ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasıyla patlak veren olayların ardından kent yeniden dünyanın gündemine oturdu. Şehri dolaşırken öyle ilginç olaylarla ve insanlarla karşılaşıyorsunuz ki, pes dedirtiyor; milyon dolarları tepen de var, alışveriş merkezlerinde tam teçhizat uzun namlulu silahlarla yerlere uzanıp dinlenen İsrailli askerler de. Filistinli 57 yaşındaki Ebu Hatice, Mescid-i Aksa'nın Silsile Kapısı'na 15 metre, Burak Duvarı'na (Ağlama Duvarı) ise bir kaç adım uzaklıktaki dükkanını devretmesi için kendisine yapılan teklifleri anlatırken mütevazılığından ödün vermiyor. "Buralar bana ait değil ki neden satayım" diyor. (Milliyet)
30 MİLYONU REDDETTİ
Kapısına sürekli işyerini satması için gelen İsraillilere, "Bende satılık dükkan yok" diyerek geri çeviren bu Filistinlinin hayat hikayesi de oldukça ilginç. Babasından devraldığı çay ocağını çocukluğundan beri işleten Ebu Hatice, eşi ile burada çok mutlu olduğunu, çocukluğunu anımsadığını söylüyor. İsrail'in, bu bölgede yaşayan Filistinlileri çeşitli bahanelerle yerlerinden etmek istediğini ifade eden Ebu Hatice, "Önce bir milyon sonra 24 milyon, ardından da 30 milyon dolar ve açık çek vaat ettiler. Dünyanın hangi ülkesinde yaşamak istersem orada vatandaşlık bile teklif ettiler. Ancak ben Allah'a söz verdim, ant olsun ki; sokakta işportacılık da yapsam burayı onlara bırakmayacağım" diyor.
'FİZİKSEL ŞİDDET GÖRDÜM'
Birkaç yıl önce kendisine ne ait olan bu dükkanda çalışmasını yasakladıklarını da belirten Ebu Hatice, elindeki arkeoloji krokilerini göstererek şöyle devam etti:
"Amaçları burayı benden alıp altından tüneller geçirmek. Bu yüzden burada bir çivi bile çakmamızı İsrail Arkeoloji Çalışmaları İdaresi'nin gözetimi ve iznine bağladılar. Üstelik onların burada yaptıkları masrafları da bana ödettiler. Harcadıkları su ve elektriğin faturasını da bana kesiyorlardı. Yetmedi fiziksel şiddete başvurdular. Nedensiz yere gözaltına aldılar, para cezası kestiler, ağır vergiler koydular. Fakat bütün bu yaptıklarına rağmen, burayı kendilerine satmayacağımı belirttim."
Dükkânında bulundurduğu Türk bayrağını öperek Türkiye'ye ve Türklere olan sevgisini dile getiren Ebu Hatice, "Keşke Osmanlı geri gelse ama böyle bir devlet artık yok. O zaman neden Türkiye gelmesin? Türkiye'nin gelmesini ne çok istiyoruz, bir bilseniz... Bizim için ne para ne şöhret önemli. Turist Türkler geliyor ya, yanan içimize su serpiyorlar" diyor.
SIKI BİR SİVASSPORLU
Ebu Hatice, kendini Sivasspor'a adamış bir Filistinli. Mescid-i Aksa'yı ziyarete giden Sivaslılar sayesinde tanıdığı takımın sıkı takipçisi olduğunu vurgulayan Ebu Hatice, Türkiye ve dünyanın bir çok ülkesinden insanların kendisini ziyarete geldiğini söylüyor. Türkiye'den gelen turlar, İsveçli ve Meksikalı turistler adeta onunla fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor.
Biz daha kapıdan içeriye girmeden Türk olduğumuzu anlıyor ve koşarak kapıda karşılıyor, sarılarak samimi bir ifadeyle ve Türkçe, "Evinize hoş geldiniz" diyor. Dükkanda sohbet etmek için biraz zaman geçirdiğimizde görüyoruz ki Güney Amerika'dan, Avrupa'nın en kuzeyine kadar onu tanımayan yok. Gelenler internet fenomeni olan Ebu Hatice ile hatıra fotoğrafı çektiriyor. Öyle ki acentelerin uğranacak yerler listesine onun dükkanını da eklediğini öğreniyoruz. (Milliyet)