MaurItIus adasına yolculuğumun ilk adımı Emirates Havayolları ile 3,5 saatlik İstanbul-Dubai uçuşu oldu. Dubai- Mauritius arası ise altı saat sürüyor. Bu yolculuk sayesinde ilk kez dünyanın en büyük uçağı Airbus A380 ile tanıştım. Mauritius'a vardığımızda bizi puslu ve yağmurlu bir hava karşılıyor. Burada ara mevsimler yok. Mayıs ortasından eylül ortasına kadar kış, geri kalan aylar ise yaz. Aralık sonundan şubat sonuna kadarki kısa dönemde tropikal mevsimin yoğun yağmurları yaşanıyor. Sıcaklık 33 dereceyi geçmiyor. Özellikle şu sıralar adadaki sıcaklık ideal. Mauritius toplam 1 milyon 300 bin kişilik nüfusa sahip. İlk ziyaretçiler Araplar olmuş. Ardından Portekizliler uğramış. Portekizliler rağbet etmeyince Hollandalılar adanın yeni ziyaretçisi olmuşlar. Adanın ismi de Hollandalı prens Maurice Van Nassau'dan geliyor. 18. yüzyılda adayı terk eden Hollandalıların yerini bu kez Fransızlar alıyor. Fransızlar sonrası da yeni ziyaretçiler İngilizler oluyor. 1968'de bağımsızlığını ilan eden Mauritius'un cumhuriyet olabilmesi ancak 1992'de gerçekleşiyor. Bu etnik çeşitlilik adanın din, dil, ırkına da yansıyor. Halkın yüzde 52'si Hint kökenli, yüzde 27'si Katolik, yüzde 17'si Müslüman ve yüzde 3'ü de Çinli. Resmi dil İngilizce ama ikinci dil Fransızca. Bir de kendi dilleri Creole konuşuluyor.