Atılay denizaltısı, 67 yıl önce bir dalış sırasında battı. Şehit denizcilerden biri de Hamiyet Yüceses'in başçavuş eşi Fethi Bey'di. Fethi Bey, ölümünden önce 3-4 ay arayla hamile kalan Hamiyet Hanım ve kız kardeşi Hayriye Hanıma, "Kimin çocuğu daha erken ve erkek doğarsa ona denizaltının adını vereceğim" der... Kızkardeşinin oğlu Atılay, şimdi 68 yaşında... İsim babasının Atatürk olduğu denizaltımız Atılay, İstanbul Taşkızak Tersanesi'nde inşa edilmiş 80 metre boyunda 52 personelli bir denizaltıydı. Binbaşı Sadi Gürcan komutasındaki Atılay, 14 Temmuz 1942'de dalışta battı. Faciada 37 denizcimiz şehit oldu.
MAYINLI SAHADA BATTI
Yeni cihazların kontrolü maksadıyla Donanma Komutanlığı'ndan istenen gemi, 14 Temmuz 1942 günü, saat 07.30 sularında Çanakkale'ye demir attı. Saat 08.00-09.00 arası yapılan brifingde tecrübelerin nasıl yapılacağı hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Ancak saat 14.30'da Norto Koyu'nda dalışa geçen denizaltı bir daha deniz üstüne çıkamadı. Saat 20.30'da Atılay'ın 'battı şamandırası' bulundu. Facianın sebebi 2 şekilde yorumlandı. Bu sebeplere göre Atılay, ya akıntıya kapılıp mayınlı sahaya girdi, ya da antenli mayınların patlaması sonucu, büyük yara aldı ve alıp suyla doldu.
TEYZEM MUTLU OLAMADI
Fethi Bey'in baldızının oğlu Atılay Durak, "Olayda tek kişi kurtuldu. O da şöyle" deyip ilk kez anlattı: "Ben erken doğunca, adım Atılay olmuş. Kendi çocuklarına da babasının adını koyup Hasan demişler. Bende not defteri var. Orada su alma hacmi, geminin su altında ne kadar kalabileceği, teçhizatı hem eski hem yeni Türkçe yazmış. İçinde zamanla kendi ailesindeki yaşamı not almış. Olay günü 1942 bir tatbikat anında su üstündelerken 'Falanca koramiral geliyor, dalın' emri geliyor. 'Kumanyamız yok' diyorlar. Bunun üzerine genç bir bahriye eri kayıkla kumanya almaya karaya çıkıyor. O arada ani bir emir daha 'Dalın, nasılsa çıkıp kumanyayı alacaksınız' deniyor. İşte koca denizaltıdan şans eseri tek kurtulan bu bahriye eri oluyor. Adını anımsamıyorum ama 5 yıl önce yaşıyor olduğunu duymuştum. O zaman deniz subayları sahne sanatçılarıyla evlenemiyor. Fakat bu iki genç gizlice evlenmişler. Zaten ölümünden sonra teyzem çok uzun süre matem tuttu. Sonraki evliliklerinde asla o kadar mutlu olamadığını söylerdi."