Mustafa Kemal Atatürk'ü ikisi de çok sevdi. Hüzünlü hayat yaşadılar. Çankaya'nın önemli simalarından Fikriye Hanım, Çankaya Köşkü'nde hayata veda etti. Çok kısa süren evlilik sonrasında Latife Hanım ise yaşadığı süre içinde özel hayatıyla ilgili hiç konuşmadı. Sırlarıyla veda etti. Yazarlar ve araştırmacıların bir bölümü Latife Hanım'ı Fikriye'ye karşı olumsuz gösterdi. Onlara göre Fikriye "uysal", Latife ise "negatif"ti. Mehmet Sadık Öke, büyük teyzesi Latife Hanım'ın, Fikriye ile ilgili düşündüklerini ilk kez SABAH'a açıkladı. Öke'nin verdiği bilgilere göre Latife Hanım, Fikriye'yi "Âşık bir kadının deliliğe varan gücü" olarak yorumluyor ve o en can alıcı cümleyi söylüyor: Âşıka Maşuk sorulmaz. İşte Mehmet Sadık Öke'nin paylaştığı çok özel ayrıntılar:
ÂŞIKA MAŞUK SORULMAZ: Latife Hanım'la, Fikriye Hanım arasındaki ilişki her zaman speküle edilmiştir. Latife Hanım, Fikriye Hanım'ı her zaman cesur ve güçlü bir kadın olarak saygıyla anmış. Bize, onu "Âşık bir kadının deliliğe varan gücü" olarak nitelemiştir. Hatta Atatürk'ün, Fikriye'yi karşısına alıp konuşması gerektiği şeklinde yapılan yorumlara, "Anlatsa ne olacaktı. Âşıka maşuk sorulmaz. Yeni dönemde kendisine yer olmadığını Fikriye anlamayacaktı. Bizimki de anlatamayacaktı" yanıtını verirdi.
SÖĞÜT AĞACI ALTINDA GÖMÜLÜ: Fikriye Hanım'ın ölümünden sonra nereye gömüleceği konusunda Paşa, Latife Hanım'la bir konuşma yapar. Paşa, Bağevi'ni (Bugünkü Çankaya Köşkü) uygun bulduğunu söyler. Bu Paşa'nın, izin istemesi değil emridir. Ama, büyük teyzem, "Yakışır Paşam. Böylece hem size yakın olur hem de siz ona. Bu sizin ve benim ona borcumuzdur" diyecek kadar yüce gönüllüdür.
LATİFE HANIM BOŞANMAK İSTEDİ: Fikriye Hanım'ın Köşk'e yerleşmesi Ankara'da dedikoduları başlatmıştır. Bu söylentiler Latife Hanım'ı derinden sarsmıştır. Latife Hanım, Paşanın duyarsız davranışlarının Fikriye Hanım'ın ölümüne giden yolu açtığı düşüncesindedir. Bu noktada boşanmak istemiş ancak Paşa kabul etmemiştir.
ÖLÜMLE EVLİLİKLERİ DERİN YARA ALDI: Asla evlilikleri bu ölümden ötürü inişe geçmedi. Ancak olay, Paşa'yla Latife'nin uyum içinde yaşamaya başlamak için gereken zaman sırasında olması hasebiyle derin bir yara bırakmıştır.
