Son dakika haberi... A Milli Takımımız, 2022 Dünya Kupası Elemeleri'ndeki son maçında Karadağ'ı deplasmanda Kerem Aktürkoğlu ve Orkun Kökçü'nün golleriyle 2-1 yenerek play-off oynamaya hak kazandı. SABAH Spor yazarları Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Bülent Timurlenk, Ömer Üründül ve Levent Tüzemen, Türkiye'nin ortaya koyduğu futbol ve teknik direktör Stefan Kuntz'un oyuncu tercihleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Usta isimlerden Erman Toroğlu, Alman hocayı Burak Yılmaz üzerinden eleştirdi. İşte son dakika haberinin detayları...
AHMET ÇAKAR - ALLAH KERİM
Kazanmak önemliydi ve kazandık. Böyle maçlarda iyi oynamak gerekmiyor. Şartlar ne olursa olsun kazanmak gerekiyor. Üstelik maça mağlup başladık. Orta sahada kaptırdık ve maçın başında golü yedik. İlk yarıda rakip Karadağ'a orta sahada manasız kaptırdığımız toplarla gereksiz pozisyonlar verdik. Bir pozisyonumuz var, orada da Kerem ile beraberliği bulduk.
Belki de ilk yarıda ve hatta tüm maç boyu bulduğumuz yegane pozisyondu. Sağdan Abdülkadir ortaladı, Kerem yüksekteki topa iyi vurup beraberliği yakaladı. Bu tür final maçlarında beklenmedik şekilde geriye düştüğünüzde beraberlik golü umumiyetle kırılma anı oluyor.
İkinci yarıdaki Berat-Orkun değişikliği çok doğru bir değişiklikti. Kontrol hep bizde ama pozisyonumuz yok, ta ki Orkun'un 25 metreden vurup filelere yolladığı topa kadar. İşte bu gol, bize Play- Off'u getirdi. Ondan sonra sıkıntılı dakikalar başladı. Herkesin aklında, 'Norveç Hollanda'yı yenebilir mi' sorusu vardı. Fakat Hollanda golü bulunca ikinciliğe razı olduk. Asıl zorluk bundan sonra. İki tane çok ciddi Avrupa takımını elemek zorundayız. Hele hele bunların içinde Portekiz ve İtalya'nın da olduğunu düşünürsek işimiz asla kolay değil ama Allah Kerim diyoruz.
ERMAN TOROĞLU - ÇAĞLAR İLE MERİH MÜTHİŞ OYNADI
Sinirleri geren iki maç Norveç-Hollanda, Türkiye'nin sinirleri gergin, Karadağlı oyuncular daha rahatlar. Yapılacak bir hata çok şeyi götürecek. Milli Takımımız'ın oyuncuları çok koştular, iyi yardımlaştılar, sahaya iyi yayıldılar ama defansta Çağlar ile Merih müthiş oynadılar, özellikle Çağlar. Hücumda zaman zaman etkisiz kaldık. İlk başlarda rakibimiz daha etkili pozisyonlara girdi.
Biz daha hücum eder gözüktük ama onlar daha tehlikeli yerlerden kalemize geldiler. Ama maç ilerleyip, skoru bulduktan sonra çok rahat oynadık. Geçen maç Kuntz, Barış'a çok tahammül etmişti ama Barış da o maçta çok koşmuştu. Yalnız bu maçta Burak'a haddinden fazla tahammül etti. Çünkü Burak güçsüzdü. Toplara vurup şut atacak hali yoktu. Onun güçsüzlüğü ve rakip defansın arasında ezilmesi iki hücumcumuzu etkiledi. Kimleri? Kerem'le Halil'i.
Orada fizik olarak daha hazır bir oyuncu olsa hava toplarına çıksa, rakip defansı biraz meşgul edip dağıtsa, Kerem'le Halil o zaman çok daha fazla iş yapıyorlar. Ama Burak hareketsiz olup, etkili olmayınca diğer ikili de rakip defansın arasında ezildi. Kerem bir pozisyon yakaladı kendine has bir gol attı. Ama Burak bu ikilinin daha fazla gol pozisyonu girmesini engelledi.
Tabii bunu Kuntz'a sormak lazım. Karadağ elinden geldiği kadar mücadele etti. Top tekniği yüksek oyuncuları var ne de olsa Yugoslav ekolü ama takım olarak zamana ihtiyaçları var. Birkaç sene sonra çok daha iyi hale gelecekleri belli. Alman hakem Alman gibi maç yönetti.
Kuntz'un teknik direktör olduğu yerde Alman hakemin bizim maça verilmesi de bizim açımızdan biraz şanstı herhalde! Bu turnuvaya iyi başlayan Milli Takımımız sonra aldığı sonuçlarla işi zora soktu. Neyse bir müddet daha işi uzattık. Bazıları diyecekler ki "Ne var kardeşim İtalya'yla Portekiz'le aynı pozisyonda oynayacağız" futbol böyle bir oyun.
BÜLENT TİMURLENK - BİZ ZORU SEVERİZ
İddiası kalmamış Kuzey İrlanda'nın İtalya'nın önünü nasıl kestiğini gördükten sonra Karadağ'ın da milli forma aşkına oynayacağı ortadaydı. Norveç'in Letonya beraberliği sonrasında bizim için 'kazan ve arkana bakma' gerçeği en büyük motivasyon kaynağıydı. Doğru bir 11 ve dizilişle çıktı Kuntz sahaya ama duran toplardan sonra atağa çıkarken de topu kaptırmak bizim büyük çaresizliğimiz olmuş hem kulüplerde hem de milli takımlarda.
Berat ikinci kötü pasında Burak topa duvar olamayınca Karadağ erken buldu golü. Seviyoruz zor olanı! İki bekten özellikle Zeki arkasına çok adam kaçırıyor, Berat'ın önündeki Hakan, Halil derine gelmediğinde 50 metre top taşımak zorunda kalıyordu. Çağlar ile uzun toplar denedik ama oyunda "Karadağ geçiş hücumunda ikiyi bulursa kepenkleri indiririz" havası vardı. Abdülkadir nefis pasla bozdu bu havayı, Kerem güzel bitirdi…
2. yarıda Orkun'un oyuna girmesi Hakan'a mentol etkisi yaptı. Temiz paslarla oyunu yıktığımızda eksik olan şuttu. Onu da Orkun yaptı. Kuntz değişikliklerde daha sağlam bir orta saha yapabilir, Burak'ı oyundan alabilir miydi? Bunların pek de önemi yok.
Çizgiden top çıkartan Çağlar, çok çalışan Hakan'a da gol atanlar kadar büyük alkış… Evimizde berabere kaldığımız Letonya, Norveç ve Karadağ'ı deplasmanda devirip play-off biletini aldık. 4 günde 2 maç mart ayında, Final Four'dan şampiyon çıkmak zorundayız. Zor mu, evet zor ama biz zoru seviyoruz.
ÖMER ÜRÜNDÜL - KURTLAR SOFRASINA DÜŞTÜK
Kritik maça çok erken bir golle skor dezavantajıyla başladık. Karadağ da iyice hırslandı. Takım halinde topun arkasına geçip iyi yerleşimli bir alan savunması uygulamaya başladılar. Bizim en zayıf taraflarımızdan birisi de set oyunumuzdaki yetersizliğimiz. 45 dakika boyunca attığımız gol dışında baskıya rağmen pozisyon bulamadık.
Buna karşılık Karadağ'ın riskli oyunda geride bıraktığımız genişlikten çok can sıkıcı kontrataklarıyla karşılaştık. İkinci yarıya Berat-Orkun değişikliğiyle başladık. İlk yarıya oranla daha etkili oluyorduk ve Orkun'un güzel golüyle öne geçtik. Sonra çok ciddi bir tehlike atlattık.
Çağlar çizgi üzerinden yüzde yüzlük bir golü önledi. Bunun getirdiği mesajla biraz daha kontrollü oyuna yöneldik. Sonuçta da maçı kazandık. Futbolcularımız ellerinden geleni yaptılar. Ancak kalabalık savunma Burak'ın sevmediği bir ortamdı, Halil etkili olamadı. Kerem de ilk yarının sonlarından sonra oyundan düştü.
Sahanın en iyisi müthiş çalışkanlığı ve çabasıyla Hakan Çalhanoğlu'ydu. Sonuçta maçı kazandık ama Hollanda'nın galibiyetiyle play-off oynamaya hak kazandık. Kısacası İtalya ve Portekiz'in de olduğu 'kurtlar sofrası'na düştük. Bakalım ne yapacağız? Alman hakem objektif ve mükemmel bir yönetim gösterdi.
LEVENT TÜZEMEN - MİLLİ TAKIM'A YAKIŞIR
Katar'a doğrudan gidecektik ama ayağımıza gelen fırsatlarımızı cömertçe harcadık. Letonya maçıyla yakaladığımız umutlarımızı Norveç'in tökezlemesiyle yeşerttik. Karadağ'da kazanarak play-off şansını kucakladık. Uzakdoğu'dan sonra Arap Yarımadası'na gitmek Milli Takım'a yakışır. Huyumuz gereği büyük turnuvalara rötarlı gitmeye bayılırız.
Kuntz'un kadro tercihi Milli Takım'ın ritmini olumsuz etkiledi. Sol bekte Rıdvan'ın hücumda yarattığı çabukluğu ve verimliliği Caner'de bulamadık. Orkun Kökçü'nün orta alandaki çabukluğunu, alan değiştirmesini ve dikine hücuma çıkmasını Berat'la yapamadık. Çünkü Berat sadece kesici olarak oynadı ve çabuk pas oyununa destek veremedi. Erken yediğimiz gol Milli Takım'ı paniğe götürdü. Kerem'in ve Abdülkadir Ömür'ün çalışkanlığı bizi hücuma taşıdı. Ömür'ün mühendis gibi verdiği pası Kerem zor pozisyonda olmasına rağmen gole çevirip umutlarımızı toparladı.
Karadağ'ın çok adamla sahasına kapanıp kaptırdığımız topları özellikle Zeki'nin kanadından hızlı hücuma taşıması yüreğimizi ağzımıza getirdi. Cebeliktarık kalesi önünde yaptığımız etkili paslaşmaları Burak bu kez "Pas duvarı" olamayınca pozisyonları sonuçlandıramadık. Burak'ın durgunluğu Halil, Kerem ve Hakan Çalhanoğlu'nu da olumsuz etkiledi.
Berat'ın yerine Orkun'un girmesi orta alana ve hücuma dinamizm kazandırdı. Orkun sürekli yer değiştirerek arkadaşlarını pas kullanmaları konusunda rahatlattı. Ve; o Orkun kendi başlattığı hücumun sonunda attığı mükemmel şutla Milli Takım'ı öne geçirip bize derin bir "Oh" çektirdi. Gol sonrası yaşadığımız "Skoru koruma" psikolojisi içinde eğer müthiş oynayan Çağlar kale çizgisinde olmasaydı golü yemiştik. Kazanmak güzel şey. Milli Takım'ın yolunu Allah açık etsin..