımı başkalaştırdı. Epureanu ve Emre'nin yokluğuna, Mossoro da eklendiği halde, tutkal gibi takımı bir arada tuttu. Lider oyuncu ile iyi oyuncu arasındaki fark budur işte. Bu yüzden Talisca'yı eleştiriyorum.
İSKENDER GÜNEN: Son yıllarda Süper Lig'e gelen profesyonel ahlakı üst düzeyde olan oyunculardan birisi. İlerlemiş yaşına rağmen Başakşehir'in bugünlere gelmesinde büyük payı olan isimlerin başında geliyor. Profesyonel ahlakına en önemli örneklerden biri ise Beşiktaş maçında Lens'i kendi ceza alanına kadar kovaladıktan sonra topa yaptığı hamle.
LEVENT TÜZEMEN: Adebayor'u hayranlıkla izledim. Başakşehir 10 kişi kaldıktan sonra Togolu yıldız adeta iki kişilik koştu, Beşiktaş savunmasına tek başına kafa tutup pres yaptı. Dalağı şişti, ciğerleri sökülecek gibi oldu ama 3 puanın kazanılması için yüreğini sahaya bıraktı.
BEŞİKTAŞ'IN DEFOSU ORTAYA ÇIKTI
MURAT ÖZBOSTAN: Şenol Güneş, Başakşehir'i hafife mi aldı? Beşiktaş neden 10 kişi kalan rakibinin karşısında çaresizleri oynadı?
LEVENT TÜZEMEN: Şenol Güneş, Başakşehir'i asla hafife almadı. Çünkü Başakşehir, Beşiktaş'a karşı doğru oynadı. Kapanan takımlara karşı Beşiktaş'ın çözüm üretme gibi bir defosu var. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra Beşiktaşlı oyuncular, net pozisyon bile bulamadılar. Yani Başakşehir topu Beşiktaş'a verdi, kompakt futbola dayalı özüne döndü ve kazandı. Hücum Quaresma'nın, savunma da Pepe'nin tecrübesini arıyor. İki Portekizlinin eksikliği Beşiktaş'ın organize olmasını engelliyor. Bu ikili döndüğünde Beşiktaş'ın 'puzzle'ı tamamlanır. Şenol hocanın en büyük hatası, Başakşehir'in orta alandaki üstünlüğüne son verecek hamleyi yapmamasıydı. Bence Vida'yı savunmaya çekip Medel'i Atiba'nın yanına koymalıydı. Çünkü Tolgay fiziksel ve zihinsel olarak etkisizdi.
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş, Başakşehir karşısında sahadan silindi. Son 35 dakika bir kişi eksik oynayan turuncu-lacivertli ekip, Beşiktaş'ı sürklase etti. Takımdaki 3-4 oyuncu vasatı geçemediğinde Beşiktaş takılıp kalıyor. Bunların başında da Babel, Talisca ve o günkü golcü geliyor. Önceki gün takım olarak herkes çok kötüydü. Fark yaratan ayaklar sıradanlaştı ve Beşiktaş şampiyonluk yarışında korkunç bir yara aldı.
İSKENDER GÜNEN: Hiçbir teknik adam, hiçbir maçı hafife almaz. Kaldı ki Başakşehir şampiyonluk yarışındaki rakiplerinden biri. Yani daha fazla üzerinde düşünülmesi gereken bir maç. Maça genel anlamda baktığımızda Başakşehir, Beşiktaş'a göre çok daha pozitif oyun ortaya koydu. Galip gelmeyi de hak etti. Özellikle Başakşehir son yıllarda büyük maç performanslarına baktığımızda son Fenerbahçe maçı hariç rakiplerine büyük bir üstünlük kurdu. Kendi sahalarında öne geçtikleri hiçbir büyük maçı kaybetmemişler. 10 kişi kalmalarına rağmen merkezi çok iyi kapattılar. Kenardan gelen toplarda da savunmada başarılıydılar. Beşiktaş bu yüzden pozisyon üretmede yetersiz kaldı. Kendisinden çok şey beklenen oyuncular da performanslarının altında kaldıklarından, kendileri için önemli olan bu maçtan puansız ayrıldılar.
GÜRCAN BİLGİÇ: Quaresma'nın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Beşiktaş kapanan rakipler karşısında sorunu bireysel yetenekleri ile çözüyordu. Talisca frikik atıyor, Quaresma çalımlarla ortalığı karıştırıyor ve bozulan dengeden skor alıyorlardı. Başakşehir'in de eksikleri vardı ama Beşiktaş'a göre planları veya oyun setleri daha fazlaydı. Daha sezonun başında Güneş'in Quaresma dışında da hücum seti bulması gerektiğini söyledim. Bu maçta farklı olması gereken oyuncu Talisca'ydı. Yükü kaldıramadı.
GS%40 FB%5
ÖZBOSTAN: Ligde mücadele kıran kırana .. Bu hafta da maçlarda sürpriz sonuçlar çıktı. Kalan maçlara göre bakarsak artık şampiyonluk oranları için takımlara yüzde verebilir misiniz?
TÜZEMEN: Zirveye oynayan takımların taraftar desteğine baktığımızda şampiyonluk coşkusunu ve isteğini G.Saray taraftarı yaşıyor. Derbi öncesi idmana 28 bin taraftarın gelmesi bu inancın bir kanıtıdır. Çünkü Fatih Terim, başarıya giden yolda en büyük faktörün aile felsefesi olduğunu biliyor. Kadıköy'deki son yıllarda izlediğim derbilerde G.Saray'ın hiç bu kadar net pozisyonlara girdiğini görmedim. Kompakt oyunla F.Bahçe'ye geniş alan vermediler ve mücadele anlamında yürekten oynadılar. Eğer yüksek maliyetli Belhanda ve Feghouli, Türk Telekom'da sergiledikleri kaliteyi Kadıköy'e yansıtsalardı G.Saray, özlediği galibiyeti alırdı. Tek eleştirim, Sinan Gümüş oyuna 80'de değil 70'de Feghouli'nin yerine girmeliydi. Sinan'ın kısa sürede yaptıklarına bakarsak bir 10 dakika daha oynasaydı G.Saray çok daha etkili pozisyonlar bulurdu. Ayrıca Terim'e önerim, Sinan kanattan ziyade Gomis'in arkasında oynamalı. Çünkü bu ikilinin birbirleriyle yaptıkları etkili pasların güçlü pozisyon yarattığını gördük. Şampiyonluk yarışında G.Saray, 3 büyük maçı evinde oynayacak. Dolayısıyla kendi göbeğini kendi kesmek zorunda. Bunu yapabilecek gücü var mı? Türk Telekom'un ambiyansı her takıma kabus olur. Bana göre G.Saray'ın şampiyonluk şansı yüzde 51.
SÜRPRİZ OLMADI
ÇAKAR: Yüzde 40 G.Saray, yüzde 35 Başakşehir, yüzde 20 Beşiktaş, yüzde 5 F.Bahçe... Gerçekten de oranların böyle olduğunu düşünüyorum. Ama bütün maçlar çok önemli olmasına rağmen iki maç var ki bunlar 6 puanlık değil, belki de bir sezonun faturasını çıkartacak maçlar. İlki G.Saray- Başakşehir… G.Saray kazanırsa şampiyonluk oranı yüzde 85'e çıkar. Sezon sonuna doğru da G.Saray-Beşiktaş maçı var. Bu maça diğer takımların ve bu iki takımın kaçar puanla girebileceklerini kestiremiyorum ama bu derbinin şampiyonu belirlemede mutlak büyük rolü olacak.
GÜNEN: Bu hafta alınan sonuçları sürpriz olarak değerlendirmek gerçekçi bir yaklaşım değil. Çünkü her maçın kendi içinde bir zorluğu var. Ayrıca şampiyonluğa oynayan 4 takımın kendi aralarında oynakları maçlarda her türlü sonuç ortaya çıkabilir. Kalan 8 haftada şampiyon adaylarını çok zorlu maçlar bekliyor. Ligin boyu kısaldıkça hatayı daha az yapan takım ipi göğüsleyecektir. Şu anki sıralamaya göre Galatasaray ile Başakşehir, Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye göre daha avantajlı. Başakşehir ile Galatasaray'ın yüzde 30'ar şansı var, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin ise yüzde 20'şer.
BİLGİÇ: Rakipleriyle kendi sahasında oynayacak olması Galatasaray'ı elbette ön plana çıkartır. Fikstür olarak yokuş bölümüne geldiler ama ciddi bir iç saha üstünlükleri var. Beşiktaş ve Başakşehir'in yolu da buradan geçiyor. Türk Telekom Stadı'nda kaybetmeyenin önü açılacak. Rakiplerine göre daha kolay gözüken maçları oynayacak Fenerbahçe. Eğer dörtte dört ile bir seri yaparsa, rüzgarı arkasına alır ve diğer üç takıma ciddi baskı getirir. Bu noktada hakemlerin takdir haklarından çok yararlananlarla da baş etmek zorunda. Sanki her haftayı yine bugün olduğu gibi ayrıca tartışmamız gerekecek. Çünkü daha çok puan kaybedecekler.
HAKEMLER BU SEZON BÖYLE DEVAM EDER
ÖZBOSTAN: Hakemler hatalarına devam ediyor. Bu hatalar maç sonuçlarına da tesir ediyor. Kaldı 8 hafta.. Çok defa sormuştum, yine soruyorum, ne olacak bu hakemlerin hali?
ÇAKAR: Anlaşılan hakemler bir iyi, iki kötü devam edecekler. Başakşehir-Beşiktaş maçını yöneten Halil Umut Meler ne kadar mükemmel bir karşılaşma yönetse de Bülent Yıldırım'ın F.Bahçe-G.Saray derbisinde gösterdiği tarafgir ve skandal yönetim, Türk hakemliğinin tartışılır halde kalmasını sağlıyor. Bülent Yıldırım'ın yaptığı hakemlik değildi. O da biliyor, yaptığının hakemlik olmadığını. Penaltıları verme, kartları verme, kırmızı kartları hiç verme ondan sonra da 'ben hakemim' diye ortalarda dolaş. Çok ayıp ediyorsunuz. Hem Türk futboluna büyük zarar veriyor hem de binlerce genç Türk hakemine kötü örnek oluyorsunuz.