(...)
"Melekler ve Şeytanlar", İsviçre'de bulunan ünlü bilim merkezi CERN'de görevli bilim insanı Leonardo Vetra'nın bir cinayete kurban gitmesi ve cesedinin üzerine İlluminati örgütüne ait bir simge kazınmış olması üzerine, ünlü simgebilim uzmanı Robert Langdon'ın (Tom Hanks) yardımının istenmesiyle başlıyor. Vetra'nın kızı Vittoria (Ayelet Zurer) ile işbirliği yapan Langdon, CERN'den "karşı-madde"nin çalındığını öğrenir ve bu maddeden elde edilen, geri sayımı başlamış bomba ile Vatikan'ın yok edileceği sonucuna varır. İlluminati örgütünün amacı, Hıristiyanlığın kalesi olan Vatikan'ı yerle bir etmek ve Katolik mezhebine ağır bir darbe indirmektir. (Kökeni 1700'lere dayanan, Bavyera'da kurulduğu söylenen örgüte dair pek çok rivayet var. İlluminati kelimesi aydınlanmış demek ve günümüzde de dünya politika ve ekonomisinin hâlâ bu örgütün sayılı elitlerinin yönetiminde olduğuna ilişkin azımsanmayacak ölçüde komplo teorisi var. Üyeleri arasında Churchill ve Rockefeller gibi isimlerin de bulunduğu söylenen örgütün, zaman içerisinde gücünün azaldığı, ama komplo teorisyenleri için her zaman revaçta kaldığı bir gerçek.)
Aynı sıralarda Vatikan'da, ölen Papa'nın yerine yeni papanın seçileceği "Conclave" süreci başlamıştır. Kardinaller arasından yeni papayı seçerken, onların tecrit edilmesi esastır. Bir şapelden yayılan dumanın rengine göre, dış dünya seçimin nasıl ilerlediğini anlayabilmektedir. Mesela siyah duman çıkarsa, oylamada üçte iki çoğunluğun oluşmadığı, beyaz duman çıkarsa çoğunluğun sağlanıp papanın seçildiği anlaşılmaktadır. Yeni papa seçilene kadar, "Camerlengo" sıfatlı Patrick McKenna (Ewan McGregor), Vatikan'ı vekil olarak yönetecektir. İsviçre'den Roma'ya gelen Robert Langdon ve Vittoria Vetra, İlluminati'nin inandığı dört elementin yani ateş, toprak, hava ve suyun izini sürerek işlenen papa adayı cinayetlerini çözmeye, bir yandan da dünyanın dengesini sarsacak güçlü bombanın nerede olduğunu bulmaya çalışmaktadır. Peki bomba nerededir? Robert Langdon ve Vittoria Vetra, zamana karşı yarışarak bombayı durdurmayı başarabilecek midir?
"Melekler ve Şeytanlar", bilim ve din karşıtlığını temel alan, ateist ve dinsiz "aydınlanmış" ların oluşturduğu İlluminati örgütüyle Hıristiyanlığın en güçlü mezhebi olan Katolik mezhebinin merkezi Vatikan'ı karşı karşıya getiren, "Da Vinci Şifresi"nden daha fazla aksiyon yüklü bir gerilim olarak tanımlanabilir.
(...)
Romanda, İlluminati örgütünün ele geçirdiği anti-madde konusu da ilginç, çünkü Dan Brown'ın özellikle "Da Vinci Şifresi" nde malzeme olarak kullandığı pek çok yer, isim ve sanat eseri gerçekliğini ispatlamıştı. Dolayısıyla, çok küçük miktardaki anti-maddenin, büyük patlamalara yol açacağı bilgisinin de okurları ürküttüğü ve CERN'e yönelik bakış açısını değiştirdiği de bir gerçek.
(...)
"Da Vinci Şifresi" her ne kadar gişede romanın estirdiği rüzgârı da arkasına alarak başarı elde etmişse de, eleştirmenler tarafından çok beğenilmemişti. Aksiyon ve gizemi bir arada sunarken "Da Vinci Şifresi"nden birkaç adım ileri gideceği iddia edilen "Melekler ve Şeytanlar"ın, türün meraklıları ve "Da Vinci Şifresi"nin hayranları için çok şey vaat etiği kesin!